Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/442 E. 2022/1772 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında gerçekleşen ticari satıma konu makinelerin ayıplı olması nedeniyle açılan davada, Türk Borçlar Kanunu'nun 231. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı satıcının, ayıplı makineleri değiştirmek suretiyle ayıbı kabul etmesi ve sürekli servis hizmeti vererek ağır kusurlu davranması nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu'nun 225/1. maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı gözetilerek, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı kabul edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki “alacak ve maddi tazminat” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen alacak istemi bakımından davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat istemi yönünden ise davanın reddine ilişkin karar davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine davalı ... Ltd. Şti. yönünden ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı ... Kozmetik İthalat İhracat Ltd. Şti.'ye yönelik istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın davalı .... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine; davalı ... Ltd. Şti.’ye yönelik davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı ... Met. Mak. Elk. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve temyiz incelemesi sırasında duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin direnme kararının temyizini kapsamadığı, direnmenin düzenlendiği aynı Kanun'un 373. maddesinde ise duruşmaya yer verilmediği gözetildiğinde direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağı kabul edilerek temyiz eden davalı ... Met. Mak. Elk. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin üretici firma olan davalı ... Ltd. Şti.'nin fatura kestiği, satıcı olan diğer davalı .... tarafından temin ve teslim edilen üç ayrı makine satın aldığını, makinelerin teslim tarihinden sonra aynı arızayı tekrar tekrar vermek suretiyle amaca uygun çalışmamış olduklarını, müvekkili şirket tarafından yasal süreler içerisinde gerek mail gerek sözlü olarak durumun davalı şirket yetkililerine bildirildiğini, fakat satıcı firmanın (... Kozmetik) farklı bahanelerle güven hissi uyandırarak her defasında müvekkili şirkete arızanın giderileceğini belirtmek suretiyle oyaladığını, 11.10.2014 tarihli servis/arıza raporunda da problemin cihaz kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, ekteki teknik servis formlarından da görüleceği üzere arızaların her üç makine için de süreklilik arz ettiğini ve her aya ilişkin bir servis formunun doldurulduğunu, son olarak alınan 11.10.2014 tarihli raporda belirtilen tespit sonrasında müvekkili tarafından keşide edilen ihtarname ile satın alınan makineleri iadeye hazır olunduğu bildirilerek sözleşmeden dönüldüğünün ve satış bedellerinin iadesi ile uğranılan zararların ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının ise ihtarnameye verdiği cevapta makinelerin uzun süreli kullanım nedeniyle yıprandıklarını ve yıpranma kaynaklı teknik hizmet yardımında bulunulduğunu, malın ayıplı olduğu anlamına gelmediğini, alacağın zamanaşımına uğradığının bildirildiğini; ancak arızanın kullanım hatasına bağlı olmadığını, cihazların kullanılamadığını, dava konusu üç makinenin de davalı şirket tarafından değiştirildiğini ancak aynı sorunların değiştirilen makinelerde de yaşandığını ve her ne kadar değişim öncesi fatura edilen makinelerin teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi geçmiş ise de müvekkili alıcının iğfal edildiğini, satıcının zamanaşımı def’îne dayanmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek dava konusu makinelerin aynen teslim koşuluyla müvekkili tarafından cihazlar için davalı tarafa yapılan ödemeler toplamı (27.045Euro+%18KDV ve 66.608,64TL) ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla satış tarihinden itibaren cihazların kullanım amacına uygun olarak kullanılamaması nedeniyle uğranılan 10.000TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabı:

5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı ....'ye husumet yöneltilemeyeceğini, eldeki davanın açılabilmesi için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, cihazların teslim tarihlerinin teslimat formlarında görülen tarihler olduğunu belirterek öncelikle süresinde açılmayan davanın zamanaşımı yönünden reddine; bu talep kabul edilmediği takdirde dava konusu cihazların yaklaşık dört yıl önce alınması ve davacı tarafından uzun süre kullanılıp yüksek kazanç elde edilmesi karşısında, cihazların iadesiyle satış bedelinin faizi ile birlikte tazmini talebinin hakkaniyete aykırı ve davacı tarafın iğfal iddiası mesnetsiz olduğundan davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli ve 2015/490 E., 2017/450 K. sayılı kararı ile; davalı ... Ltd. Şti.'nin üreticisi ve tedarikçisi olup, davalı .... tarafından temin ve teslim edilen üç adet cihazın satın alındığı tarihten itibaren pek çok kez arıza yaptığı, davacı tarafından arızanın süresinde karşı tarafa bildirildiği, servis elemanlarının geldiği, satın alınan cihazların garanti kapsamında bir takım parçalarının değiştirildiği, ancak sürekli değişim ve onarım yapılmasına rağmen cihazların yeniden arıza yaptıkları, bu arızaların ve ayıpların gizli ayıp olduğu, ayıp ihbarlarının süresinde yapıldığı, buna göre davacının sözleşmeden dönme ile verdiklerinin iadesini talep etme hakkının bulunduğu ve davacının tercihini bu yönde kullandığı ve davalılara buna yönelik ihtarname gönderdiği, ihtarın tebliğinden üç iş günü sonrasında davalıların temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... marka IPL Epilasyon cihazı yönünden 27.045Euro ile KDV bedeli toplamının 27.10.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereği yürütülecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; ... marka zayıflama cihazı yönünden 8.458,24TL, ... marka yüz ve vücut bakım cihazı yönünden 58.150,40TL'nin 27.10.2014 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, cihazların ve tüm aksesuarlarının davalılara iadesine, maddi tazminata ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

7. ... Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 26.02.2018 tarihli ve 2017/1476 E., 2018/237 K. sayılı kararı ile; cihazların davalılardan ... Ltd. Şti. tarafından satıldığı ve makinelerin davacıya teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, ... cihazının 20.01.2012 tarihinde, ... IPL cihazının 30.01.2012 tarihinde garanti kapsamında değişimlerinin yapıldığı, 21.11.2012 tarihinde ... IPL cihazının yenisinin çalışır durumda davacıya teslim edildiği, davalının makinelerdeki arıza bildirimi nedeniyle garanti kapsamında cihazları değiştirdiği, davacı alıcının ayıp iddiası nedeniyle ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin cihazların yenisi ile değiştirildiği tarihlere göre değerlendirilmesi gerektiği, taraflar arasında satıma konu cihazlardaki arızanın davacı tarafından kabulü mümkün olmayacak şekilde sürekli tekrarlandığı, davalı satıcının yetkili servisi tarafından arıza tespit onarım ve parça değişimleri hatta makinelerin değişiminin gerçekleştirildiği, arızaların cihazlar çalıştıkça ortaya çıkacak türden olması ve davalının da dolayısıyla gizli ayıbın varlığını kabul etmiş olması karşısında davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerektiği, davacının seçimlik haklarından sözleşmenin feshi ve ödediği bedelin iadesini talep hakkı bulunduğu; davada satılanın aynen iadesi ile satım bedelinin tahsili talep edilmiş olup, aynı anda ifa kuralı gereğince satım bedeli ile ilgili faiz başlangıç tarihinin makinelerin iade edildiği tarih olması gerekirken mahkemece davacının davalıya gönderdiği ihtarnamenin tebliğ tarihine göre, bedele ilişkin 27.10.2014 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği kabul edilerek hatalı şekilde temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmiş ise de, bu konuda istinaf başvurusu olmadığından bu durumun eleştirilmesi ile yetinildiği; mahkemece ... Marka IPL epilasyon cihazı bedeli 27.045 Euro ile KDV bedeli toplamının temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ve bu konu istinaf sebebi olarak ileri sürülmemiş ise de, hükmün Türk Lirası üzerinden kurulması gerektiği, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilmesi gerektiği davalı vekilinin istinaf başvurusunun ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak değerlendirilmesi ile kabulü gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin davalı ... Ltd. Şti. yönünden ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin ... Kozmetik İthalat İhracat Ltd. Şti.'nin ithalatçı ya da tedarikçi olduğuna dair delil olmadığı sadece yetkili servis olduğu anlaşıldığından bu davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin davalı ... Kozmetik İthalat İhracaat Ltd. Şti.'ye yönelik istinaf başvurusunun esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine; davalı ... Ltd. Şti.’ye yönelik davanın kısmen kabulüne, ... Marka IPL Epilasyon cihazı yönünden 27.045Euro ile %18 KDV tutarı 4.868,10Euro'nun toplamı 31.913,10Euro'nun fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının 27.10.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca değişen faiz oranları uygulanmak suretiyle davalı ... Ltd. Şti.'den tahsiline; ... Marka zayıflama cihazı yönünden 8.458,24TL, ... Marka Yüz ve vücut bakım cihazı yönünden 58.150,40TL'nin 27.10.2014 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalı ... Ltd. Şti'nden tahsiline, davaya konu cihazların tüm aksesuarlarıyla birlikte davalılara iadesine; maddi tazminata ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

10. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 tarihli ve 2018/3189 E., 2020/411 K. sayılı kararı ile;

“…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı ... Kozmetik İth. İhr. Ltd. Şti.’ne yönelik yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2-Davalı ... Metal Makine San. Ltd. Şti.’nin temyiz isteminin incelemesine gelince; dava ayıplı mallar nedeniyle uğranılan zararın tahsiline yöneliktir. Uyuşmazlık konusu mallar ticari satımdan kaynaklı olması nedeniyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.'nın 23/1 maddesinin yollaması gereğince 6098 sayılı TBK.’nun 231/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Bu maddeye göre ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra çıkmış olsa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu makinalardan ... marka cihazın ilk teslim tarihinin 18/02/2011 olduğu, 20/01/2012 tarihinde bu cihazın yenisi ile değiştirildiği, ... IPL cihazının yine ilk teslim tarihinin 18/02/2011 olduğu ve bu cihazın da arıza vermesi nedeniyle 21/11/2012 tarihinde yenisi ile değiştirildiği, ... marka zayıflama cihazının ise dosyadaki tutanaklardan 2012 yılının 6. ayında teslim edildiği ancak yenisi ile değiştirildiğine dair herhangi bir belge olmadığı anlaşılmıştır. Davanın açılış tarihi 12.05.2015 olup makinaların ikinci teslim tarihleri gözetildiğinde 6098 sayılı TBK.’nun 231/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davalı ... Ltd. Şti.'ne yönelik davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir,…”gerekçesiyle (1) nolu bentte belirtilen gerekçelerle davacının davalı ... Kozmetik İth. İhr. Ltd. Şti.’ye yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm davalı ... Metal Makine San. Ltd. Şti. yararına bozulmuş, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Direnme Kararı:

11. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 27.10.2020 tarihli ve 2020/994 E., 2020/1334 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesinin bir kısmı tekrar edilmek suretiyle ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 231/1-son maddesi uyarınca alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde cihazlardaki ayıpları davalıya bildirmiş olması nedeni ile ayıptan doğan def'î hakkının iki yıllık sürenin geçmesi ile ortadan kalkmayacağı sabit olduğundan, bozma kararındaki cihazların yenisi ile değiştirildiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığı ve bu durumda zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiği gerekçesine katılmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde davalı ... Met. Mak. Elk. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı ... Met. Mak. Elk. San. Tic. Ltd. Şti.’ye karşı açılan davada, TBK’nın 231. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar vardır.

15. Somut olayda uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarih itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 207. maddesi tanımlanan “Satış sözleşmesi” tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme; alıcının ise, buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Satış sözleşmesinde satıcının, satılanın zilyetliğini devir ve mülkiyeti nakil borcu ile devir ve taşıma giderlerini karşılama; alıcının ise satış bedelini ödeme ve satılanı teslim alma borcu bulunmakta olup; satış sözleşmesinin satılan mal, bedel ve anlaşma şeklinde üç temel unsuru mevcuttur.

16. Bir malın özel bir ihtiyaç için kullanılıp tüketilmek üzere değil, paraya çevirme amacıyla satın alınması durumunda “ticarî satım” söz konusu olur. Her iki tarafın tacir olduğu sözleşmeler kural olarak ticarî satış sözleşmeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) “Ticarî satış ve mal değişimi” başlıklı 23. maddesinde; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır,…” şeklinde ticarî satım sözleşmesi özel olarak düzenlenmiş olmakla birlikte TBK’ya atıf yapılmış olup; TTK’nın 23. maddesinde, ticarî satış sözleşmelerine de kural olarak TBK’da yer alan satış sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiş, ancak bunun yanında istisnai hâller de öngörülmüştür.

