Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/663 E. 2021/1741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından davalılara satış yoluyla yapılan temliklerin muvazaalı olup olmadığı ve davanın reddine karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararından sonra davacı tarafından sunulan yeni bir delile dayanarak verdiği karar, direnme kararı sayılamayıp yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf istemi kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden hüküm kurulmuş, karar davalılar vekilinin temyizi nedeniyle Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan...’un 31.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, kızı...’ın ise babasından önce öldüğünü, davacı müvekkilinin...’ın kızı olduğunu, davalılardan ...'un murisin oğlu, diğer davalılar ... ve ...'un da murisin oğlu Ahmet'ten olma torunları olduğunu, murisin sağlığında Balıkesir İli, Karesi İlçesi 6273 ada 1, 2, 3, 4, 5, 8 parsel sayılı taşınmazlar ile 6306 ada 7, 8, 9 parsellerin 2/3 paylarını 25.06.2009 tarihinde oğlu ...'a satış suretiyle devrettiğini, 3239 ada 11, 12 parsel sayılı taşınmazları 28.11.2008 tarihinde, 3260 ada 6, 7 parsel sayılı taşınmazları 19.02.2009 tarihinde, 3260 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar ile 5191 ada 13, 14, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazları da 20.04.2009 tarihinde torunu ...'a satış suretiyle devrettiğini, 3233 ada 4 ve 5 parseller ile 3234 ada 2 parsel, 5106 ada 1 ve 2 parselleri de torunu ...'a 05.02.2010 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, ancak çok varlıklı olan murisin ekonomik sıkıntısı olmadığı gibi herhangi bir ihtiyacının da bulunmadığını, kız çocuğunun mirastan pay almaması için erkek çocuğunu ve ondan olma torunlarını kayırdığını, kanser hastası olan kızı ile sağlığında hiç ilgilenmeyip kızını dışladığını, davalıların da taşınmazları satın alacak maddi güçlerinin olmadığı gibi aralarında satıştan dolayı para alış verişinin de bulunmadığını, bütün temliklerin bağış ve mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapılan muvazaalı işlemler olduğunu ileri sürerek, davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.

Davalılar Cevabı:

5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisin sağlığında kendi iradesiyle ve mirasçılarının rızasını da alarak tüm mal varlığını mirasçıları arasında taksim ettiğini, davacıya da taşınmaz, para ve kuyumcu olması nedeniyle altın verdiğini, davacının payını aldığına dair belge imzaladığını, davalı ...’un babası ile birlikte ortak olarak kuyumculuk yaptığını, buradan edinilen gelirler ile alınan taşınmazlarda davacının bir hakkının bulunmadığını, muris vefat ettikten sonra mirasçıları tarafından Balıkesir’de bulunan 17, 9, 3 ve 1 parsel sayılı taşınmazların satıldığını, satış bedelinden davacının da payını aldığını, davanın haksız ve yersiz şekilde açıldığını belirterek, reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.2017 tarihli ve 2015/549 E., 2017/649 K. sayılı kararı ile; varlıklı bir kişi olan murisin mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, davalıların ise taşınmazları satın alabilecek maddi bir güçlerinin olmadığı, davalı taraf her ne kadar murisin paylaştırma (taksim) iradesi taşıdığını savunmuş ise de murisin mirasçıları arasında eşi ile dava dışı Seçkin Altınsoy'un da bulunduğu, davalılardan ... ve ...'un ise...’un mirasçısı olmadıkları, bu nedenle murisin bütün mirasçılarını kapsar ve hak dengesini gözeterek kabul edilebilir bir ölçüde paylaştırma yaptığından söz edilemeyeceği, mirasçılardan Seçkin Altınsoy’a verilen herhangi bir taşınmazın bildirilmediği gibi işlemlerin satış şeklinde yapılmasına karşın murisin bedel de almadığı, ayrıca davacıya temlik edilen taşınmazların değeri ile veraset ilamındaki payı dikkate alındığında ortaya hakkaniyete uygun bir sonuç çıkmadığı, tanık beyanlarına göre mirasçılardan Seçkin ve davacının annesi Serhan'ın psikolojik sorunlar yaşadığı, murisin iş ve özel yaşamında daha ziyade davalı oğlu Ahmet ile yakın olduğu, tüm bu olgular karşısında murisin gerçek amacının taksim olmayıp, bir kısım taşınmazları davacıya vererek kalan taşınmazlar üzerinde hak iddia etmesinin yolunu kapatmak ve daha sonra davalı oğlu ile onun çocuklarına istediği gibi temlikte bulunmak olduğu, iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazların 1/3 payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

7. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

8. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 16.03.2018 tarihli ve 2018/104 E., 2018/186 K. sayılı kararı ile; taşınmazların devri karşılığında davalılar tarafından bir bedel ödenmediği, sağlığında muris tarafından davacıya bir kısım taşınmazlar verilmiş ise de murisin yaptığı bu devirlerde paylaştırma iradesiyle hareket etmediği, yapılan tüm temliklerin muvazaalı olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından muvazaa olgusunun kabulü doğru ise de veraset ilamında davacının miras payı 1/4 olmasına rağmen, bunun aksine ve talep aşılacak şekilde 1/3 pay üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün kaldırılarak davanın kabulü ile davacının 1/4 olan miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.10.2020 tarihli ve 2018/2224 E., 2020/5263 K. sayılı kararı ile;

“...1926 doğumlu...’un 31.05.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi Gülser Altınsoy ile 22.10.2008 tarihinde ölen kızı Serhan’ın davacı kızı Çağıl Ertoğan’ı (1987 d’lu - torun), davalı oğlu ...’u (1954 d’lu) ve dava dışı oğlu Seçkin Altınsoy’u (1955 d’lu) bıraktığı, mirasbırakanın eşi Gülser’in de eldeki davanın açılmasından kısa süre önce 20.05.2015 tarihinde öldüğü, davalılar ... ve ...’un diğer davalı ...’un çocukları olduğu anlaşılmıştır.

Celp edilen tapu kayıtları incelendiğinde, mirasbırakan İbrahim İlhan’ın dava konusu;

3239 ada 11 ( 267 m2’lik arsa ) ve 12 ( 269 m2’lik arsa ) sayılı parsellerini 28.11.2008 tarih ve 13848 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a,

3260 ada 6 ( 250 m2’lik arsa ) ve 7 ( 229 m2’lik arsa ) sayılı parsellerini 19.02.2009 tarih ve 2514 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a,

3260 ada 4 ( 250 m2’lik arsa ) ve 5 ( 249 m2’lik arsa ) ile 5191 ada 13 ( 376 m2’lik arsa ), 14 ( 375 m2’lik arsa ), 15 ( 375 m2’lik arsa ) ve 16 ( 374 m2’lik arsa ) sayılı parsellerini 20.04.2009 tarih ve 5150 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a,

6273 ada 1 ( 432 m2’lik arsa ), 2 ( 320 m2’lik arsa ), 3 ( 319 m2’lik arsa ), 4 ( 319 m2’lik arsa ), 5 ( 422 m2’lik arsa ) ve 8 ( 295 m2’lik arsa ) ile 6306 ada 7 ( 317 m2’lik arsa ), 8 ( 291 m2’lik arsa ) ve 9 ( 249 m2’lik arsa ) sayılı parsellerini 25.06.2009 tarih 8058 yevmiye no’lu akitle davalı ...’e,

3233 ada 4 ( 307 m2’lik arsa ), 5 ( 236 m2’lik arsa ), 3234 ada 2 ( 332 m2’lik arsa ), 5106 ada 1 ( 487 m2’lik arsa ) ve 2 ( 352 m2’lik arsa ) sayılı parsellerini 05.02.2010 tarih ve 1070 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği tespit edilmiştir.

Öte yandan, mirasbırakan İbrahim İlhan’ın maliki olduğu dava dışı 5185 ada 2 ( 359 m2’lik arsa ), 3 ( 360 m2’lik arsa ), 4 ( 383 m2’lik arsa ) ve 5 ( 444 m2’lik arsa ) ile 5172 ada 9 ( 380 m2’lik arsa ) sayılı parsellerini 18.05.2009 tarih ve 6430 yevmiye no’lu akitle davacı torunu Çağıl’a satış yoluyla devrettiği kayden sabittir.

Yapılan araştırma ile, mirasbırakanın ölümü ile geriye Balıkesir ili Altıeylül ilçesi 2. Aygören mahallesinde kain 955 ada 19 sayılı parselin tamamı ( 1.570 m2’lik tarla ) ile 5102 ada 9 sayılı parseldeki 161/335 payı bıraktığı saptanmıştır.

Davalılar tarafından dosyaya ibraz edilen 18.05.2009 tarihli adi yazılı belgede; ‘’ Dedem İbrahim İlhan Altınsoydan annem Serhan Ertoğan’a düşen arsa hissemi aldım. Balıkesir Atatürk mahallesi 5185 ada 2, 3, 4, 5 parsel ve 5172 ada 9 parsel sayılı arsaları annemin miras hakkı olan yerleri dedem...’dan aldım ‘’ ibaresinin yazılı olduğu ve iki tanık huzurunda mirasbırakan ile davacının imzaladığı, davacının anılan belgedeki imzayı kabul ettiği görülmüştür.

Bilindiği üzere, muris muvazaasına dayalı davalarda mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Mirasbırakanın, mirastan mal kaçırma amacı ile hareket etmesi davanın kabulünün esaslı unsurudur.

