Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/240 E. 2021/887 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hukuk Genel Kurulu'nun muris muvazaası davasına ilişkin direnme kararını onamasına karşı yapılan karar düzeltme talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Karar düzeltme talebinin, 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesinde sayılan ve 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesiyle uygulanmaya devam eden karar düzeltme sebeplerinden hiçbirisine dayanmadığı gözetilerek, karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 16.04.2015 tarihli ve 2015/85 E., 2015/139 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 14.10.2020 tarihli ve 2017/1-1265 E., 2020/764 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan açıklamalara göre, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 490TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,

Karar düzeltme harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 01.07.2021 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı taraflar arasında görülen davanın temyiz incelemesi sırasında karşı görüşümüzde belirttiğimiz gibi, yerleşik uygulama ile benimsenen ilkeler, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; miras bırakanın davalı oğlundan ev inşası için borç para aldığı, bu borcun miras bırakan tarafından listelenip 7-8 milyar civarında olduğunun ifade edildiği, nakit olarak borcunu ödeyemeyince de tespit edilen gerçek değer üzerinden borca karşılık iki dairesini sattığı, satışın mirastan mal kaçırmak amacıyla bedelsiz ve muvazaalı yapıldığının kanıtlanamadığı, miras bırakanın görüşmediği ölen davacılar murisi kızı Fatma yanında diğer eşinden olma üç kızı ve ikinci eşinin mirasçı olarak bulunduğu, murisin oğluna temlik ettiği iki daire dışında dava konusu 4010 parsel sayılı taşınmazda bir dükkan, iki daire ile köyde 12 adet taşınmazının bulunduğu, miras bırakan ile oğlu arasındaki beşeri ilişki değerlendirildiğinde, tek erkek evladı olarak kayırıldığı ve üstün tutulduğu ve bu nedenle temlikin yapıldığının da iddia ve ispat edilmediği, ekonomik yönden kendisine katkıda bulunan oğluna, bu katkının karşılığı taşınmaz devrettiği, aksine ispat yükü kendilerinde olan davacıların murisin davalıya yaptığı temlikin mirastan (terekeden) mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı yapıldığını kanıtlayamadığı, dolayısı ile 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen şekilde muris muvazaası koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme talebinin yerinde olduğu, talebin kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılınmamıştır.