"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 6. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.08.2010-09.11.2012 tarihleri arasında davalı ... Bakanlığına bağlı Konak Kadın Doğum Hastanesinde alt işveren şirketlerde aşçıbaşı yardımcısı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin son alt işveren davalı ... Yemek Temizlik Taşıma İnş. Tekstil Gıda ve Tic. Ltd. Şti. tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini, en son ücretinin net 2.000TL olduğunu, 2011 yılında net 1.950TL, 2010 yılında ise net 1.900TL ödendiğini, asgari ücret kısmının bankadan, kalanın elden ödendiğini, haftanın altı günü 07:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yol yardımı, ücret, yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (Bakanlık) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, yüklenici şirketlerle yapılan sözleşme ve idari şartnamelerde işçilere asgari ücret üzerinden ödeme yapılacağı ve fazla çalışma yapılmayacağı hususlarının kararlaştırıldığını, puantaj kayıtlardan da asgari ücret ödendiğinin anlaşıldığını, davacının alacak taleplerinden yüklenici şirketlerin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkeme Kararı:
7. İzmir 6. İş Mahkemesinin 26.06.2013 tarihli ve 2012/471 E., 2013/317 K. sayılı kararı ile; iş sözleşmesinin davalı alt işveren ... Yemek Tem. Taşıma İnş. Tekstil Gıda ve Tic. Ltd. Şti. tarafından haklı nedene dayanmaksızın feshedildiği, davacının fazla çalışma ve genel ücreti alacaklarının res'en yapılan hesaplama doğrultusunda kısmen yerinde olduğu, ödendiği ispat edilemeyen son iki aylık döneme ait yol parası ve ücret alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. İzmir 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 13.04.2015 tarihli ve 2015/3168 E., 2015/6892 K. sayılı kararı ile; davacı ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…2-..Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporundan ayrılarak, davacının tanık beyanlarına itibarla 2.000,00TL ücret almasının olağan olduğunu, önceki dönem çalışmalarında SGK bildirimlerinin de asgari ücretten fazla olması nedeniyle önceki dönem ücretinin SGK kayıtlarına itibarla belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle re’sen hesaplama yapılarak karar verilmiştir. Ancak mahkemenin kabulü yerinde değildir. Bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi tanık beyanlarına itibarla geçmiş dönem ücretinin de belirlenip hesaplama yapılması gereklidir.
3- Davacının fazla çalışma ücreti alacağının hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkeme, davacı tanıklarının da davalı aleyhine davalarının olması nedeniyle kendi lehlerine delil yaratmak için beyanda bulundukları bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı tanığı kontrolör aşçının, davacının sabah 07.00 – 15.30 saatleri arasında kendisinin çalıştığını, davacının da bu saatler arasında çalıştığı beyanına itibarla fazla mesai alacağını re’sen hesaplamıştır. Oysa davacı ile birlikte çalışan davacı tanıkları davacının 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiştir. Davalı işyeri ile ilgili olarak Yargıtay’dan onanarak geçen dosyalarda 07.00-18.00 saatleri arasında çalışmanın olduğu belirlenmiş ve bu husus kesinleşmiştir. Bu nedenle davacının da, davacı tanıklarının beyanlarında belirtildiği üzere, 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığın kabulü gerekmektedir. Bu nedenle fazla mesai alacağının davacı tanıklarının beyanlarına göre belirlenmesi gerekirken davalı tanığının beyanına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
4- Davacının yıllık izin ücreti konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının yıllık izin ücretinin 2.607.36 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine davacı aynı miktarı ıslah dilekçesi ile talep etmiştir. Mahkemece karar yazılırken dava dilekçesi ile talep edilen miktarlar yönünden ayrı, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlar yönünden ayrı hüküm kurulmuş, 200,00 TL yıllık izin alacağının dava tarihinden, 2.607,36 TL yıllık izin alacağının ıslah tarihinden yasal faiziyle tahsiline karar verilmek suretiyle yıllık izin alacağının 200,00 TL fazlasına hükmedilmiştir. Oysaki mahkemece ıslah dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden 2.407,36 TL yıllık izin alacağının ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
5-…Somut olayda davacı vekili, 26.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret ve yıllık izin alacaklarını ıslah ederek miktarlarını artırmış; bilirkişi raporundan sonra, 05.06.2013 tarihli dilekçesi ile de ıslah harcı yatırarak fazla mesai ve genel tatil ücreti taleplerini artırmıştır. Bu durumda 05.06.2013 tarihli dilekçe ile yapılan artırım ikinci ıslahtır. Çünkü davacının davası belirsiz alacak davası değil, kısmi davadır.
