Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/819 E. 2022/1169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip feshedilmediği ve buna bağlı olarak kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, feshin haklı nedenine dayandığını ispatlayamadığı, iç denetim raporunda yer alan iddiaları destekleyen tanık beyanlarının bulunmadığı ve davacının uzun süreli çalışması boyunca herhangi bir şikayet veya disiplin cezası almadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak hüküm altına alınan alacakların miktar yönünden temyiz incelemesinin yapılması için dosya Özel Daireye gönderilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “İşçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin ...’da bulunan deposunda 01.08.2007 tarihinde depo sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, 12.04.2016 tarihinde depo görevlilerinin denetleme için geldiklerini ve yapılan denetim sonucunda hiçbir olumsuz durum tespit edilmediği hâlde müvekkili ve takım liderine idari izinli oldukları ve depoya girmemeleri gerektiğinin söylendiğini, daha sonrasında sayım fazlası veren ürünlerin prosedüre uygun olarak kayıt altına alınmadığı, söz konusu malların depo sorumlusu olan müvekkili ve depo takım lideri tarafından birlikte kendi yararlarına depo dışına çıkarıldığı, hasarlı ürünlerin bir kısmının hasarlı olarak bayilere gönderildiği, ambalajlanmaması gereken ürünlerin ambalajlatılarak bayilere gönderildiği ve bu işlemlerin üst yöneticilere bildirilmediği, bu şekilde davalı şirketin güvenini kötüye kullanmış oldukları gerekçesiyle 26.04.2016 tarihinde müvekkilinin ve dava dışı takım liderinin savunmaları alınmaksızın iş sözleşmelerinin feshedildiğini ancak söz konusu bu iddiaları kabul etmediklerini, davalı işyerinde uzun süre çalışmış olan müvekkili hakkında çalıştığı süre boyunca en ufak bir şikâyetin olmadığını, yapılan feshin haksız olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.08.2007-26.04.2016 tarihleri arasında müvekkili şirketin ... Depo Takım Liderliğinde sevkiyat sorumlusu olarak çalıştığını, müvekkili şirketin davacı ile aynı pozisyondaki eski çalışanı tarafından tedarik zinciri direktörüne göndermiş olduğu elektronik posta ile depo içerisinde organize şekilde yapılan bir takım usulsüzlüklerden haberdar olduğunu, bunun üzerine idari soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonucunda davacının yılsonu sayımları sonrası sayım fazlası veren ürünlerin prosedüre uygun olarak kaydedilmesi gerekirken bir kısım ürünleri kaydettirmediği, sayım sonuçlarının hatalı gösterilmesine sebebiyet verdiği, sayım fazlası veren ürünlerden bir kısmını depo dışına çıkarttığı, denetim ekibinden sakladığı, depoda hasar gören ürünlerin bir kısmını ise nakliyeden hasarlı geldiği şeklinde göstererek yeniden ambalajlama yapılmaması gerekirken ambalajlatarak bayilere gönderdiğinin tespit edilmesi üzerine iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, ayrıca davacı ve bu usulsüz işlemleri birlikte yaptığı ... depo takım lideri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu da belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. ... İş Mahkemesinin 30.05.2018 tarihli ve 2016/409 E., 2018/497 K. sayılı kararı ile; dinlenen tanık beyanları, dosya arasına alınan ceza dosyası sureti ve toplanan diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiğini ispatlayamadığı, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin yerinde olduğu, tanık beyanlarına göre davacının dini bayramlar ve hafta tatili gününe rastlayan günler dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli ve 2018/1916 E., 2018/2397 K. sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında toplanan delillere, tanık beyanlarına, feshe dayanak davalı işyerinde yapılan denetim ve soruşturma sonucu düzenlenen iç denetim raporu içeriğine, feshe konu eylemle ilgili davalı şirketin şikâyeti üzerine ... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen karar ile ceza dosyası kapsamına, hem iç denetim raporu sırasında hem de ceza soruşturması ve yargılaması sırasında beyanları alınan şirket çalışanları ..., ... ve ...’nin beyanlarına göre feshe konu eylemle ilgili davacı işçinin sorumluluğunun ortaya konulamadığı, beyanların aynı işyerinde depo takım lideri olarak çalışan işçiye yönelik olduğu, feshin haklı nedene dayandığının davalı işveren tarafından kanıtlanamadığı, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.01.2021 tarihli ve 2019/1878 E., 2021/2341 K. sayılı kararı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; “2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.

