"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddine dair kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar davalı ... Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; 23.07.1999 tarihli tescil talebine istinaden 28.07.1999 tarihinde 1479 sayılı Kanun'un 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescili yapılan ve sigortalılığının sona erdirilmesi yönünde bir başvurusu da bulunmayan müvekkilinin 10.08.2015 tarihli dilekçesi ile isteğe bağlı sigortalılığının devam ettirilerek çıkarılacak prim borcunun tarafına bildirilmesini talep ettiğini, davalı Kurumun 01.10.2015 tarihli yazısında davacının 28.07.1999 tarihinden 09.07.2015 tarihine kadar prim ödemesi ve 01.10.2008 tarihinden sonra isteğe bağlı sigortalılık başvurusu bulunmadığından talebiyle ilgili işlem yapılmasının mümkün olmadığının belirtildiğini ancak davacının isteğe bağlı sigortalı olduğu dönemde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Kanun’un 20.06.1987 tarihli ve 3396 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek 28.07.1999-24.07.2003 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılığının tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Kurumu (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; 28.07.1999 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescili yapılan davacının 09.07.2015 tarihine kadar prim ödemesi bulunmadığını, 2013/11 sayılı genelge gereğince 01.10.2008 tarihinden sonraki dönemde isteğe bağlı sigortalılık başvurusunun da mevcut olmadığını, bu nedenle 09.07.2015 tarihinde ödediği prim karşılığında hizmet verilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. ... Asliye Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 19.04.2018 tarihli ve 2015/576 E., 2018/180 K. sayılı kararı ile; Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2009/6657 E., 2010/17228 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere 28.07.1999 tarihinde isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edilmiş olmasına rağmen hiç prim ödememiş olan davacının 4692 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 2. fıkrasındaki hüküm de dikkate alındığında sigortalılığının tescil tarihi itibariyle sona erdirilmesine ilişkin Kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 08.02.2019 tarihli ve 2018/2120 E., 2019/163 K. sayılı kararı ile; Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 03.03.2014 tarihli ve 2013/3024 E., 2014/3514 sayılı kararındaki açıklamalar da dikkate alındığında isteğe bağlı sigortalılık tescili bulunan ve terk talebi de mevcut olmayan davacının 4956 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.08.2001 tarihinde kadar olan döneme ilişkin isteminin kabulü gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 28.07.1999-08.08.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun’un 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 18.04.2019 tarihli ve 2019/2100 E., 2019/3680 K. sayılı kararı ile; "...1479 sayılı Kanunun isteğe bağlı sigortalılığa ilişkin düzenlemeyi içeren 79. maddesinin, önce 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, sonrasında 4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükmünde; isteğe bağlı sigorta primlerinin ödenmemesi, isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren yasal bir neden olarak öngörülmemiş ise de, anılan maddede 04.10.2000 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 25. maddesiyle yapılan değişiklikte, “art arda üç ay prim ödenmemiş olması” isteğe bağlı sigortalılığı, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdiren yasal bir neden olarak belirtilmiştir. Yine, 04.10.2000 tarihi öncesindeki isteğe bağlı sigortalılık dönemine ilişkin olarak prim borcu bulunanlar yönünden, aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 2. maddesi, 04.10.2000 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların isteğe bağlı sigortalılıklarının, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımlandığı tarihe kadar birikmiş tüm prim borçlarını, Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımı tarihini takip eden 6 ay içinde ödemeleri şartıyla devam ettirileceği, bu şartı yerine getirmeyenlerin sigortalılıklarının ise, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdirileceği hükmünü içermekte ise de, anılan Kanun Hükmünde Kararname tüm hükümleriyle, Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca iptal edilmiştir.
1479 sayılı Kanuna 03.07.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 4692 sayılı Kanunla eklenen geçici 1. maddenin 2. fıkrasında ise “1479 sayılı Kanuna göre 04.10.2000 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olanların bu sigortalılıklarının 30.06.2001 tarihine kadar birikmiş tüm prim borçlarını, bu tarihten itibaren 6 aylık süreye ilişkin prim borçlarıyla birlikte 31.12.2001 tarihine kadar ödemeleri şartıyla devam ettirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
1479 sayılı Kanunun 79.maddesinde, 4956 sayılı Kanunun 33.maddesiyle yapılan ve 08.08.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren yasal düzenleme ile de; “sigortalının toplam borcunun 3 aylık prim ve ceza tutarından fazla olması, isteğe bağlı sigortalılığın, sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erdirilmesi” nedeni olarak öngörülmüştür.
