"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... İlçesi ... Beldesinde uzun yıllardır tarımsal faaliyette bulunduğunu, 29.04.2001, 03.05.2001, 10.05.2001, 17.05.2001, 21.05.2001 ve 27.05.2001 tarihlerinde yetiştirdiği domatesleri sebze meyve halinde komisyonculuk yapan ...’ya sattığını, Bağ-Kur prim kesintisi yapılan müstahsil makbuzları bulunduğunu, müvekkilinin bu makbuzlara istinaden Tarım Bağ-Kur sigortalılık tescilinin 01.05.2001 olarak düzeltilmesini ve prim borcunun 6552 sayılı Kanun gereğince yapılandırılmasını yönündeki 24.11.2014 tarihinde yaptığı başvurunun Kurumca reddedildiğini, bu işlemin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek müvekkilinin ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı 29.04.2001 tarihini takip eden 01.05.2001 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma hakkı konusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; ... isimli komisyoncu tarafından 2001/4. ve 2001/5. dönemlere ilişkin tevkifat bildirim listelerinin ve yapılan kesintilerin müvekkili Kuruma bildirilmeyip Kurum hesaplarına yatırılmadığını, bu nedenle davacının talebinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. ... İş Mahkemesinin 20.02.2017 tarihli ve 2015/195 E., 2017/112 K. sayılı kararı ile; davacının sattığı ürünlerden ilk Tarım Bağ-Kur prim kesintisinin 2001 yılı Nisan ayında yapıldığı ancak kesintinin Kurum hesabına aktarılmadığı, tevkifat sorumlusunun bu döneme ait liste ve mazbuzları da Kuruma göndermediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 13.09.2017 tarihli ve 2017/1721 E., 2017/1656 K. sayılı kararı ile; davacının teslim ettiği ürün bedelinden yapılan ilk kesintisinin 2001 yılı Nisan ayına ilişkin olduğu, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi ile Hukuk Genel Kurulunca da benimsendiği üzere kesintinin Kurum kayıtlarına intikal ettirilip ettirilmediği hususunun davacının sorumluluğundaki bir konu olmadığı, buna göre davacının kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden ay başı olan 01.05.2001 tarihinden 31.12.2001 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması ve bu dönem için 6552 sayılı Kanun gereğince yapılandırma hakkı bulunduğunun tespiti gerektiği ancak takip eden yıllar için davacının tarım sigortalısı sayılmasını gerektirecek olguların yöntemince kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarihli ve 2017/5773 E., 2019/7418 K. sayılı kararı ile; "...Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2010 gün ve 2010/10-380 Esas-2010/420 Karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere, kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyete dayalı olarak yetiştirilen ürünlerin teslimi sırasında ürün bedelleri üzerinden tevkifat (prim kesintisi) yapılması durumunda zorunlu sigortalılık hak ve yükümlülüğünün tevkifat tarihini izleyen aybaşından itibaren başlatılarak ait olduğu yılın sonuna kadar ve devam eden yıllarda tevkifatlar var ise devam eden en son yılın sonuna kadar davacının sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmekte olup, kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce tevkifat gerçekleştirilmiş ise prim tutarının Kuruma aktarılması koşulu aranmaktadır.
Dosya kapsamından; davacının, davalı Kurum tarafından 24.11.2014 tarihi itibariyle 4/1-d kapsamında tescilinin yapıldığı, 15.08.2001 tarihinden itibaren başlayan ve devam eden şeklinde ... Ziraat Odası kaydının olduğu, ... Sebze ve Meyve Komisyoncusuna teslim etmiş olduğu ürünlerden dolayı 2001/4-5. aylarda düzenlenen ve bağ-kur prim tevkifatı bulunan müstahsil makbuzlarına istinaden 2926 sayılı kanun kapsamında 01.05.2001 tarihinden itibaren sigortalılık tescili talebinde bulunduğu, davalı Kurumun tevkifatların Kurum kayıtlarına intikal etmediği gerekçesi ile tescil işlemini reddetmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, müstahsil makbuzlarındaki tevkifatların Kurum kayıtlarına intikal edip etmediği araştırılmaksızın eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Mahkemece yapılacak iş, makbuzlarda belirtilen bağ-kur prim tevkifatlarının Kurum kayıtlarına intikal edip etmediğinin araştırılması, kesintilerin Kurum hesaplarına intikal etmediğinin anlaşılması halinde davanın reddilmesinden ibarettir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır….” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 06.02.2020 tarihli ve 2019/2716 E., 2020/240 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararını Temyiz:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dışı gerçek kişi tarafından ürün teslimi sırasında tevkifat yoluyla davacı adına kesilen Bağ-Kur priminin Kurum hesabına intikal ettirilip ettirilmediğinin davacının sorumluluğunda olmadığı gerekçesiyle davacının 01.05.2001-31.12.2001 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmasının ve bu dönem için 6552 sayılı Kanun gereğince yapılandırma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilen eldeki davada müstahsil makbuzlarındaki tevkifatların Kurum kayıtlarına intikal ettirilip ettirilmediğinin araştırılarak kesintilerin Kurum hesaplarına intikal etmediğinin anlaşılması hâlinde davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
14. Öncelikle konuyla ilgili kavramlar ve yasal düzenlemeler üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.
