"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : (Kapatılan)Yargıtay 14. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mah. Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili ve vekâlet ücreti bakımından katılma yolu ile davalı ... Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İzmir İli, Çeşme İlçesinde yer alan 313 Parsel numaralı 2640 metrekarelik arsanın 234/12640'lık payını 13.03.1978 tarihinde satın alarak arazinin maliklerinden biri olduğunu, arazi toplulaştırma kapsamında diğer arsalarla bir araya getirildiğini ve müvekkilinin 5110 metrekarelik arazilere ilişkin payı 234/12640 olmak üzere, 27.10.1994 yılında malik konuma getirildiğini, müvekkilinin bu arazilerin ada parsel numaralarının değiştiğine dair bir bildirim almadığını, vergi ödemelerini de düzenli yaptığını, ancak taşınmazının durumunu merak ettiği için İzmir Çeşme Tapu Müdürlüğüne giderek arsanın durumunu sorduğunda söz konusu taşınmaz kayıtlarına rastlanılamadığını, müvekkilin ısrarı üzerine ise ada - parsel numarasının 4389 Ada 3 Parsel olarak değiştiği fakat arsanın malikinin müvekkili ... olmadığının öğrenildiğini, söz konusu taşınmazın Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/32 E. sayılı satış dosyası üzerinden açık arttırma yolu ile satıldığının Mahir Akkar tarafından 12.10.1998 tarihinde ortaklığın giderilmesi talebinde bulunularak Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1998/294 E. ve 2004/164 K. sayılı dava dosyası ile de müvekkilin maliki bulunduğu taşınmazın hukuka aykırı bir şekilde elinden çıkmasına sebebiyet verildiğinin öğrenildiğini, davaya ilişkin hiçbir bildirim ve tebligat yapılmadığını, ilanen tebliğ şartları bulunmadığı hâlde müvekkilinin adresi araştırılmadan bu yola gidildiğini, dava sonucunda da müvekkili adına açılan hesaba 9.917,88TL yatırıldığını ve bu paranın da nemalandırılmadığını ileri sürerek Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi'nin Tebligat Kanunu'nu uygulamaması sebebiyle İzmir ili, Çeşme İlçesi, Reisdere Köyü ve Demirci Mevkiindeki 2N111 pafta, 4389 Ada ve 3 Parsel numaralı 3106 metrekarelik arsa ve İzmir ili Çeşme ilçesi Reisdere Köyü ve Demirci mevkiindeki 23N111 Pafta, 4390 Ada ve 1 Parsel numaralı 5110 metrekarelik arazilerin neredeyse yarı fiyatına satışından dolayı müvekkilinin uğradığı zarar, mülkiyet hakkının ihlalinden doğan zarar, satış bedelinin vadesiz hesaba yatırılması sebebiyle faiz ve nema kaybı, maliki olmadığı hâlde tarafından ödenen vergi ve harçlara ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 10.000TL maddi ve 5.000TL manevi tazminat olmak üzere 15.000TL'nin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını ve 6100 sayılı Hukuk Muhamekemeri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesinde öngörülen nedenlerden hiçbirinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 13.10.2020 tarihli ve 2020/1 E., 2020/1 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı vekili 22.01.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili Filiz Kalaycının, İzmir ili, Çeşme ilçesi, Reisdere Köyü Demirci mevkinde yer alan 313 Parsel numaralı 2640 metrekarelik tarla ve bağ vasfına haiz arsanın 234/12640"lık payını 13.03.1978 yılında Faruk Mungan'dan aldığını, sonrasında arazinin toplulaştırma kapsamında yeni bir tapu senedinin oluşturulduğunu, İzmir ili, Çeşme İlçesi, Reisdere Köyü, Demirci Mevkiindeki 4389 ada ve 3 parsel numaralı ve İzmir ili Çeşme ilçesi Reisdere Köyü ve Demirci mevkiindeki 4390 ada ve 1 parsel numaralı taşınmazlarda 234/12640 hisse verildiğini, ancak müvekkilinin ada ve parsel numaralarının değiştiğine dair herhangi bir bildirim almadığını, söz konusu arazilerin Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/32 E. satış dosyası üzerinden satıldığı öğrendiğini, davaya ilişkin herhangi bir tebligat veya bildirinin müvekkiline ulaşmadığını, mahkemece, basit bir araştırma ile adresinin tespiti mümkün iken, ilanen tebligat yapılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kararın 04.08.2011 tarihinde kesinleştiğini, satışının yapıldığını, müvekkiline tebligat yapılmaması sonucunca yasal hakkını kullanamadığı gibi maliki olduğu taşınmazın da hukuka aykırı bir şekilde elinden çıkmasına sebebiyet verildiğini, Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi'nin Tebligat Kanunu'na uyulmadan yargılama faaliyetini sürdürmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğratıldığını, bu sebeple 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için; HMK’nun 46.maddesinde yazılı bulunan sebeplerin bir ya da birkaçının gerçekleşmesinin gerektiğini, ...nun 46 nci maddesindeki koşulların oluşmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine, ...nun 49. maddesi uyarınca davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde; olay tarihinde dosyada hakim olarak görev yapan müvekkili ...'nın usul ve yasaya uygun şekilde işlemleri yürüterek talepler doğrultusunda ara kararı kurduğunu ve davacı ...'ya ilanen tebligat yapılmasına karar verdiğini, müvekkili tarafından alınan bu kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/294 esas sayılı dava dosyası ile bu dosya içerisinde mevcut bulunan 2011/32 sayılı satış dosyası Dairemizce incelenmiştir.
Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğu nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Hâkimlerin hukuki sorumluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanunda gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Davacı vekili, müvekkilinin Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 998/294 esas sayılı dava dosyası ile bu dosya içerisinde mevcut bulunan 2011/32 sayılı satış dosyası kapsamı itibariyle, davacı Mahir Akkar tarafından davalılar ... ve diğerleri aleyhine ortaklığın giderilmesi talebine dayalı açılan davada yargılama sırasında yapılan usulsüzlükler nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü belirterek, bu zararın tahsilini talep etmiştir. Dava konusu olayda ...nun 46 ncı maddesinde yer alan nedenler bulunmamaktadır.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmamaktadır.
Dava edilen talebin konusu, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanunda sınırlı sayıda yazılı sorumluluk gerektiren hususlardan olmadığından davanın reddine, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49. maddesi gereğince davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49. maddesi gereğince takdiren disiplin para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına,
3- Davanın reddi dolayısıyla karar tarihi itibariyle alınması gerekli maktu 83,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 257,00 -TL'nin mahsubu ile kalan 173,50-TL'nin istek halinde davacıya iadesine,
4- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.950,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalı ... Hazinesine verilmesine, 5- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 333.maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
6- Davalı ... Hazinesi ve ihbar olunan tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili ve vekâlet ücreti bakımından katılma yolu ile davalı ... Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin ve katılma yoluyla davalı ... Hazinesi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 14.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.