VI- ESASIN İNCELENMESİ :
Dosya içeriğinden davacının 28.7.1999 tarihli talebine göre bu tarihten itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı başlatıldığı, Kurumca davacının prim ödemesi olmadığından terk verildiği, davacının iş bu dava ile 28.7.1999-24.7.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi olarak isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitini istediği anlaşılmaktadır.
Yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, her yasa yürürlükte olduğu dönemde geçerli ise de, yasa koyucu 04.10.2000 öncesi isteğe bağlı sigortalı olanların prim borçlarının tasfiyesi yönünde çeşitli tarihlerde hükümler getirmiştir. Hal böyle olunca, ihtilaf konusu döneme yönelik anılan yasal düzenlemeler kapsamında prim ödemesinin ve başvurusunun bulunmadığı anlaşılan davacının talep konusu dönemde isteğe bağlı sigortalı kabul edilemeyeceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulune dair kararı bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 13.11.2019 tarihli ve 2019/1814 E., 2019/1567 K. sayılı kararı ile; Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 03.05.2012 tarihli ve 2011/17713 E., 2012/7937 K. sayılı kararında eldeki davada verilen bozma ilamından farklı bir yaklaşım benimsenerek bu tür bir uyuşmazlıkta davanın reddine karar verilemeyeceğinin belirtildiği, bozma öncesi ve sonrası süreçte dayanılan içtihatlardaki görüşün değiştirildiği yönünde bir irade açıklanmamış iken dava dilekçesine eklenen içtihatlar kapsamında açılan davanın soyut gerekçe ile reddinin hukukî güvenlik ve anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğu, davacıya isteğe bağlı sigortalılık başvurusu üzerine verilen sicil numarasının ve sigortalılık tescilinin dava tarihine kadar iptal edilmemiş olduğu, 4956 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 08.08.2001 tarihine kadar olan dönemde prim ödememe olgusunun isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren bir neden olarak düzenlenmediği, isteğe bağlı prim borçlarının da cebri icra yoluyla tahsilinin her zaman mümkün olduğu, sonradan yürürlüğe giren yasa hükmünün hukuksal varlık kazanmış olan sigortalılığın geçmişe etkili olarak iptaline yol açmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararını Temyiz:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 28.07.1999 tarihinde 1479 sayılı Kanun’un 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescili yapılan ancak prim ödemesi bulunmayan davacının 4956 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanun’un 79. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 08.08.2001 tarihine kadar isteğe bağlı sigortalı sayılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
14. Öncelikle konuyla ilgili kavramlar ve yasal düzenlemeler üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.
15. Sosyal sigortaların belirgin özelliği zorunlu oluşu ve sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilememesidir. Sigortalılığın zorunlu oluşunun istisnalarından birisi "isteğe bağlı” sigortalılıktır.
16. İsteğe bağlı sigortaya olanak tanınmasının amacı, sigortalıları çalışma hayatında sıkça rastlanan, sürekli ve düzenli iş bulma güçlüğü karşısında uzun süreli sigorta kolları bakımından sosyal güvenlik haklarından yoksun bırakmamaktır. İsteğe bağlı sigortalılığı sürdürebilmenin temel koşulu herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak sigortalı olmamaktır.
17. Nitelikleri gereği başlama ve sona ermeleri yönünden zorunlu ve isteğe bağlı sigortalık arasında farklılıklar bulunmaktadır. Zorunlu sigortalılar, şartları oluşmakla sigortalı niteliğini kazandıkları hâlde isteğe bağlı sigortalılar, Kuruma başvurmadan sigortalılık niteliğini kazanamazlar. İsteğe bağlı sigortalı olabilmenin ilk koşulu yazılı başvurudur. Ancak Kanun'un aradığı diğer koşulların yanında düzenli prim ödemesinin de bulunması hâlinde bu ödemeler isteğe bağlı sigortalılık iradesi şeklinde yorumlanarak sırf yazılı başvuru yokluğunun sigortalılığa engel bir durum oluşturmayacağı kabul edilmektedir.
18. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7/1. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun (1479 sayılı Kanun) 79. maddesinde isteğe bağlı sigortalılık düzenlenmiş olup 79. maddenin ilk hâlinde; " En az 2 tam yıl bu Kanuna göre sigortalı bulunanlar, kendilerine, daha önce malullük veya yaşlılık aylığı bağlanmamış olmak şartiyle, 24 üncü maddede belirtilen sigortalılık niteliğimi kaybettıklerınde, Kuruma yazılı olarak istekte bulunmak suretiyle, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilirler.
İsteğe bağlı sigortanın hangi esaslar dairesinde yapılacağı Çalışma Bakanlığınca hazırlanacak bir tüzükte belirtilir" şeklinde hüküm bulunmakta iken madde 2229 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değiştirilerek Kanun'un 24. maddesi kapsamına girmeyenlerden aynı maddenin a, b, c fıkralarında sayılanlar dışındakiler, ev kadınları ve Türkiye'de ikamet eden Türk asıllı yabancı uyruklular dahil Kuruma yazılı olarak başvurmak suretiyle isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri, isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin 50. maddedeki aylık gelir basamaklarından dilediklerini seçebilecekleri, basamak yükseltme koşulları bakımından bu kanundaki esaslara tabi olacakları ve sigortalı iken sonradan isteğe bağlı sigortalı olanların sigortalılıklarının evvelce prim ödemiş oldukları son basamak üzerinden devam edeceği belirtilmiş ayrıca isteğe bağlı sigortanın hangi esaslar dairesinde yapılacağının bir yönetmelikle düzenleneceği vurgulanmıştır. Sözü edilen 79. maddeye daha sonra 3165 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile 5. fıkra olarak "İsteğe bağlı sigortalılık, sigortalının tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih İtibariyle başlar, terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başlama ile sona erer. Ancak ayı içinde primi yatırılmış süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir." hükmü eklenmiştir. Daha sonra 30.06.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3396 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile 5. fıkranın son cümlesi, "Ancak, ayı içinde primi yatırılmış süreler, sigortalılık süresine dahil edilir ve primi ödenmeyen süreler kendileri veya hak sahipleri tarafından prim ve her türlü borçlar ödenmek şartıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir." şeklinde değiştirilmiş ayrıca 5. fıkradan sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile de 2926 sayılı Kanun kapsamına girmeden önce Bağ-Kur'da isteğe bağlı sigortalı olanların isteğe bağlı sigortalılıklarının devam edeceği hükmüne yer verilmiştir.
19. 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 79. maddesinde 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yeniden değişiklik yapılarak art arda üç ay prim ödenmemiş olması isteğe bağlı sigortalılığı, son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdiren yasal bir neden olarak düzenlenmiştir. Yine 04.10.2000 tarihi öncesindeki isteğe bağlı sigortalılık dönemine ilişkin olarak prim borcu bulunanlar yönünden 619 sayılı KHK'nın geçici 2. maddesi ile 04.10.2000 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların isteğe bağlı sigortalılıklarının, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımlandığı tarihe kadar birikmiş tüm prim borçlarını, Kanun Hükmünde Kararname’nin yayımı tarihini takip eden 6 ay içinde ödemeleri şartıyla devam ettirileceği, bu şartı yerine getirmeyenlerin sigortalılıklarının ise son prim ödeme tarihi itibariyle sona erdirileceği hükmünü getirmiş ise de 619 sayılı KHK Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 tarihli ve 2000/61 E., 2000/34 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
20. Bu arada 03.07.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 26.06.2001 tarihli ve 4692 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında "2.9.1971 tarihli, 1479 sayılı ve 17.10.1983 tarihli, 2926 sayılı kanunlara göre 4.10.2000 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olanların bu sigortalılıkları; 30.6.2001 tarihine kadar birikmiş tüm prim borçlarını, bu tarihten itibaren altı aylık süreye ilişkin prim borçlarıyla birlikte 31.12.2001 tarihine kadar ödemeleri şartıyla devam ettirilir." hükmüne yer verilerek isteğe bağlı sigortalılara 04.10.2000 tarihine kadar olan prim borçlarını ödeyerek sigortalılıklarını devam ettirme imkanı tanınmıştır.