15. Davanın yasal dayanağını oluşturan ve 17.10.1983 tarihinde kabul edilip 20.10.1983 tarihli 18197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu (2926 sayılı Kanun)'un 2. maddesinin ilk hâlinde kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden 22 yaşını doldurmuş erkeklerle 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınların bu kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 15.04.1987 tarihli ve 3350 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile eklenen fıkra ile de uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkeklerin istekleri hâlinde kapsama alınacağı hükme bağlanmıştır.
16. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun sözü edilen 2. maddesi 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişikliğe uğramış olup madde;
"Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.
Yukarıdaki fıkra hükmüne göre sigortalılığın tespit, tescil ve takibine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde müştereken çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
İlk tescil tarihinde ellisekiz yaşını dolduran kadınlarla, altmış yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
17. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal Faaliyette Bulunanlar: "Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar..." şeklinde tanımlanmıştır.
18. Bu itibarla 2926 sayılı Kanun'un 2. ve 3. maddeleri kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan kanunda öngörülen belli bir yaşı dolduran kadın ve erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde olup sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz (2926 sayılı Kanun m.5).
19. Sigortalı sayılanlar 2926 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanun'a göre sigortalı sayılanlardan Kanun kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içerisinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemi Kurumca re'sen yapılacak ve Kanun'un 5. maddesi hükmü gereğince tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalı sayılacaklar, hak ve yükümlülükleri ise kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır.
20. Diğer yandan 2926 sayılı Kanun'un 10. maddesinde kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, ... Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye ... Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı belirtilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu anlaşılmaktadır.
21. Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulaması ile de Tarım Bağ-Kur sigortalılığının kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 07.07.2010 tarihli ve 2010/10–359 E., 368 K.; 08.02.2017 tarihli ve 2016/10-1906 E., 2017/215 K. ile 15.02.2017 tarihli ve 2015/10-1283 E., 2017/242 K. sayılı kararları).
22. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, 2926 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu hâlde 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Kuruma ödenmesi durumunda kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Kurumun prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re'sen kayıt ve tescil etmemesi kanunun kendisine yüklediği re'sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
23. Nitekim 2926 sayılı Kanun'a tabi sigortalıların ödeyecekleri primlerin ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilmesine ilişkin olmak üzere 01.04.1994 tarihinde uygulanmaya başlanılan 03.04.1993 tarihli ve 93/4384 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve eki 13.05.1993 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. 08.01.1994 tarihli ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile de tevkifat oranı %1'e indirilmiştir. 2926 sayılı Kanun ve kararnameler kapsamında konuyu değerlendiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalan Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği (Tebliğ) düzenlenerek 26.03.1994 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmış ve 01.04.1994 tarihinden itibaren tarım sigortalılarının prim borçlarının teslim ettiği ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsili ile yersiz olarak alınan tutarların ilgililere geri verilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Tebliğin (B) bendinde tevkifat yapacak olanlar, (C) bendinde çiftçi primlerinin ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsiline ilişkin usul ve esaslar, (E) bendinde tevkifat tutarlarının Kurum hesaplarına yatırılması ve tevkifat bildirimlerinin verilmesi, (G) bendinde 2926 sayılı Kanun kapsamına girmeyenlerin durumu, (H) bendinde 2926 sayılı Kanun kapsamına giren ve prim borcu bulunmayan veya prim borcu taksitlendirilen çiftçilerin durumu ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Tebliğin (D) bendinde ise çiftçilerden ürün alımı sırasında tevkifat yapmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu satın alma işlemleri nedeniyle mevzuat gereği düzenlemek zorunda oldukları belgelerin uygun bir yerine (gerek kendilerinde kalacak, gerek çiftçiye verecekleri örneklerde) çiftçinin ad ve soyadını, adresini, yaptıkları tevkifat tutarını, Bağ-Kur numarasını, bu numara yoksa veya bilinmiyorsa ayrıca çiftçinin baba adını, doğum tarihi ve yerini kaydetmek zorunda oldukları; çiftçilerin de Bağ-Kur primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın Kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı ise Tebliğin (F) bendinde düzenlenmiştir.
24. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama Tebliğinin "Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı" kenar başlıklı (I) bendinde ise, " 2926 sayılı Kanun'un 2 inci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde, Kanunun 7 nci maddesinde öngörülen üç aylık süre içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların tescil işlemleri, Kanunun 9 uncu maddesine göre Kurumca re'sen yapılmakta ve sigortalıların hak ve yükümlülükleri de kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır.
Ancak Kanunun 2 nci maddesine göre sigortalı olmaları gerektiği halde, Kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış çiftçilerin, tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle yazılı talepte bulunmaları halinde, söz konusu talepleri tescil için irade beyanı olarak değerlendirilecek ve tevkifat tutarının Kurum hesaplarına, bildirimin ise Kurum kayıtlarına intikal etmesi koşuluyla, sigortalılıkları tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle başlatılacaktır.
