"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Maddi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 2. ... Mahkemesince davanın davalı ... ... ve Ticaret Limited Şirketi yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararının davacı ve davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve Hukuk Genel Kurulunca kararın usulden bozulmasından sonra Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararının gereği yerine getirilerek yeniden direnme kararı verilmiş olup direnme kararı davacı ve davalı ... Madencilik ....t Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait maden ocağında davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (... Limited Şirketi)'nin işçisi olarak çalışmakta iken 12.09.2010 tarihinde geçirdiği ... kazasında malul kaldığını, işyerinin daha sonra davalı Kuzey Madencilik İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi (Kuzey Madencilik Limited Şirketi)'ne devredildiğini, davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün (TTK/Kurum) ise ruhsat sahibi sıfatıyla sorumlu olduğunu, davalıların gerekli ... sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1,00TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ... Limited Şirketi ile müvekkili Kurum arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin işin tamamını ihale ile verdiğini, tüm sorumluluğun da yükleniciye ait olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
6. Davalı Kuzey Madencilik Limited Şirketi temsilcisi duruşmadaki beyanında; kazanın TTK'ya ait rödovanslı maden sahasında meydana geldiğini, maden sahasını diğer davalı ... Limited Şirketinden devraldıklarını ancak ... kazasının devirden önce meydana geldiğini, kendilerinin de daha sonra Arslantürk Madencilik Limited Şirketine devrettiklerini, devir sözleşmesi yapılmadığını belirtmiştir.
7. Davalı ... Limited Şirketi davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı:
8. ... 2. ... Mahkemesinin 18.09.2015 tarihli ve 2013/503 E., 2015/712 K. sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamına ve bilirkişi raporlarına göre davalı işveren ... Limited Şirketine ait maden ocağı işyerinde 12.09.2010 tarihinde geçirdiği ... kazasında yaralanan davacının ... kazasının meydana gelmesinde %20, işveren şirketin %80 oranında kusurlu olduğu, kazanın işyeri devrinden sonra gerçekleşmesi nedeniyle davalı Kuzey Madencilik Limited Şirketinin kusurunun bulunmadığı, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5995 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile eklenen Ek 7. maddesindeki hüküm ve Kanun’un yürürlük tarihinin kaza tarihinden önce olması dikkate alındığında davalı TKK’nın kusurunun mevcut olmadığı, davalı ... Limited Şirketinin hesap raporuna göre 73.496,07 TL maddi zarardan sorumlu olduğu ancak taleple bağlı kalınarak 1,00 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. ... 2. ... Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarihli ve 2017/889 E., 2017/4083 K. sayılı kararı ile; “…Dava nitelikçe, işletme hakkı davalı ... Gn. Müd.’ne ait olup rödövans sözleşmesi ile davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti.’ne bırakılan sahada davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti. işçisi olarak çalışırken 12.09.2010 tarihinde meydana gelen ... kazası sonucu % 15,00 oranında sürekli ... göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı ... Madencilik Şti.ne yönelik maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacının ... kazasına bağlı oluşan % 15 maluliyeti nedeniyle 73.496,07 TL maddi zararı tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak 1 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 12.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Madencilikten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacının davalı Kuzey Madencilik ve TTK'ya yönelik davasının reddine karar verilmiştir.