Yukarıda yer verilen tespitler ile dosya kapsamındaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın sağlığında davacı ile davalılara taşınmazlarının büyük bir kısmını devrettiği, davacının da 18.05.2009 tarihli belge içeriğinden de anlaşılacağı üzere mirasbırakanın yaptığı devirlere itiraz etmediği, annesinden gelen miras hakkını aldığını açıkça beyan ettiği, tanık beyanları uyarınca anneanne Gülser Altınsoy’un ölümü sonrasında terekesinin paylaşılmasında sorun çıkması üzerine eldeki davanın açıldığı, özetle, aynı dönem içerisinde taraflara yapılan temlikler sırasında mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket ettiğini gösterir bir delil bulunmadığı, davacı torunundan mal kaçırmasını gerektirecek bir neden ortaya konulamadığı, mirasbırakanın mal kaçırmak istemesi halinde davacı torununa da azımsanmayacak miktarda taşınmaz vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki mirasbırakanın geriye taşınmazlar da bıraktığı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalılara yapılan temliklerin muvazaalı olmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Direnme Kararı:

11. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 29.03.2021 tarihli ve 2021/2 E., 2021/529 K. sayılı kararı ile; 18.05.2009 tarihli belge içeriğine göre davacının tüm miras hakkını aldığı ve başka hak talep etmeyeceğine dair bir kabulü olduğunun söylenemeyeceği, murisin bütün mirasçıları arasında hak dengesini gözetir şekilde paylaştırma iradesiyle hareket etmediğinin ise tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacı tanık beyanlarına göre davacının annesinin vefatından önce iki yıla yakın bir süre kanser tedavisi gördüğü, bu süre zarfında murisin kızı ile hiç ilgilenmediği, ona şefkat ve merhamet göstermediği, hatta cenazesine dahi gitmediği, kızı ile olan ilişkisinin etkisinde kalarak davalı oğlu ve torunlarına davacıya göre oldukça fazla miktarda temlikte bulunduğu, dolayısıyla davacı torunundan mal kaçırmasını gerektirecek sebebin ispat edildiği, hâlen muris adına kayıtlı bir takım taşınmazlar olmakla birlikte, kararın bozulmasından sonra davacı vekili tarafından ibraz edilen 22.02.2021 tarihli dilekçede eldeki dava açıldıktan sonra murisin başkaca 4 adet taşınmazını daha davalılardan ...'a devrettiği tespit edilerek, Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/74 E. sayılı dosyasında dava açıldığının bildirildiği, dosyanın getirtildiği ve davacı tarafından davalı ... aleyhine Balıkesir İli, Karesi İlçesi, 117 ada 25, 145, 140 parseller ile 181 ada 2 parsel sayılı taşınmazların yine muris... tarafından mal kaçırmak amacıyla temlik edildiği iddiasıyla dava açıldığının anlaşıldığı, tüm bu nedenlerle murisin yaptığı temliklerde gerçek iradesinin davacıya değer olarak miras payının karşılılığını oluşturmaktan uzak olan beş adet taşınmazı vermek suretiyle, kalan malvarlığından davacıya göre katbekat fazlasını davalı oğlu ve ondan olan torunlarına vermek suretiyle mal kaçırma amacına yönelik olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dosya kapsamı ve toplanan delillere göre mirasbırakan tarafından davalılara satış suretiyle yapılan temliklerin gerçekte mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı, varılacak sonuca göre davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

14. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

15. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

16. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 31.01.2019 tarih ve 2017/1-1266 E., 2019/50 K.; 17.10.2019 tarih ve 2017/1-1248 E., 2019/1074 K.).

17. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında değerlendirilmesi belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, yeni hüküm olarak kabul edilir.

18. Somut olayda, bozma kararı sonrasında davacı vekili mahkemeye sunduğu 22.02.2021 tarihli dilekçe ile mirasbırakan...’un 4 adet taşınmazını daha davalılardan ...’a devrettiği hususunun eldeki dava açıldıktan sonra öğrenildiğini, bahsi geçen taşınmazlar için Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/74 E. sayılı dosyasında ayrı bir dava açıldığını ve davanın hâlen derdest olduğunu bildirmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince anılan dosyanın incelenmek üzere celbine, bozma kararına uyulup uyulmayacağı hususunun ise dosya geldikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiş, 29.03.2021 tarihli duruşmada ise bahsi geçen dosya incelenip taraf beyanları alındıktan sonra direnme hükmü kurulmuştur.

19. Şu hâle göre, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı değildir. Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararı sonrasında getirtilip incelendiği için Özel Daire tarafından değerlendirme imkânı olmayan yeni bir dava dosyasına dayanılmak suretiyle verilen bir karar bulunmaktadır. Bu kararın yeni bir delile dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

20. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen inceleme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalılar vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 23.12.2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.