Sigortalının bu yönde bir talebinin olmaması halinde, sigortalılık Kurumca re'sen tescil işleminin yapıldığı ayı takip eden aybaşından itibaren başlatılacaktır." yönünde düzenleme bulunmakta iken bu bent 21.03.2002 tarihli ve 24702 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 4 seri nolu Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış ise de daha sonra 22.5.2007 tarihli ve 26529 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7 seri nolu Tebliğ ile yeniden düzenlenerek tekrar yürürlüğe konulmuştur.
25. Konu son olarak 01.03.2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak 01.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ ile düzenlenmiştir. Bu Tebliğ'in 14. maddesi ile de yukarıda belirtilen 26.03.1994 tarihli Tebliğ yürürlükten kaldırılmıştır.
26. 01.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tebliğ'in 11. maddesinde de konu aynı şekilde düzenlenmiş ve 2926 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre sigortalı sayıldıkları hâlde Kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış ve sattıkları ürün bedellerinden 01.04.1994 tarihinden itibaren kesinti yapılan tarımsal faaliyette bulunanların, kesintinin yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle Kuruma yazılı talepte bulunmaları hâlinde kesinti tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla kesinti yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren 4 Seri Nolu 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu Uygulama Tebliği uyarınca sigortalılıklarının başlatılacağı belirtilmiştir.
27. Somut olayda davacının Tarım Bağ-Kur prim kesintisi bulunan 29.04.2001, 03.05.2001, 10.05.2001, 17.05.2001, 21.05.2001 ve 27.05.2001 tarihli müstahsil makbuzlarını ekleyerek Kuruma verdiği 24.11.2014 tarihli dilekçesi ile geriye dönük tescil talebinde bulunduğu, Kurum tarafından 2001/4. ve 2001/5. dönemlere ilişkin tevkifat bildirim listeleri ile yapılan kesintilerin Kurumun tevkifat hesabına yatırıldığını gösterir banka dekontlarının gönderilmesi için komisyoncu ...'ya 05.12.2014 tarihinde yazı yazıldığı, ...'nın 12.01.2015 tarihli dilekçesinde davacının teslim ettiği ürün bedellerinden dolayı anılan dönemlerde Bağ-Kur prim kesintisi yapılmakla birlikte banka dekontlarının zamanaşımı nedeniyle imha edildiğini belirterek gereğinin yapılmasını talep ettiği, bu yazışmadan sonra davalı Kurumca davacıya hitaben yazılan yazıda tevkifat bildirim listeleri ile yapılan kesintilerin Kurum hesabına yatırıldığına dair banka dekontlarının Kurum kayıtlarına intikal etmemesi nedeniyle 24.11.2014 tarihinden geriye doğru tescil talebi hakkında yapılacak işlem bulunmadığı bildirilerek 24.11.2014 tarihi itibariyle 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında tescilinin yapıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada müstahsil makbuzlarındaki prim kesintilerinin Kurum hesabına intikal edip etmediğinin tespiti için yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılarda komisyoncu tarafından tevkifat listelerinin Kuruma gönderilmemiş olması sebebiyle prim kesintilerinin Kurum hesabına geçip geçmediğinin teyit edilemediğinden davacının talebi hakkında işlem yapılamadığının bildirildiği, tanık olarak bilgisine başvurulan ...'nın 1997-2001 yılları arasında komisyonculuk yaptığını, sözü edilen müstahsil makbuzlarını kendisinin düzenlediğini, makbuzlarda "..." yerine "..." yazıldığını, bu harf hatası nedeniyle kesintilerin Bağ-Kur kayıtlarına işlenmemiş olabileceğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
28. Şu hâlde yukarıda değinilen mevzuat hükümleri ile yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ürün tesliminin özel kuruluşlara yapılması hâlinde hak ve mükellefiyetin başlangıcı için bu tevkifatın Kurum hesabına intikal etmesinin zorunlu olması gerektiği dikkate alınarak davacının teslim ettiği ürün bedellerinden tevkifat yoluyla yapılan prim kesintilerinin Kurum hesabına intikal edip etmediği araştırılarak kesintilerin Kurum hesabına intikal etmediği durumlarda Tarım Bağ-Kur sigortalısı olamayacağı gözetilmek suretiyle yapılan araştırma ve inceleme neticesinde karar verilmelidir.
29. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 25.01.2017 tarihli ve 2015/10-264 E., 2017/153 K., 08.02.2017 tarihli ve 2016/10-1906 E., 2017/215 K., 18.01.2022 tarihli ve 2019/(21)10-594 E., 2022/9 K. ile 31.05.2022 tarihli ve 2019/(21)10-596 E., 2022/793 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
30. Hâl böyle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
31. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
32. Öte yandan bozma kararının somut olayın özetlendiği paragrafında davacının 24.11.2014 tarihi itibariyle 4/1-b kapsamında tescilinin yapılmış olmasına rağmen "4/1-d" yazılmış ise de bu yazım farklılığının maddi hata olduğu anlaşılmakla işaret edilmekle yetinilmiştir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarı açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/2. maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.10.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.