Davacının işletme hakkı TTK Gn Müd.’ne ait olup, işletilmesi 24.12.2004 tarihli rödövans sözleşmesi ile 10 yıl süreyle davalı ... Mad. ... Tic. Ltd. Şti.’ne bırakılan ve 30.05.2012 tarihli devir sözleşmesi ile de belirtilen rödövans sözleşmesinin bütün hak ve vecibeleri ile davalı Kuzey Mad. ... Ltd. Şti.ye devredilen maden sahası içerisinde davalı ... Mad. …. Tic. Ltd. Şti. işçisi olarak çalışmakta iken çalıştığı maden ocağında meydana gelen ... kazası sonucu davacıda sürekli ... göremezliğe neden olan olayda davalı ... Gn. Müd.nün ve Kuzey Mad. ... Ltd. Şti. kusuru olmasa bile tazminattan sorumlu olup olmayacakları noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten Rödövans sözleşmesine ilişkin Maden Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte Maden Yasası’nın 28. maddesi gerekçesinde “ diğer taraftan bu süre zarfında madenci kendisine maddi destek arayabileceği gibi, işletme iznini bir başkasına kiralayabilecek ve kanun karşısında teknik ve mali yönden tek sorumlunun ruhsat sahibi olacağı esası getirtilmektedir “ denilmek suretiyle dolaylı da olsa rödövans sözleşmesine işaret edilmekle davanın Mevzuatımızdaki dayanağının Maden Yasası olduğunun kabulü gerekir. Rödövans sözleşmesi maden ruhsatının devri anlamına gelmediğinden devir sözleşmesinin Maden İşleri Genel Müdürlüğünde yetkili memur huzurunda yapılması zorunluluğu yoktur. Maden ruhsat sahibi (madenci) ile rödövansla sahayı işletecek olan (rödövansçı) rödövans sözleşmesini isterlerse adi yazılı şekilde, isterlerse noter de düzenleme şekilde yapabilirlerse de Maden Yönetmeliğinin 32. maddesine göre üçüncü kişi ve kuruluşların rödövans, kira, taşeron ve benzeri sözleşmelere dayanarak ruhsat sahasında madencilik faaliyetinde bulunabilmeleri, Maden işleri Genel Müdürlüğünün iznine bağlıdır. Ruhsat sahibi rödövans sözleşmesini yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Maden İşleri Genel Müdürlüğüne bildirmek ve uygun görüş olmak zorundadır. Beyanda bulunma yetkisi ve zorunluluğu ruhsat sahibine aittir. Ruhsat sahibinin bir başvurusu olmadan, salt rödövansçının başvurusuna dayanılarak işlem yapılamaz. Rödövans sözleşmesinde ruhsat sahibi madenci, rödövansçının sahada maden işletmesi için gerekli bütün ortamı sağlamak zorundadır. Maden sahasında ruhsat sahibine ait olup da rödövans sözleşmesine dahil demirbaş eşya, ... makineleri, ulaşım araçları ve işletme tesisatı varsa bunların bir listesinin çıkarılarak listede yer alan alet ve makinelerin tamamı rödövansçıya teslim edilir. Maden ve diğer mevzuat uyarınca ruhsata bağlı bütün yükümlülükler ruhsat sahibine aittir.
10.06.2010 tarihinde 5995 sayılı Yasa'nın 10. maddesi değiştirilmeden önceki Maden Yasası'nın 17.,24., ve 29. maddelerinde öngörülen yükümlülükler ruhsat sahibi tarafından yerine getirilir. Bu yükümlülüklerin ihmali maden ruhsatının iptali sonucunu doğurur. Rödovansçının maden sahasının iyi bir şekilde işletme borcu vardır. Maden rezervini daha sonraki kullanımlar için ulaşılamayacak şekilde tahrip eden rödovansçı ruhsat sahibine karşı sorumlu olur. Maden Yasası’nın 31. maddesi gereğince işletme ruhsat sahibinin maden işletme faaliyetinde bulunabilmesi ve cevher istihracı yapabilmesi için fenni nezaretçi görevlendirme zorunluluğu vardır. Maden işletmesi rödovans yoluyla yapılıyor olsa dahi fenni nezaretçi atama yükümlülüğü ruhsat sahibine aittir. (Maden ve Taşocakları Hukuku, Doç. Dr. ... Topaloğlu)
Öte yandan 3213 sayılı Maden Yasası ve Maden Kanununu Uygulanmasına dair 22.8.1985 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 21.maddesinde fenni nezaretçinin olmadığı sahalarda işletme ve cevher istihracı yapılamayacağı, fenni nezaretçinin görev yaptığı, maden ruhsatı sahasındaki faaliyetler ile alakalı eksiklik ve aksaklıkları rapor edeceği, bir örneğini de madenciye göndereceği bildirilmekle sahada yapılan her türlü cevher istihracı faaliyetinin denetim ve kontrol yükümlülüğünün rödövansçı davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti. ile birlikte ruhsat sahibi TTK. Genel Müdürlüğü'ne ait olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda rödövans sözleşmenin tetkikinden ruhsat sahibi TTK Gn. Müd.’ne, rödövansçı şirket tarafından yapılacak işletme projesinin TTK'ya sunulacağı, projenin yeterli bulunmaması halinde istenen şartlara uygun olarak projenin verilen sürede düzeltilmemesi halinde TTK'nın sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği, işletme projesinin TTK'nın isteği üzerine revize edilebileceği, üretilen kömür ve mevcut kömür