"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Kurum İşleminin İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından 29.04.2015 tarihli ve 2014/BK/069 sayılı rapor gereğince ... isimli kişinin 25.03.2013 tarihinde işe giriş, 31.03.2013 tarihinde işten çıkış bildirgelerinin ve aylık prim ve hizmet belgelerinin bir aylık süre içinde verilmesinin istendiğini ve idari para cezası uygulandığını, düzenlenen rapora istinaden sigortalı hizmetlerinin ve işe giriş bildirgelerinin süresi içinde Kuruma bildirilmediği gerekçesiyle 5510 sayılı Kanun’un 81/1-ı maddesi uyarınca 01.05.2014-31.03.2015 dönemine ilişkin %5 indirimden yersiz faydalandığı sonucuna ulaşılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sosyal güvenlik denetmenliğince düzenlenen 29.04.2015 tarihli ve 2014/BK/069 sayılı denetmen raporunun iptaline ve rapora istinaden 5510 sayılı Kanun’un 81/1-ı maddesi uyarınca 01.05.2014-31.03.2015 dönemine ilişkin %5 puanlık indirimin yersiz olduğunun tespitine yönelik ve 2014/5 ila 2015/3 dönemlerine ait aylık prim hizmet belgelerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğine ilişkin Kurumun 20.04.2015 tarihli ve 2115886 sayılı işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Kurumu (SGK) vekili cevap dilekçesinde; Kurum işlemlerinde mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
6. ... İş Mahkemesinin 15.03.2018 tarihli ve 2016/987 E., 2018/108 K. sayılı kararı ile; Kurum tarafından davacı şirketin 01.05.2014-30.03.2015 dönemine ilişkin %5’lik prim teşviki indiriminin yersiz olduğu gerekçesiyle davacı şirkete idari para cezası tahakkuk ettirildiği, sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen raporda dava dışı ...'in Kuruma şikayeti üzerine işyerinde inceleme yapılarak ...'in 25.03.2013-31.03.2013 tarihleri arasında 7 gün süreyle davacıya ait işyerinde çalıştığının tespit edildiği, toplanan delillere göre 29.04.2014 tarihli raporda yapılan tespitin yerinde olduğu ve bu nedenle davacının 5510 sayılı Kanun’un 81/1-ı maddesi kapsamında %5 Hazine prim yardımından yararlanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliyesi Mahkemesinin Kararı:
7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekilince süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 13.02.2019 tarihli ve 2018/1493 E., 2019/225 K. sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2019/3221 E., 2020/2130 K. sayılı kararı ile; “..V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
1-Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-27.03.2018 günlü 30373 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 17. maddesi ile prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanabileceği halde yararlanmayan işverenlere belirlenen şartlarda prim teşviki, destek ve indiriminden istifade etme imkanı tanınmıştır. Ek 17. maddede aynen; “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer Kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili Kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere muaccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, İlk Derece Mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca Kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan Kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yapılacak iş, İlk Derece Mahkemesince Kurumdan davacının yukarıda açıklanan Ek madde 17. hükmüne göre başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan Yasa maddesi kapsamına göre değerlendirme yapmak, Kurumun başvuruyu kabul etmemesi halinde işin esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır...” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
11. ... İş Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ve 2020/115 E., 2020/212 K. sayılı kararı ile; uyuşmazlığın davacı şirketin 5510 sayılı Kanun’un 81/1-ı maddesi uyarınca %5 Hazine prim teşvikinden yararlanmasının iptali ile ilgili Kurum işleminin iptaline ilişkin olduğu, davacı şirket tarafından dava açılmadan önce iptal işlemi için Kuruma yapılan başvurunun reddedildiği, uyuşmazlığın Ek 17. madde kapsamında değerlendirilecek uyuşmazlıklardan olmadığı, toplanan deliller ile dava dışı ...'in çalışmalarının Kuruma bildirilmediği ve Kurum işleminin dayanağının da fiilen çalışan işçilerin çalışmalarının Kuruma bildirilmemesini oluşturduğu, davacının iddiasının kanıtlanamadığı bozma ilamında sözü edilen 7103 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen Ek-17. maddenin olayda uygulanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı şirketin %5 Hazine teşvikinden yararlanmasının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali istemiyle açtığı eldeki davada 01.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesi kapsamında irdeleme ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
16. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
17. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.
