Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/646 E. 2022/94 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi davada, ekspertiz ücreti ödemesine ilişkin olarak davalı tarafça cevap süresinden sonra sunulan faturanın mahkemece dikkate alınıp alınamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Direnmeye konu miktarın temyiz kesinlik sınırının altında olması gözetilerek davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesince Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (kapanan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan kullandığı konut kredisi çerçevesinde işlem masrafı, ekspertiz ücreti, yapılandırma bedeli gibi isimler altında haksız para tahsil edildiğini ileri sürerek 3.025TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili; kesintilerin hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verdiği 19.02.2015 tarihli ve 2014/103 E., 2015/51 K. sayılı kararı ile; yapılan kesintilerin haksız olduğu ve davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (kapanan) 13. Hukuk Dairesinin 27.05.2015 tarihli ve 2015/14314 E., 2015/17076 K. sayılı kararı ile; “…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı eldeki dava ile kendisinden kesilen expertiz ücretinin de tahsilini talep etmiş, mahkemece kabul edilmiş ise de; dairemizin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere bankaların davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Davalı expertiz incelemesini dava dışı gayrimenkul değerlendirme şirketine yaptırmış ve 1.10.2009 tarihli fatura dekontunu ibraz ettiğine göre masrafı belgelendirmiş sayılmalıdır. Bu ödemeye ilişkin isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

Direnme Kararı:

9. Mahkemenin 17.12.2015 tarihli ve 2015/303 E., 2015/367 K. sayılı karar ile; ilk karar gerekçesi yanında dava dışı firmaya yapılan ödemeye ilişkin faturanın süresinde sunulmadığından hükme esas alınamayacağı belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; basit yargılama usulüne tabi davada dava dışı firmaya ekspertiz ücreti ödemesi yapıldığına ilişkin olarak davalı tarafça cevap süresinden sonra sunulan faturanın mahkemece dikkate alınmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; direnme kararına ilişkin temyiz isteminin miktar yönünden reddinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

13. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 450. maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, HMK’da geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.

Bu bağlamda HMK’nın geçici 3. maddesi;

“(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez (Değişik fıkra: 22.07.2020 tarih, 7251 s. K. m.47).

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir.

14. Yukarıdaki madde metninden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.

15. Bilindiği üzere, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden HUMK’un 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanun'lara göre katsayı artısı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.

16. Direnme kararının verildiği 2015 yılı itibariyle bu miktar 2.080TL'dir.

17. 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.

18. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, yerel mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

19. Somut olayda davacı vekili 1000TL işlem masrafı, 525TL ekspertiz ücreti, 1.500TL faiz indirimi kesintisi olmak üzere toplam 3.025TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilip sadece ekspertiz ücreti yönünden davalının sunduğu fatura gözetilerek istemin reddedilmesi gerektiği şeklindeki gerekçeyle karar bozulmuş, bu karar üzerine direnme kararı verilmiştir.

20. Özel Daire ile mahkeme arasında direnmeye konu miktar yalnızca 525TL tutarındaki ekspertiz ücreti kesintisine ilişkin olup bu miktarın kararın verildiği tarih itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında olduğu açıktır.

21. O hâlde direnme kararı miktar itibariyle açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi imkânı bulunmamaktadır.

22. Hâl böyle olunca, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1. maddesine göre karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.02.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.