artıklarının TTK Gn. Müd.’nün göstereceği kantarda tartılacağı ve sevk fişi düzenleneceği, rödovansçının işletme ruhsat sahibinin yapacağı yazılı istek ve uyarılara riayet edeceği, sahadaki çalışmaların TTK veya yetkili kılınacak Müessese Müd. tarafından işletme projesine uygun yapılıp yapılmadığının kontrol edileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu tespitler karşısında davalılar TTK Gn. Müd. ile davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin 4857 sayılı yasa’nın 2. maddesi gereğince alt işveren-üst işveren ilişkisi olarak değerlendirilmek gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca alt işveren işçisi olan kazalının sürekli ... görmezliğe uğradığı olay nedeniyle üst işveren TTK Gn. Müd.’nün sorumluluklarının yasadan kaynaklandığı, hizmet akdinden sonra olmak üzere 24.06.2010 tarihinde 5995 sayılı Yasa ile yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu'nun üst işverenin sorumluluğunu daraltan ya da ortadan kaldıran ek 7. maddesinin geriye yürütülemeyeceği gözardı edilerek davalı ... Gn. Müd.'nün kusurunun bulunmadığı ve asıl-alt işverenlik ilişkisinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yaya aykırı olup bozma nedenidir.
30.05.2012 tarihli devir sözleşmesi rödövans sözleşmesini bütün hak ve vecibeleri ile davalı ... Mad. … Tic. Ltd. Şti.nden devralan davalı Kuzey Mad. ... Ltd. Şti. tazminattan sorumlu olup olmayacağı konusu devre ilişkin bütün evrakların getirtilerek devir tarihine göre 818 sayılı Borçlar Kanunu 179. maddesinin ("Bir mameleki veya bir taahhüdü borç ve alacaklariyle beraber iktisap eden kimse bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerle ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı borçlardan mesul olur ve iki sene nihayetine kadar evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır. Bu müddet, muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve diğer borçlar için muacceliyet iktisap ettikleri tarihten başlar. Borçların bu veçhile nakline müteallik hükümler, asıl borcun nakli akdi üzerine mürettip hükümlerin aynıdır."), 01.07.2012 tarihinde yürülüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 202. maddesinin ("Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.") ve aynı yasanın ... yerinin tamamının veya bir bölümünün devrini düzenleyen 428. maddesinin ("İşyerinin tamamı veya bir bölümü hukuki bir işlemle başkasına devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan hizmet sözleşmeleri, bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. İşçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından, onun devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır. Yukarıdaki hükümlere göre devir hâlinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan, devreden ve devralan işveren müteselsilen sorumludurlar. Ancak, devreden işverenin bu yükümlülüklerden doğan sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.") bir arada değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmesi gerekirken ve davalı şirketler arasındaki devir sözleşmesinden önce gerçekleşmesine rağmen devirden sonra gerçekleştiği belirtilerek davalı Kuzey Mad. ... Ltd. Şti. hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. ... 2. ... Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/701 E., 2017/993 K. sayılı kararı ile; yapılan yargılama, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek önceki hükümde direnilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
12. Direnme kararının süresi içinde davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 23.12.2021 tarihli ve 2018/(21)10-481 E., 2021/1749 K. sayılı kararı ile; "...33. Somut olayda; mahkemenin ilk kararının Özel Dairece davalı ...'nın asıl işveren olarak sorumlu tutulması gerektiği ayrıca davalı şirketler arasındaki devre ilişkin evrak getirtilip 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 202. ve 428. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılarak davalı Kuzey Madencilik Limited Şirketinin sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece önceki hükümde direnildiği, direnme kararının gerekçesinde ise "Mahkememizce yapılan yargılama, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek; Mahkememizin 2013/503 esas 2015/712 karar sayılı 18/09/2015 tarihli önceki kararında direnilmesine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" ifadelerine yer verildiği, bu hâli ile direnme kararının Anayasa'nın ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun aradığı anlamda gerekçe içermediği görülmüştür.