Mahkemece, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile ikinci dilekçeyi talep artırım dilekçesi olarak kabul ederek fazla mesai ile genel tatil alacaklarını artırılmış miktarları ile hüküm altına alınması hatalıdır. Bu alacaklar hakkında dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacağına ilişkin ıslah isteminin reddine karar vermek gerekirken bu alacak hakkında hüküm kurularak usulsüz ıslaha değer verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
O halde davacı ve davalı ... Bakanlığının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. İzmir 6. İş Mahkemesinin 11.02.2016 tarihli ve 2015/529 E., 2016/29 K. sayılı kararı ile; bozma kararının (4) ve (5) numaralı bentlerinde belirtilen bozma nedenlerine uyulmasına karar verildikten sonra, davacı vekiline emsal nitelikteki dosyaları bildirmek üzere süre verildiği, emsal dosyalarda dinlenilen davacı tanıklarının aynı vekil tarafından açılmış aynı mahiyette davaları bulunan ve birbirlerine tanıklık eden kişiler olduğu, bozma kararındaki değerlendirmeye uyulması durumunda takdiri delilin kesin delil hâline getirilmesi ve tanık ifadesinin hâkimin vicdanı ile değerlendirmesinden çıkartılarak, kesin itibar edilmesi gereken bir delile dönüştürülmesi sonucunu doğuracağı, davacının eldeki davada emsal olduğu ileri sürülen dosyalara delil olarak dayanmadığı gibi yargılama sırasında sunduğu dilekçeler ile temyiz dilekçesi içerisinde de emsal dosyalarda verilen kararlardan bahsedilmediği, bozma kararında da dosyaların numaraları belirtilmediğinden emsal dosyaların saptanmasının mümkün olmadığı, ücrete ilişkin bozma sebebi yönünden ise davacının, son alt işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarındaki ücretin gerçeğe aykırı olduğu iddiası yerinde ise de; davacının önceki alt işveren ihbar olunan şirket döneminde SGK kayıtlarına göre 2011 yılında aylık brüt ücretinin 1.450TL olduğu, bu tutarın aynı yılın ilk 6 ayı için asgari ücretin % 82, son 6 ayı için ise asgari ücretin % 73 fazlası tutarında olduğu, emsal ücret bildiren kurumun sendika olup davacının ise sendika üyesi olmadığı, davacı tarafça önceki yıllara ilişkin ücret seviyesi ile ilgili iddia ve itiraz dile getirilmemiş olduğuna göre taleple bağlılık ilkesi gereğince 2012 yılından önceki ücret seviyesi yönünden SGK kayıtları ile çelişen hesaplama yapılamayacağı, kaldı ki davacının emsal dosya olarak bildirdiği ve karar örneğini sunduğu İzmir 2. İş Mahkemesinin 2012/480 Esas dosyasında davacı olan ...'nun baş aşçı olarak 2.000TL net ücret ile çalıştığının iddia edildiği ve mahkemece iddia doğrultusunda hüküm kurulduğu, aşçıbaşı yardımcısı olarak çalışan davacının bir bulaşıkçı ile aynı ücreti alması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi amiri ve üstü konumunda çalışan baş aşçı ile de aynı ücreti almasının beklenemeyeceği, bozma kararında davacının son ücretinin net 2000TL net ve brüt 2.793,69TL olduğunun kabulü ile son ücret tespitine dair bozma yapılmadığından, davacı yönünden usuli kazanılmış hak doğmakla bu husustaki değerlendirmede bir değişiklik yapılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;
1-Mahkemece davacının fazla çalışma ücreti alacağının davalı tanığının beyanına itibarla 07:00-15:30 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplandığı somut olayda, Yargıtay tarafından onanan emsal dosyalarda belirlenen çalışma saatlerinin kesinleşip kesinleşmediği, buradan varılacak sonuca göre çalışma saatlerinin 07:00-18:00 arası olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmasının gerekip gerekmediği,
2- Davacının önceki dönem ücretinin bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlara göre mi yahut Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre mi belirlenmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
14. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
15. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
16. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
17. Somut olayda, mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece davacı ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile diğer bozma sebeplerinin yanı sıra davacının önceki dönem ücretinin bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar yerine Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre belirlenmesinin hatalı olduğu; fazla çalışma ücreti alacağı yönünden ise davalı işyeri ile ilgili olarak Yargıtay tarafından onanan emsal dosyalarda 07.00-18.00 saatleri arasında çalışma yapıldığının belirlendiği ve bu hususun kesinleştiği, fazla çalışma alacağının davacı tanıklarının beyanlarına göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
18. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada 24.11.2015 tarihli duruşmada “…farklı nitelikte çalışan işçiler tarafından (aşçı, garson, bulaşıkçı vs) dosyalar bulunduğu da dikkate alınarak ilamda sözü edilen dosyanın emsal nitelikte olup olmadığının tespiti açısından davacı vekiline davacı işçiye emsal nitelikte çalışan işçiler ile ilgili açılan davalar var ise dosya numaralarını bildirmek üzere 1 hafta kesin süre verilmesine, aksi takdirde mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılacağının ihtarına…” dair ara karar kurulması üzerine, davacı vekilince bu hususta verilen dilekçe uyarınca emsal dosyalar ve karar örnekleri dosya içerisine alındıktan sonra direnme kararı verilmiş ve direnme kararının gerekçesinde emsal dosyalar ayrıntılı şekilde irdelenmiştir.
19. Yapılan bu açıklamalar göre, mahkemece Özel Daire bozma kararından sonra dosya içerisine alınan emsal dosyalar ve karar örnekleri değerlendirilmek suretiyle direnme adı altında verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası toplanan yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
20. Hâl böyle olunca, mahkemece verilen bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
21. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
22. Diğer taraftan, davacı ve davalı ... vekillerinin bozma kararının uyulan kısmı kapsamında verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve davalı ... vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı ve davalı ... vekillerinin Özel Daire bozma kararının uyulan kısımları kapsamında verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.