"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı; hâkim ortağı olduğu... Yapı Malzeme İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı ... Endüstri ve Tic. A.Ş. ile yapılan bayilik sözleşmesi gereğince anılan şirketin bayisi olduğunu, bayilik sözleşmesi gereğince... Yapı Malzeme İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 20.03.2011 tanzim tarihli ve 200.000USD bedelli senedin teminat olarak verildiğini ve ayrıca senedi kefil olarak imzaladığını, dava dışı şirketin teminat senedini Zeytinburnu 1. İcra Müdürlüğünün 2003/1473 sayılı dosyasıyla icra takibine koyduğunu, 17.08.2007 tarihinde icra takibine konu teminat amaçlı verilen bonoda yazılı tutardan sorumlu olmadığının tespiti istemiyle menfi tespit davası açtığını, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.09.2010 tarihli kararıyla davanın reddine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24.01.2012 tarihli kararıyla kararın bozulduğunu, mahkemece bozmaya uyulduğu ifade edilerek yapılan yargılama sonucunda İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.03.2015 tarihli kararıyla davanın kabul edilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.12.2017 tarihli kararıyla gerçeğe aykırı şekilde bozma gereklerinin yerine getirildiği belirtilerek onandığını, karar düzeltme isteminin de 11.06.2019 tarihinde gerekçesiz reddedildiğini, bütün bu süreçte olmayan bir senede dayanılarak yargı eliyle borç oluşturulmaya çalışıldığını, kararlarda imzası bulunan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin başkan ve üyelerinin açıkça hukuka aykırı eylemleri nedeniyle davalının HMK'nın 46. maddesi gereğince sorumlu olduğunu ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın tespiti ile şimdilik 5.000TL maddi ve 10.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 2019/52 E., 2020/18 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/872 esas - 2015/179 karar sayılı dosyasının aslı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı 2019/1 esas - 6 karar sayılı dosya örnekleri getirtilerek incelenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK'nun 46. maddesine göre Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b)Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular, açık delillere rağmen yargı tarafından mevcut olmayan bir bono borç yaratılıp çirkin, hukuk dışı organize bir faaliyetle 12 senedir para tahsil edilmeye çalışıldığı, mahkemenin ikinci kararı ile bozmaya uygun karar vermemesine rağmen ihbar olunanlarca onama kararında bozma gereklerinin yerine getirildiğinin belirtilmesi, HMK'nun 46/1-d maddesine aykırı davranılması, HMK'nun 440/II maddesine aykırı olarak karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararda gerekçe gösterilmemesi, Anayasa'nın 141. maddesine aykırı davranılması iddialarıdır.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş, yasa yolları da tüketilmiştir. Davacı, HMK 46.maddede sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenlerinin eldeki davada gerçekleştiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan HMK’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasına hükmedilmesi gerektiğinden, bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde bulundurulmuş, 1.000,00-TL disiplin para cezasının verilmesinin uygun olacağı değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenlerle;
1-HMK'nun 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine,
2-HMK'nun 49. maddesine göre takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 256,16-TL'den mahsubuna, kalan 201,76-TL'nin davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.950,00-TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.