34 Bu durumda mahkemece yapılacak ..., Anayasa'nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile ona koşut düzenleme içeren HMK’nın 297. maddesindeki hükümler gözetilerek ve özellikle bozma kararında yer verilen bozma nedenlerine karşı, direnmenin gerekçesini de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alarak kararda göstermek olmalıdır.
35. Hâl böyle olunca yukarıda açıklanan Anayasal ve yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmek üzere karar usulden bozulmalıdır.
36. Direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (1) numaralı ön sorun olarak görüşülen (2) numaralı ön sorun kapsamında usulden bozulması nedeniyle davalı ... Limited Şirketine yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılmamıştır...." gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.
13. ... 2. ... Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ve 2022/141 E., 2022/264 K. sayılı kararı ile; 3213 sayılı Maden Kanunu ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan Maden Yönetmeliğindeki düzenlemeler ile davalı ...’nın ruhsat sahalarının bir kısmını ya da tamamını üçüncü kişilere rödovans sözleşmesi ile işlettirmesinin mümkün kılındığı, işletme hakkının devri nedeniyle asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmadığı, 5995 sayılı Kanun ile eklenen ve 24.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu’nun Ek 7. maddesinde ... sağlığı ve güvenliği ile ilgili mali, idari ve hukukî sorumlulukların rödansçıya ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hükümden yola çıkılarak 24.06.2010 tarihinden önceki dönemde davalı ...’nın sorumlu olduğu sonucuna varılamayacağı, zira geçerli bir rödovans sözleşmesinin varlığı hâlinde ruhsat sahibi ile rödovansçı arasındaki ilişkinin niteliğinin baştan beri aynı olduğu ve 4857 sayılı ... Kanunu’nun 2/6. maddesinde öngörülen asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlamasına uygun olmadığı, dolayısıyla geçerli bir rödovans sözleşmesinin bulunması durumunda 24.06.2010 tarihi öncesi ve sonrası şeklinde bir ayrım yapılmaksızın ruhsat sahibinin rödovansçı işçilerinin ... kazası nedeniyle talep ettikleri tazminatlardan sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı, toplanan deliller ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı ... ile davacının çalıştığı şirketler arasında yapılan rödovans sözleşmesinin geçerli olduğu ve muvazaa bulunmadığı kanaatine varıldığı, davalı ...’nın bilirkişi raporuna göre de ... kazasının meydana gelmesinde doğrudan ya da 3213 sayılı Maden Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlâl etmesinden ötürü bir kusurunun bulunmadığı, geçerli bir rödovans sözleşmesinin bulunduğu hâllerde TTK’nın asıl işveren sıfatının ve sorumluluğunun mevcut olmadığı yönünde verilen ve kesinleşen bir çok karar bulunduğu, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 16.11.2017 tarihli ve 2015/19299 E., 2017/7994 K. ve 21. Hukuk Dairesinin 26.11.2013 tarihli ve 2013/11621 E., 2013/21874 K. sayılı kararlarının da aynı yönde olduğu, öte yandan davalı Kuzey Madencilik Limited Şirketinin maden sahasını ... kazasından sonra 30.05.2012 tarihinde devraldığı ve 17.04.2013 tarihinde dava dışı Aslantürk Madenciliğe devrettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 21.03.2011 tarihli raporda davalı ... Limited Şirketinin %85 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da devrin kaza sonrası yapılması nedeniyle davalı Kuzey Madencilik Limited Şirketinin kusurunun bulunmadığının belirtildiği gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme Kararını Temyiz:
14. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı ... Limited Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
15. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;
a) Davalılar ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü arasında rödovans sözleşmesi mi yoksa asıl işveren-alt işveren ilişkisi mi bulunduğu; buradan varılacak sonuca göre davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün sorumlu tutulup tutulamayacağı;
b) Devre ilişkin bütün evrak getirtilip devir tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 202. ve 428. maddelerindeki hükümler kapsamında değerlendirme yapılarak davalı Kuzey Madencilik Limited Şirketinin sorumluluğunun belirlenmesinin gerekip gerekmediği; noktalarında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
16. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davalı şirket vekilinin açık temyizinin de bulunduğu dikkate alındığında ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada usulüne uygun biçimde taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı; tebligatların usulüne uygun olduğunun kabulü hâlinde ilk kararı temyiz etmeyen davalı şirketin direnme kararını temyiz etmekte hukukî yararının bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
17. Ön sorunun çözümü için öncelikle konuyla ilgili mevzuat hükümlerine kısaca değinilmelidir.