Dosya içeriğine göre; davalı işverenliğin ... Depo Takım Liderliği’nde depo sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, yıl sonu sayımları sonrası sayım fazlası veren ürünlerin prosedüre uygun olarak kayıt altına alınması gerekirken bir kısım ürünleri kayıt altına aldırtmadığı ve sayım sonuçlarının hatalı gösterilmesine sebebiyet verdiği, sayım fazlası ürünlerden bir kısmını depo dışına çıkarttığı, denetim ekibinden sakladığı, depoda hasar gören ürünlerden bir kısmını ise nakliyeden hasarlı geldiği şeklinde göstererek yeniden ambalajlama yapılmaması gerekirken yeniden ambalajlatarak bayilere gönderdiği gerekçesiyle doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış nedeniyle feshedilmiştir.

Fesih konusu olaylar ile ilgili olarak davalı tarafından davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/779 esas ve 2017/108 karar sayılı ilamı ile davacının da aralarında yer aldığı sanıklar hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan delil yetersizliği nedeni ile beraatlerine karar verildiği, kararın 23/05/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işyerinde depo sevkiyat sorumlusu olarak mal giriş ve çıkışlarıyla, depo stoklarının ve sayımlarının takibinden sorumludur. Delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Olaya ilişkin hazırlanan işverenlik iç denetim raporu ve ekleri, denetim esnasında ve yargılama sırasında diğer işçiler tarafından verilmiş beyanlar, davacının beyanları, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının depoda fazla çıkan ürünler hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen kayıtlara işlemediği ve sayım sonuçlarının hatalı çıkmasına sebebiyet verdiği, sayım fazlası ürünlerin depo dışına çıkartılmaması noktasında konumu ve görev tanımı itibarıyla üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, depoda hasar gören bazı ürünleri nakliye hasarlı gibi göstererek ve yeniden ambalajlatarak bayilere göndermek üzere personele talimat verdiği, bu sebeplerle iş ilişkisinde güven temelinin çöktüğü kabul edilmelidir. Davacının doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranışları nedeniyle işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e bendi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

11. ... İş Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2021/267 E., 2021/410 K. sayılı kararı ile; davalı işverenin şikâyeti üzerine yapılan yargılama sonucunda ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/779 E., 2017/107 K. (2017/108 K.) sayılı kararında depoda yapılan denetimde yapılan sayımda sanıklara teslim edilen tüm ürünlerin depoda olduğunun tespit edildiği, eksik ve fazla ürün olmadığı, sanıklara teslim edilen malların zimmetlerine geçirildiği ve sarf edildiğine dair yazılı delil bulunmadığı, ...’in husumetli tanık olduğu ve müşteki şirkette çalışan diğer tanıkların tarafsız beyanda bulunmadıkları kanaatine varılarak bu tanık beyanlarına itibar olunmadığı belirtilerek hem suçun unsurlarının oluşmadığı hem de delil yetersizliği nedeniyle davacı hakkında beraat kararı verildiğinin görüldüğü, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun da ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 2017/1294 E., 2017/978 K. sayılı kararı ile reddedilerek kararın kesinleştiği, dava dışı ... tarafından işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılan davada ise ... İş Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği ve bu karara karşı davalı işveren tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince esastan reddedildiği, davalı işveren tarafından bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmadığı, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, belirtilen hususlar dikkate alındığında; davalı tarafın cevap dilekçesinde davacı tarafından yapıldığı ileri sürülen “sayım fazlası bir kısım ürünlerin depodan çıkarıldığı, depoda hasar gören bir kısım ürünlerin nakliye hasarlı gösterildiği ya da yeniden ambalajlatarak bayilere gönderildiği, hileli davranışlarla kendi yararına şirket zararına menfaat sağladığı, sayım fazlası bir kısım ürünlerin kayıt altına alınmadığı ve denetim ekibinden saklandığına” yönelik iddiaların somut bir şekilde ispatlanamadığı, davalı işveren tarafından denetim sırasında yazılı beyanları alınan işçilerin bir kısmının tanık olarak dinletilmediği, bu işçiler tarafından verilen dilekçelerin (ceza ilamındaki müşteki şirket tanıkları hakkındaki tespitler gözetilerek) onlar tarafından kaleme alınıp alınmadığı ve içeriklerinin doğruyu yansıtıp yansıtmadığı hususunun şüphe arz ettiği, kaldı ki beyanların da esasen dava dışı ... hakkında olduğu, davacının davalı şirkette dokuz yıla yakın çalıştığı ve bu sürede hakkında herhangi bir şikâyet olduğuna, disiplin soruşturması geçirdiğine dair dosyada delil bulunmadığı, depoya eksik veya fazla ürün gönderilmesi durumunda uygulanması gereken prosedüre ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, sonuç olarak davalının haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiğini dosya kapsamında ispatlayamadığı, bu durumda feshin geçerli nedenle fesih (şüphe feshi) olarak değerlendirilebileceği, geçerli nedenle fesihte de kıdem ve ihbar tazminatlarının işçiye ödenmesi gerektiği, kaldı ki usulsüzlük yaptığı belirtilen asıl kişi olan ...’nin açtığı davanın lehine sonuçlandığı görüldüğünden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin taleplerinin yerinde olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı işyerinde 01.08.2007-26.04.2016 tarihleri arasında çalışan davacının iş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı nedenle feshedilip feshedilmediği; buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın direnme kararının verildiği 16.06.2021 tarihi itibariyle miktar yönünden temyizen incelenmesinin mümkün olup olmadığı; kesinlik sınırının tespitinde HMK’nın 341/2. maddesinin mi yoksa HMK’nın 362/1-a maddesinin mi uygulanması gerektiği hususu ele alınıp değerlendirilmiş ve ilk derece mahkemesince verilen kararların temyiz edilmesi hâlinde kesinlik sınırının tespitine dair açık bir hüküm bulunmadığından HMK’nın 341/2. maddesindeki düzenlemenin dikkate alınması gerektiği ve kararın kesinlik sınırını geçtiği oybirliğiyle kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

15. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili genel açıklamalarda bulunulmasında ve yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.

16. İş sözleşmesini sona erdiren en önemli sebeplerden biri fesihtir. Fesih, sürekli (belirli ya da belirsiz süreli) iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gerekli bozucu yenilik doğuran bir haktır. Dolayısıyla fesih karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuran, karşı tarafın kabulünü gerektirmeyen bir irade açıklamasıdır (Senyen Kaplan, Emine Tuncay: Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Haksız Feshinin Hüküm ve Sonuçları, Sicil İş Hukuku Dergisi, 2016, Sayı: 36, s. 23).

17. İş sözleşmesi işçi ile işveren arasında kurulan ve her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, işçi ile işveren arasında karşılıklı güvene dayanan kişisel ve sürekli bir ilişki yaratır. Bu nedenle işçi veya işveren taraflarından birinin davranışı ile bu güveni sarsması hâlinde güveni sarsılan tarafın objektif iyi niyet kurallarına göre artık bu ilişkiyi sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceği durumlarda iş sözleşmesi ile bağlı kalamayacağı gerçeğinden hareket eden kanun koyucu, taraflara iş sözleşmesini haklı nedenle tazminatsız fesih hakkı tanımıştır.

18. Hukukumuzda “olağanüstü fesih”, “bildirimsiz fesih”, “süresiz fesih”, “önelsiz fesih”, “derhal fesih”, “muhik sebeple fesih” gibi terimlerle ifade edilen haklı nedenle fesih Türk Borçlar Kanunu md. 435; İş Kanunu md. 24 ve 25; Deniz İş Kanunu md. 14, 16; Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun md. 11’de düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, haklı nedenle fesih kanunla tanınmış bir haktır. Bir tarafın işte bu haklı nedenle fesih hakkına dayanarak, karşı tarafa yöneltilmesi gereken irade beyanıyla iş sözleşmesine geçmişe etkili olmaksızın derhal son vermesi, haklı nedenle fesih olarak tanımlanmaktadır. Bu itibarla İş Kanunu, haklı nedenle fesih hakkını “Haklı nedenle derhal fesih” başlığı altında düzenlemektedir (Mollamahmutoğlu, Hamdi / Astarlı, Muhittin / Baysal, Ulaş : İş Hukuku, 6. Bası, Ankara 2014, s. 794).

19. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (İş Kanunu) 24 ve 25. maddeleri, iş sözleşmesinin işçi ve işveren tarafından haklı nedenle derhal feshi hâllerini düzenlemiştir.

20. 4857 sayılı İş Kanunu’nun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25. maddesi;

“Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.

b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.

c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.

d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.

e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.

f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.

g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.

h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.

ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.

İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

21. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı hâlinde işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkânının olduğu açıklanmıştır.

22. İşçinin, işverenin işi ve işyeri ile ilgili hukuken korunması mümkün haklı menfaatlerini koruması, zarar verici veya risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınması sadakat borcunun temelini oluşturmaktadır.

23. İşçinin sadakat borcuna aykırı davranması, bir başka deyişle doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması hâlinde işverenin haklı nedenle fesih hakkını kullanabilmesi için işçinin bu davranışının mutlaka suç oluşturması gerekmez. Bununla birlikte hangi davranışların sadakat borcuna aykırı olduğunu önceden belirleyebilmek de mümkün değildir. Davranışın iş ilişkisinin temelini oluşturan güveni sarsıcı nitelik taşıyıp taşımadığı üzerinde durulmalıdır. Bu değerlendirme yapılırken özellikle işçinin yaptığı iş ve işin nitelikleri ile işyerinin özellikleri, işçinin konumu ve işin gerekleri, varsa mesleki adetler gibi objektif unsurlar değerlendirilerek davranışın sadakat borcuna aykırılık oluşturup oluşturmadığı tespit edilmelidir.

24. İşçinin davranışlarının doğruluk ve bağlılığa uymaması, bir başka deyişle sadakat borcuna aykırılık oluşturması hâlinde bu davranış sonucunda işverenin zarar görmesi gerekli olmadığı gibi zarar söz konusu olduğunda da zarar miktarı dikkate alınmaksızın işveren tarafından İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi uyarınca iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir. Anılan bu bende göre, “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.” hâlinde, işveren derhal (haklı) fesih hakkını kullanabilecektir.

25. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı işveren tarafından iş sözleşmesi “yılsonu sayımları sonrası sayım fazlası veren ürünlerin prosedüre uygun olarak kayıt altına alınması gerekirken bu durumdaki bir kısım ürünleri kayıt altına aldırtmadığınız ve sayım sonuçlarının hatalı gösterilmesine sebebiyet verdiğiniz, sayım fazlası ürünlerden bir kısmını depo dışına çıkarttığınız, denetim ekibinden sakladığınız, depoda hasar gören ürünlerin bir kısmını ise nakliye hasarlı gösterttiğiniz suretiyle veya yeniden ambalajlama yapılmaması gerekirken yeniden ambalajlatarak bayilere gönderttiğiniz ve bu durumların Depo takım lideri ... ile birlikte yaptığınız, neticesinde bu işlemleriniz ile şirketi zarar uğrattığınız ve şirketin güvenini kötüye kullandığınız ihbar üzerine yapılan denetimlerle tespit edilmiştir…” gerekçesiyle feshedilmiş olup, davacının imzadan imtina ettiği “Sulh ve İbraname”de iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinin (e) alt bendi gereğince feshedildiği hususuna yer verildiği görülmüştür.

26. Dosya kapsamına sunulan ... İç Denetim Yöneticiliği ... Depo Takım Liderliği Denetim Raporunda, ... depoda yılsonu sayımından önce ... depodan fazla gelen ürünlerin depo dışına çıkartılması iddiasına ilişkin bu denetimin yapıldığı, bu kapsamda bir kısım çalışanlar ile görüşüldüğü, depoda bulunan kameralara ait görüntü kayıtlarının uzun süre muhafaza edilmediğinin tespit edildiği ve bu sebeple 2015 yılsonu sayım haftasına ilişkin kayıtlara ulaşılamadığı, davacının yılsonu sayım sonuçlarında fazla çıkan ürünler hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen yılsonu sayımında ve stoklarda ilgili ürünleri göstermediği, sayım farklarını kaydetmeyerek sayım sonuçlarının hatalı gösterilmesine sebebiyet verdiği, sayım fazlası ürünlerden bir kısmını bizzat depo dışına çıkarttığı, depoda hasar gören bazı ürünleri nakliye hasarlı gibi göstermek veya yeniden ambalajlatarak bayilere göndermek üzere personele talimat verdiği yönünde ciddi emareler olduğu belirtilerek durumunun Etik Komitesince değerlendirilmesi gerektiği önerilmiştir.