18. Somut olayda Özel Dairece dava açıldıktan sonra 01.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesine göre davacının başvurusunun bulunup bulunmadığı sorulup anılan madde kapsamına göre değerlendirme yapılması, Kurumun başvuruyu kabul etmemesi hâlinde işin esasına girilerek sonucuna göre dava konusu uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin somut olayda uygulanma yeri bulunmadığı belirtilerek Ek 17. madde değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir.
19. Görüldüğü üzere İlk Derece Mahkemesince bozma kararı kapsamında irdeleme yapılarak bozmanın gereği eylemli olarak yerine getirilmek suretiyle yeni bir karar verilmiştir.
20. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
21. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında; İlk Derece Mahkemesince bozma kararının karşılandığı, yeni hüküm bulunmadığı yönünde görüş ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
22. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
23. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 02.11.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece verilen karar; 27.03.2008 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 7103 sayılı Kanunun 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen ek 17. maddesi ile prim teşviki destek ve indirimlerinden yararlanabileceği hâlde yararlanmayan işverenlere belirlenen şartlarda prim ve destek indirimlerinden yararlanabileceği hâlde yararlanamayan işverenlere belirlenen şartlarda prim teşviki destek ve indirimlerinden istifade etme imkanı tanıdığından söz edilerek ve madde hükmüne yer verilerek davacının yukarıda açıklanan ek madde 17. madde hükmüne göre başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan yasa maddesi kapsamına göre değerlendirme yapmak, Kurumun başvuruyu kabul etmemesi hâlinde işin esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu, bu hukukî olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince; uyuşmazlığın davacı şirketin 5510 sayılı Kanun’un 81/1-ı maddesi uyarınca %5 Hazine prim teşvikinden yararlanmasına ilişkin yapılan ödemelerin iptali işleminin iptaline ilişkin olduğu, davacı şirket tarafından dava açılmadan önce iptal işlemi için Kuruma yapılan başvurunun reddedildiği, uyuşmazlığın ek 17. madde kapsamında değerlendirilecek uyuşmazlıklardan olmadığı, toplanan deliller ile dava dışı ...'in çalışmalarının Kuruma bildirilmediği ve Kurum işleminin dayanağının da fiilen çalışan işçilerin çalışmalarının Kuruma bildirilmemesini oluşturduğu ve bozma ilamında sözü edilen 7103 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen ek-17. maddenin olayda uygulanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle ve önceki gerekçeler tekrar edilerek direnme kararı verilmiştir.
Mahkemenin direnme kararı ve gerekçesi bozma öncesi kararı ile aynıdır. Yazılan ilave gerekçeler bozmayı karşılayan gerekçelerdir. Kararların gerekçeli olması zorunluluğu direnme kararlarının da gerekçeli olarak verilmesini, neden bozmaya uyulmadığı ve önceki gibi karar verildiğinin gerekçelerinin gösterilmesini gerekli kılmaktadır.
Mahkemece bozma sonrası ek 17. madde hükmü somut olaya tatbik edilmek suretiyle ve bu madde koşulları tartışılmak suretiyle bir karar verilmiş değildir. Direnme kararı tamamen somut uyuşmazlıkta ek 17. maddenin değerlendirilmesi ve tartışılması gereken bir hukukî sebep olmadığı bu nedenle bozma kararı gereğince bu tartışma ve değerlendirmenin yapılması gerekmediği nedenlerine dayalıdır.
Mahkeme ve Özel Daire ek 17. maddenin bu davada değerlendirilmesi gereken hukukî sebep olup olmadığı konusunda uyuşamamış olup bu konuda uyuşmazlık doğmuş durumdadır. Direnme kararının bu yönden incelenerek ek 17. maddenin değerlendirilmesi gereken hukukî sebep olduğu sonucuna varılırsa Özel Daire kararı gibi bozma kararı verilmesi gerekecektir. Bunun yerine direnme kararında belirtildiği üzere bu maddenin somut uyuşmazlıkta değerlendirilmesi gereken bir hüküm olmadığı sonucuna varılır ise direnme uygun bulunarak buna göre işin esası incelenmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekecektir.
Özel Daire ve Mahkeme ek 17. maddenin somut olayda uygulanma yeri olup olmadığı yönünde görüşlerini de ortaya koyarak karar vermiş ve uyuşmazlık da bu noktada doğmuş bulunduğundan bu noktada uyuşmazlığın Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi yapılarak sonuca bağlanması gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ön sorun bulunmadığı ve temyiz incelemesi yapılması gerektiği görüşünde olduğumdan ön sorun bulunduğu ve temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.