17. Ayıp ise; bir malda sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların yer almasıdır. Bu çerçevede ayıp kavramının içeriği belirlenirken öncelikle; sözleşme hükümlerine bakılmalıdır. Sözleşme ele alınırken bakılacak ilk husus, taraflar arasında satılan malın hangi özellikleri içermesi konusunda açık bir anlaşmanın olup olmadığıdır. Üzerinde anlaşma olmayan durumda ise, sözleşmenin yorumundan hareketle tarafların zımnen bu konuda bir anlaşma yapıp yapmadıklarına bakılacaktır. Zımnî anlaşmanın dahi olmadığı durumlarda, sözleşmenin tümü dikkate alınacak ve dürüstlük kuralına göre malın taşıması gereken vasıflar belirlenecektir. Bu anlamda ayıp, malın sözleşmeye göre taşıması gereken nitelikleri taşımaması hâli veya bu hususta özel bir hüküm olmasa da, sözleşmenin niteliği ve içeriği dikkate alındığında, malda mevcut olması gereken vasıfların eksikliği şeklinde ortaya çıkacaktır.

18. Satılan maldaki ayıp, açık veya gizli ayıp şeklinde olabilir. Açık ayıplar, ilk bakışta görülebilen veya basit bir muayene ile anlaşılabilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıplar, ilk bakışta fark edilemeyen, sonradan yapılacak detaylı bir muayene ile anlaşılan ayıplardır. Bu tür ayıplar genelde malın yapısıyla ilgili olan ve kullanılmasıyla anlaşılan ayıplardır.

19. Ayıba ilişkin olarak TBK’nın 219. maddesi ise:

“Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.

Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” şeklinde düzenlenmiştir.

20. Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesinin 1/c bendi;

“…c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” hükmünü içermektedir.

21. Türk Borçlar Kanunu’nun “Gözden geçirme ve satıcıya bildirme” başlıklı 223. maddesi;

“Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.

Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır” hükmünü haizdir.

22. Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesinde ise satıcının bildirimin yapılmadığı savunmasına dayanamayacağı hâller düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk fıkrası, satıcının ağır kusuru hâline yer verirken; ikinci fıkrası ise, satıcılığı meslek edinmiş kişinin bilmesi gereken ayıpların bulunması ihtimalini düzenlemektedir.

23. Türk Borçlar Kanunu’nun “Satıcının Ağır Kusurunun Sonuçları” başlığını taşıyan 225. maddesinin ilk fıkrasına göre; “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.” Madde metninden açıkça görüldüğü üzere alıcının bildirim külfetinden kurtulabilmesi için satıcının ağır kusuru aranmıştır.

24. Ağır kusur ibaresinin içeriği kasıt ve ağır ihmal durumlarından oluşmaktadır. Ağır kusur kavramının yorumlanmasıyla hile de bu kapsama dâhil edilebilecektir. Buradaki hilenin veya daha kapsamlı bir bakış açısıyla kusurun, alıcının bildirimde bulunmasını engellemeye yönelik olması yeterlidir. Dolayısıyla satılanı ayıplı olarak alıcıya verirken ağır kusurlu olunabileceği gibi sadece ağır kusurlu bir şekilde alıcının bildirimde bulunmasının önüne geçmek de istisna hükmü kapsamında değerlendirilebilecektir. TTK’nın m. 23. kapsamındaki ticari satış sözleşmelerine de TBK’nın 225/1. hükmü uygulanabilmektedir.

25. Türk Borçlar Kanunu’nun 225/1. maddesi metninde satıcının, ağır kusurunun bulunduğu durumda alıcının süresinde bildirim yapmadığı gerekçesine dayanamayacağı düzenlenmiştir. Burada satıcının ağır kusurlu olmasının yanında ifa yardımcılarının ağır kusuru da yeterli olmalıdır. Ağır kusurun varlığı hâlinde, hem bildirimin hiçbir şekilde yapılmamış olduğu hem de bildirimin geç yapılmış olduğu savunmalarına dayanılamayacaktır.

26. Zamanaşımı ise; yasanın belirlediği koşullar altında bir sürenin geçmesi üzerine bir hak kazanma ya da bir yükümden kurtulma yoludur. Hak kazanma durumuna kazandırıcı zamanaşımı, bir yükümlülükten kurtulma hâline ise düşürücü zamanaşımı denilmektedir (Türk Hukuk Lugatı, Ankara 2021 Baskı, Cilt-I, s. 1244).