27. Özel Dairece, iç denetim raporundaki tespitlere yer verildikten sonra, iş ilişkisinde güven temelinin çöktüğü, davacının doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranışları nedeniyle işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinin (e) alt bendi uyarınca haklı nedene dayandığı ve bu sebeple kıdem ile ihbar tazminatlarının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

28. Öncelikle belirtmek gerekir ki, iç denetim raporunda anlatılan usulsüzlüklerin dosya kapsamına göre ispatlanıp ispatlanmadığı ve dolayısıyla iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri süren davalı işverenin, feshin haklılığını ispat yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine bakılması gerekmektedir.

29. İç denetim raporunda, öğlen saatlerinde habersiz şekilde ... depoya gelindiği, incelemenin sağlıklı yürütülebilmesi açısından 12 Nisan akşamı davacının izne çıkarıldığı, ... depoda 2015 yılsonu sayım sonuçlarına göre sayım farkının “sıfır” olarak bildirildiği ancak 14-15 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen stok sayımında sayım fazlası ürün bulunduğu belirtilmiş, raporun devamında ise çalışanlar ile yapılan görüşme içeriklerine yer verilmiştir.

30. İç denetim raporunda yer alan görüşmelerin içeriğine bakıldığında ise, raporun hazırlanması sırasında alınan beyanların daha çok dava dışı takım liderini suçlayıcı nitelikte olduğu, öte yandan denetim sırasında bilgisine başvurulan çalışanların bir kısmının tanık olarak mahkemede dinletilmediği, mahkemece beyanı alınan davalının dinlettiği tanıklardan ... ile ...’nün iç denetim raporunun hazırlanmasına esas olan ifadelerinin davacıya yönelik olmadığı gibi duruşmada da bu tanıkların feshe konu eylemle ilgili davacının sorumluluğunu ortaya koyacak nitelikte beyanda bulunmadıkları görülmüştür.

31. Yine iç denetim raporunda doğrudan davacıyı suçlayıcı beyanda bulunan kişilerden sadece ... davalı tanığı olarak duruşmada dinletilmiş olup, denetim raporunda ... ile yapılan görüşme sonucunda yılbaşı izninden döndüğünde bir kısım ürünlerin yerinde olmadığı ve davacının ürünlerin yerlerine gönderildiğini söylediği, ... ve davacının talimatıyla depoda hasar görmüş ürünlerin ambalajlarını değiştirdiği ve bu ürünlerin normal ürün gibi bayilere gönderildiği belirtilmekte iken; davalı tanığı olarak duruşmada alınan beyanında daha çok çalışma gün ve saatlerine ilişkin açıklamada bulunduğu anlaşılmıştır.

32. Davacının yaklaşık dokuz yıla yakın çalışma süresi boyunca hakkında herhangi bir şikâyet olduğu yönünde delil sunulmaması, davalının feshe dayanak yaptığı iç denetim raporunun içeriğini doğrulayan tanık anlatımı bulunmaması, ayrıca denetim raporundaki beyanların daha çok dava dışı ...’ye yönelik olması karşısında davalı işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı ve davacının kıdem ile ihbar tazminatlarına hak kazandığı sonucuna ulaşılmıştır.

33. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; iç denetim raporundaki tespitler ve duruşmada dinlenen tanıkların beyanlarından davalı işyerinde bir takım usulsüzlükler olduğunun anlaşıldığı, yapılan usulsüzlüklerin doğrudan davacı tarafından gerçekleştirildiği ispatlanamasa da depo sorumlusu olarak çalışan davacının davalı işyerinde mal giriş ve çıkışları, depo stoklarının ve sayımlarının takibinden sorumlu ve ayrıca bu ürünlerin kaydını tutmakla yükümlü olduğu, usulsüzlükler bütün olarak değerlendirildiğinde davacının görev tanımı itibariyle bu olayları bildirmemesinin doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayacağı, açıklanan sebeplerle davalı işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığı ve direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir.

34. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerindedir.

35. Ne var ki, hüküm altına alınan alacakların miktarına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gereklidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle,

Direnme uygun bulunduğundan davalı vekilinin hüküm altına alınan alacakların miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.09.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.