21. Tekrar 1479 sayılı Kanun'un 79. maddesindeki düzenlemeye dönecek olursak anılan maddede son olarak 4956 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişiklik yapılmış ve madde;
"Bu Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanlar, ev kadınları ve Türkiye'de ikamet eden yabancı uyruklular talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilirler.
İsteğe bağlı sigortalı olanların basamak seçme ve yükseltmelerinde bu Kanun hükümleri uygulanır.
İsteğe bağlı sigortalılık, sigortalılık tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlar ve terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erer.
2926 sayılı Kanun kapsamına girmeden önce bu Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların, isteğe bağlı sigortalılıkları devam eder.
İsteğe bağlı sigortanın hangi esaslara göre yapılacağı bir yönetmelikle düzenlenir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir. 4956 sayılı Kanun'un 57. maddesi gereğince bu değişiklik 08.08.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş ve böylece prim ödememe isteğe bağlı sigortalılığa son veren bir neden olarak öngörülmüştür.
22. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki; 1479 sayılı Kanun'un 79. maddesinin gerek ilk şekli gerekse sonradan yapılan düzenlemelerle değişikliğe uğrayan hâlleri kapsamında isteğe bağlı sigortalılık koşulları gösterilmiş ve bu alanda uyulması zorunlu ilkeler ortaya konulmuştur. Buna göre bir kimsenin 1479 sayılı Kanun'a tabi isteğe bağlı sigortalı sayılabilmesi için isteğe bağlı sigortalı olarak Kuruma tescil edilmesi; basamakla ilgili seçim ve yükseltme işlemlerini yerine getirmesi ve aylık sigorta primlerini süresinde ödemesi gerekmektedir. Yine maddedeki hüküm uyarınca ancak ayı içinde primi yatırılmış sürelerin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi ve kabul edilmesi mümkündür. Bunlara ilaveten 79. maddede son olarak 4956 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile yapılan ve 08.08.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe giren düzenleme ile art arda 3 ay prim ödenmemiş olması, isteğe bağlı sigortalılığın son prim ödeme tarihi itibariyle sona ermesine yol açan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
23. Böylece denilebilir ki isteğe bağlı sigortalılık, Kanun tarafından disipline edilmiş bir sigortalılık türü olmakla bu sigortalılık ile gelişi güzel ve keyfi bir sistem öngörülmemiş, aksine belli koşullara riayetle bu sistemin yürütülmesi gerekeceği hükme bağlanmış; bunun dışında kişilerin istedikleri zaman geriye yönelik sembolik ve toplu kimi ödemelerle uzun sürelerin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilmesi engellenmiştir.
24. Somut olayda davacının 28.07.1999 tarihinde Kurum kayıtlarına giren 23.07.1999 tarihli tescil talebine istinaden 28.07.1999 tarihi itibariyle 1479 sayılı Kanun'un 79. maddesi gereğince isteğe bağlı sigortalılık tescilinin yapıldığı, 09.07.2015 tarihine kadar prim ödemesi bulunmayan davacının 10.08.2015 tarihli dilekçesi ile 28.07.1999 tarihinde tescil edilen ancak 01.08.1999 tarihi itibariyle sonlandırılan sigortalılığının devam ettirilerek prim borcunun tarafına bildirilmesini talep ettiği, Kurumun 01.10.2015 tarihli davacıya hitaben yazılan cevabi yazısında 28.07.1999 tarihinde tescili yapılmış olmakla birlikte 09.07.2015 tarihine kadar prim ödemesi yapmadığı ve 01.10.2008 tarihinde de yeniden isteğe bağlı sigortalı olma yönünde bir talebi bulunmadığından dilekçesi ile ilgili yapılacak işlem olmadığının belirtildiği ve bunun üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
25. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; her kanun yürürlükte olduğu dönemde geçerli ise de 04.10.2000 tarihinden önceki dönemde isteğe bağlı sigortalı olanların prim borçlarının tasfiyesi yönünde çeşitli tarihlerde yasal düzenlemeler yapılmış olup 28.07.1999 tarihinde 1479 sayılı Kanun'un 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescili bulunmakla birlikte 09.07.2015 tarihine kadar prim ödemesi ve başvurusu bulunmayan davacının uyuşmazlık konusu dönemde isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
26. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2011 tarihli ve 2011/10-198 E., 2011/395 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.
27. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
28. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarı açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/2. maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.