27. Diğer yandan özel hukukta teknik bir kavram olan “zamanaşımı” alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden, dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade etmektedir. Sonucu; alacak hakkına son verme değil, onu eksik borç hâline getirme olarak ortaya çıkmaktadır. Zamanaşımına ilişkin düzenlemelerin temelinde iddia edilen alacağın aradan uzun zaman geçmiş olmasına rağmen kullanılmaması karşısında borçlunun oldukça uzak geçmişte kalan bir borçtan doğabilecek ihtilâflara karşı korunması, kendi alacağına karşı uzun süre kayıtsız kalan kimsenin bu hakkının artık korunmaya layık olmadığını kabul etmiş sayılması yatmaktadır.

28. Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu hâlde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber artık eksik borç (Obligatio naturalis) hâline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmayıp borçlunun kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'îde bulunması gerekir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre, zamanaşımı hukukî niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def'î olup usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır. Nitekim bu ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2020/(21)-10-196 E., 2021/195 K. sayılı kararında da değinilmiştir.

29. Ticari satışlarda satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin zamanaşımı hükmü TBK’nın 231. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.

Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz” şeklindedir.

30. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava, taraflar arasında gerçekleşen ticari satıma konu makinelerin ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmenin feshi, satıma konu makinelerin davalı satıcıya iadesi koşulu ile bedelin iadesi, makinelerin amacına uygun kullanılamaması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, davalı ... Met. Mak. Elk. San. Tic. Ltd. Şti.’ye karşı açılan davada, TBK’nın 231. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.

31. Davaya konu ... marka cihazın davalı ... Ltd. Şti. tarafından davacıya 18.02.2011 tarihinde teslim edildikten sonra arıza nedeni ile 20.01.2012 tarihinde bu cihazın yenisi ile değiştirildiği, bu cihazda da 14.11.2012 tarihinde iki kez kablo değişimi, 19.11.2012 tarihinde aynı problem ile karşılaşıldığı için kablo değişimi yapıldığı, bu cihazla ilgili 24.06.2013, 13.08.2013 ve yine çeşitli tarihlerde teknik servis formlarının düzenlendiği anlaşılmaktadır.

32. Satıma konu ... IPL marka cihazın tesliminden ve 21.11.2012 tarihinde değiştirilmesinden sonra 02.07.2013, 26.06.2013, 25.05.2013, 17.04.2014, 21.04.2014, 28.04.2014, 19.06.2014, tarihlerinde muhtelif arızaları nedeni ile teknik servis formu düzenlendiği, bir kısım onarım ve parça değişimleri yapıldığı anlaşılmaktadır.

33. Somut olayda davacıya satışı yapılan cihazlardan ... ve ... IPL cihazlarının arıza göstermesi üzerine yenileri ile değiştirildiği ancak bilirkişi raporunda da tek tek tespit edildiği üzere ... IPL epilasyon cihazının 23.04.2012 tarihinden başlamak üzere 16.06.2014 tarihine kadar, ... marka cihazın 13.08.2012 tarihinden 10.02.2014 tarihine kadar, ... marka cihazın ise 08.06.2012 tarihinden 19.06.2014 tarihine kadar defalarca arıza gösterdiği ve servis formlarının düzenlendiği, davalının cihazların ayıplı olduğunu kabul ederek, sürekli servis hizmeti verdiği ve dosya kapsamındaki e-mail yazışmaları ile de davalıya sürekli olarak arızaların bildirildiği anlaşılmaktadır.

34. Dosya içeriğine göre, taraflar arasında satıma konu cihazlardaki arızanın davacı tarafından kabulü mümkün olmayacak şekilde sürekli tekrarlandığı, davalı satıcının yetkili servisi tarafından arıza tespit onarım ve parça değişimleri hatta makinelerin değişiminin gerçekleştirildiği, arızaların cihazlar çalıştıkça ortaya çıkacak türden olması, davalının da TBK’nın 225/1. maddesi anlamında ağır kusurlu olması ve ağır kusurlu olan davalı satıcının, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacağından davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığının kabulü ile davacı şirketin TBK'nın 227. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından sözleşmenin feshi ve ödediği bedelin iadesini talep hakkı bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

35. Hâl böyle olunca; bölge adliye mahkemesince somut olayda TBK’nın 225. maddesine göre davalı satıcının ağır kusurunun bulunduğu, bu nedenle TBK’nın 231. maddesinde belirtilen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığına ilişkin olarak verilen direnme kararı yerindedir.

36. Ne var ki, davanın esası ve hükmedilen miktar hakkındaki temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme uygun olduğundan, davalı ... Met. Mak. Elk. San. Tic. Ltd. Şti. vekili davanın esası ve hükmedilen miktar hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 20.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.