"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin hüküm davacı idare vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı ... ili ... ilçesi Mahallesi 136 parselde kayıtlı taşınmazın 3951,70 m2 ve 137 parselde kayıtlı taşınmazın 3955,59 m2’lik bölümü hakkında Enerji Piyasası Denetleme Kurulunun 29.01.2015 tarihli ve 5449-11 sayılı kararı ile kamu yararı kararı alındığını, Bakanlar Kurulunun 04.05.2015 tarihli ve 2015/7790 karar sayılı kararı ile de söz konusu kamulaştırmanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi gereğince acele kamulaştırma olarak yapılmasına karar verildiğini ileri sürerek kamulaştırmaya konu kısımlara ait bedelin tespiti ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırma konusunu oluşturan taşınmazların Orhaniye Mahallesine oldukça yakın, düz ve eğimsiz yapıda olduğunu belirterek kamulaştırma bedelinin emsal taşınmaz satımları dikkate alınmak suretiyle hesaplanmasını savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
6. Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.09.2017 tarihli ve 2016/148 E. 2017/389 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin iklimi, ulaşım, pazar ve toprak verimlilik durumu, Yargıtayın Balıkesir ilinde kuru tarım arazileri için belirlemiş olduğu kıstaslar dikkate alınarak hesaplamalar yapıldığı, kapitalizasyon faiz oranının %6 olarak alındığı, taşınmazların kamulaştırılacak kısmının kamulaştırma bedelinin 102.952,91TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 11.04.2018 tarihli ve 2018/194 E. 2018/467 K. sayılı kararı ile; “…İşbu kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının açılmasını gerektiren ve kamulaştırma işlemlerinin dayanağını teşkil eden yegane idari işlem, Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırılma yapılmasına ilişkin 04.05.2015 tarih 2015/7790 sayılı kararıdır. Bakanlar Kurulunun bahsi geçen kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2017/2807-3241 sayı 25.10.2017 günlü ilamıyla iptal edilmiştir, verilen kararda kesindir. Dolayısıyla bedel tespit ve tescil davasının dayanağı olan tek yegane idari işlemin kesin bir idari yargı kararıyla iptal edilmiş olması karşısında iş bu davanın da görülebilme şartlarının ortadan kalktığının kabulü gerekmektedir,…” gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2018/9651 E. 2020/1510 K. sayılı kararı ile; “…Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki ... ili ... ilçesi ... mahallesi 136 ve 137 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, iş bu kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının açılmasını gerektiren ve kamulaştırma işlemlerinin dayanağını teşkil eden idari işlemin Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırılma yapılmasına ilişkin 04.05.2015 tarih 2015/7790 sayılı kararı olduğu ve bahsi geçen Bakanlar Kurulu kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2017/2807-3241 sayı 25.10.2017 günlü ilamıyla iptal edildiği, bu nedenle bu davanın görülebilme şartının iptal kararıyla ortadan kalktığı gerekçesiyle kamulaştırma kararının kesinleşmiş idari yargı kararıyla iptal edildiğinden bahisle açılan bedel tespit ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.
Yapılan incelemede; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29.01.2015 tarih 5449-11 sayılı kararı ile Rüzgar Elektrik Santrali projesi kapsamında gerekli olan tesislerin kurulabilmesi için dava konusu taşınmazların 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 19. maddesi uyarınca kamulaştırılmasında kamu yararı bulunduğuna dair karar alındığı, bu karara 16.02.2015 tarihinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından olur verildiği, 21.04.2015 tarihinde ise Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu taşınmazlar için kamulaştırma kararı alındığı ve Maliye Bakanlığı'nın talebi üzerine, Bakanlar Kurulu tarafından taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin 04.05.2015 tarihli 2015/7790 sayılı acele kamulaştırma kararı alındığı, bahsi geçen Bakanlar Kurulu kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2017/2807E -3241 K 25.10.2017 günlü ilamıyla iptal edildiği anlaşılmış ise de; davaya konu kamulaştırma işleminin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun kamu yararı kararı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının oluru ve Maliye Bakanlığının aldığı kamulaştırma kararı olduğu ve bu kararların iptaline yönelik herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı hususları gözönünde bulundurulduğunda işin esasına girilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli ve 2020/483 E. 2020/1254 K. sayılı kararı ile; bozma kararında belirtilen Maliye Bakanlığının 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararının davalı tarafa tebliğ edilmediği, dava dilekçesinde Maliye Bakanlığının bu kamulaştırma kararından dahi bahsedilmediği, hatta bu kamulaştırma kararının bozma ilamı sonrası celp edilerek dosya içine alınabildiği, böylelikle davalı tarafın 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararından ve işlem evrakından istinaf mahkemesi gibi bozma ilamından sonra haberdar olduğu, dolayısıyla kendisine usulünce tebliğ edilmeyen, itiraz veya dava hakkı tanınmayan kamulaştırma işleminin davalı bakımından kesinleşmediği, davacının açtığı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının dayanağı olan acele kamulaştırma işlemine ait idari işlemin/kamulaştırma kararının kesinleşmiş idari yargı kararıyla iptal edilmesi, bozma kararında işaret edilen ve gerek dava dilekçesinde belirtilmeyen gerekse dilekçe ekinde bulunmayan Maliye Bakanlığının 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararı davalı maliklere tebliğ edilmediğinden 21.04.2015 tarihli kamulaştırma işleminin davalı taraf bakımından idari anlamda kesinleşmediği ve bu idari işleme karşı davalıların dava açma hürriyetlerinin bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili istemine ilişkin eldeki davada, Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırma yapılmasına ilişkin 04.05.2015 tarihli ve 2015/7790 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25.10.2017 tarihli ilamı ile iptal edilmesi karşısında davanın esasının incelenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
16. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
17. Somut olayda bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın temyizi üzerine Özel Dairece Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırmaya ilişkin kararı iptal edilmiş ise de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun kamu yararı kararı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının oluru ve Maliye Bakanlığının aldığı 21.04.2015 tarihli kamulaştırma kararının iptaline yönelik herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı, bu nedenle davanın esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine bölge adliye mahkemesince Milli Emlak Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına müzekkere yazılarak 21.04.2015 tarihinde verilmiş bir kamulaştırma kararının bulunup bulunmadığının sorulduğu ve müzekkere cevapları da değerlendirilerek direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
18. Buna göre bölge adliye mahkemesinin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve yeni gerekçeye dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
19. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
20. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı idare vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.