"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili; avukat olan müvekkili ile davalı Banka arasında vekâlet ilişkisi bulunduğunu, bu ilişkinin davacının ortağı olduğu ... Hukuk Bürosu faaliyette iken başladığını, bahsi geçen avukatlık ortaklığının sona ermesi üzerine davalı Banka ile davacı arasında 13.10.2011 tarihinde yeniden sözleşme imzalandığını, ... Hukuk Bürosu ortaklığına dâhil olan avukatların tüm vekâlet ücreti alacaklarını davacıya devrettiklerini, davacının sözleşme ve vekâletnamelere dayanarak davalının vekili sıfatıyla dava ve icra dosyalarını takip ettiğini, taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesi ve vekâlet ücreti alacağının ödenmemesi nedeniyle istifa ettiğini, davalının ödenmemiş vekâlet ücretlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 500TL akdi ve 500TL karşı taraf vekâlet ücreti olmak üzere toplam 1.000TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 07.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 202.304,48TL'ye yükseltmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili; davaya bakmaya ... mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın müvekkilini ibra ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin gereklerini yerine getirdiğini, davacının istifasının hukukî dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli ve 2014/59 E., 2016/249 K. sayılı kararı ile; benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının akdi vekâlet ücreti olarak 17.815,13TL, karşı yan vekâlet ücreti olarak 125.409,99TL, 32.225,65TL KDV, 26.853,71TL stopaj isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 202.304,48TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.11.2019 tarihli ve 2016/22460 E., 2019/11455 K. sayılı kararı ile;
“…Dava vekâlet ücreti istemine ilişkin alacak davasıdır. Davacı avukatın, 07.01.2013 tarihli ihtarname ile ... Hukuk Ofisinin dağılması sırasında Banka Hukuk Müşavirliğinin kendisine gösterdiği olumsuz tutumla ilgili serzenişlerinin ve Banka'nın ücret ödemelerinde kendisine gösterdiği taraflı ve olumsuz tutumun ve hak kazandığı ücret alacaklarının çeşitli taleplerine rağmen ödenmemesinin ve ödeme yapmamak için ısrar edilmesinin vekâlet ilişkisinde bulunması gereken karşılıklı güven durgusunu zedelediğini ileri sürerek; vekalet ilişkisini ve güven unsurunu bozan sebeplerin ortadan kaldırıldığının tarafına yazı ile bildirilmesini, bu güne kadar hak kazandığı, ödenmeyen veya eksik ödenen alacaklarının ödenmesini, bu işlemlerin 7 gün içerisinde yapılmasını, aksi halde sürenin sonunda haklı olarak vekalet akdini feshedeceğini, fesihten itibaren vekillik görevine sözleşme gereğince 2 ay daha devam edeceğini, diğer yasal haklarını talep edeceğini ihtar ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda davacının akti vekalet ücreti olarak 17.815,13 TL karşı yan vekalet ücreti 125.409,99 TL, KDV 32.225,65 TL, stopaj 26.853,71 TL isteyebileceği mütala edilmiştir. Anılan bilirkişi raporu, dosyaların bir kısmını sistem üzerinden bir kısımını da fiziki olarak inceleyerek düzenlenmiş ise de, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede dosyaların bulundukları aşama, dosya niteliğine göre aşamalı olarak vekalet ücretine hak kazanacağı kararlaştırılmış olduğu nazara alındığında, anılan raporun bu yönü ile eksik ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, talep konusu dosyalar getirtilerek, davacı avukatın istifasının ve vekalet ücret alacağının sözleşme hükümlerine göre değerlendirilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve itirazlarını da karşılar şekilde en az üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Mahkemece 07.12.2020 tarihli ve 2020/222 E., 2020/506 K. sayılı karar ile; önceki karar gerekçesinin yanında dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun yeterli olduğu belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. ÖN SORUN
11. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2017/41 E. sayılı kararı ile davalı ... Bankası A.Ş.'nin iflasına karar verildiği anlaşılmakla 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 194. maddesi uyarınca işlem yapılmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.
III. GEREKÇE
12. İcra ve İflâs Kanunu'nun "Hukuk davalarının tatili" kenar başlıklı 194. maddesi "Acele hâller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz.
Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez." hükmünü içermektedir.
13. Görüldüğü üzere bu yasal düzenleme uyarınca, iflasın açılmasından sonra müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve bunlara ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabilir.
14. Bu hükmün amacı, iflas masasının aktif ve pasifini ilgilendiren davalara devam edilip edilmeyeceği konusunda alacaklılara zaman tanımaktır.
15. Dava konusu alacak iflas masasına bildirilmiş ve ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabul edilmişse alacak davasının konusu kalmaz. Ancak davaya konu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilmemesi hâlinde husumet iflas idaresine yöneltilerek davaya kayıt kabul davası olarak devam edilir ve iflas tarihi itibarıyla saptanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilir.
16. Hukuk Genel Kurulunun 09.11.2021 tarihli ve 2017/(13)3-3202 E., 2021/1381 K.; 17.10.2019 tarih ve 2017/19-916 E., 2019/1085 K; 24.01.2018 tarih ve 2017/13-771 E., 2018/76 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere iflas hukukuna ilişkin düzenlemeler kural olarak kamu düzenini ilgilendirmekte olup İİK’nın 194. maddesindeki davanın durması da kendiliğinden gerçekleşir. Bir diğer ifade ile tarafın iflas ettiği mahkemece bilinmese veya somut olayda olduğu gibi mahkemece uyuşmazlık ile ilgili nihai karar tesis edilmek suretiyle dava dosyasından el çekilmiş olsa bile dava durur.
17. Somut uyuşmazlıkta ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2017/41 E. sayılı kararı ile davalı şirketin iflasının açılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
18. O hâlde, mahkemece İİK'nın 194. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ile usulden bozulması gerekmiş; bozma nedenine göre davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenememiştir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ile 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.