18. Tüzel kişilere ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerinde düzenlenmiştir.
19. Tebligat Hukuku bakımından tebligat yapılacak kişi “muhatap” olarak adlandırılır. Tebligatın temel amacı da muhataba tebliğ evrakını en sağlıklı şekilde ulaştırmaktır. Tebligat kural olarak muhatabın kendisine yapılır. Muhatap gerçek veya tüzel kişi olabilir. Gerçek kişiler yönünden muhatap kişinin kendisidir. Tüzel kişiler ise somut canlı varlıklar olmayıp sadece hukukî kişiliğe sahip olduklarından tüzel kişiler adına çıkarılan tebliğler, muhatap tüzel kişinin organlarını oluşturan gerçek kişilere yapılır (Muşul, Timuçin: Tebligat Hukuku, ... 2018, s. 167). Tüzel kişilerin yetkili temsilcileri ilgili kanun veya statülerine göre belirlenir.
20. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Hükmi Şahıslara ve Ticarethanelere Tebligat” başlıklı 12. maddesinde;
"Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.
Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir."; 13. maddesinde, "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat ... saatlerinde ... yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
21. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin (Yönetmelik) " Tüzel kişilere ve ticari işletmelere tebligat" başlıklı 20. maddesinde ise;
"(1) Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır.
(2) Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir.
(3) Gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlemde yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğ geçerlidir." hükmü bulunmaktadır.
22. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligat" başlıklı 21. maddeye göre;
"1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat ... saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
(2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir.
(3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır".
23. Bu noktada belirtmek gerekir ki Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca, ticaret şirketleri tüzel kişiliği haiz olup üçüncü şahıslar ile olan ilişkilerinde ortaklardan oluşan temsilci-organ veya dışarıdan tayin edilen sair temsilciler tarafından temsil olunurlar. Tüzel kişiliğe sahip olmaları nedeniyle ticaret şirketlerinde tebligatın şirketlerin “yetkili temsilcilerine" yapılması icap eder. Yetkili temsilciler ibaresiyle öncelikle şirketi kanunen temsile yetkili organlar ve bu organlar adına hareket edenler kastedilmektedir.
24. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin bu hükümlere koşut düzenlemeler içeren maddelerinde tüzel kişilere tebligatın yapılma usulü açıklanmış, tebligatın bunların tabi oldukları kanunlara ve statülerine göre belirlenecek yetkili temsilcilerine, eğer tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir hâlde ise görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı öngörülmüştür. Eğer tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış, sıralı kişilere yapılmışsa bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gereğine de işaret edilmiştir.
25. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki; tebligat ile ilgili Kanun ve Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olmakla gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak Kanun ve Yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi de daima göz önünde tutulmalıdır.
26. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun ve Yönetmeliğin amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi (tebligatın bilgilendirme fonksiyonu) ve bu hususların belgeye (tebligatın belgelendirme fonksiyonu) bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz. Nitekim Kanun'un ve Yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı yerleşik yargısal içtihatlarda da açıkça vurgulanmış olup Hukuk Genel Kurulunun 22.06.2022 tarihli ve 2021/12-481 E., 2022/986 K. sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
27. Somut olayda davalı ... Limited Şirketine dava dilekçesinin ... Beldesi Karakaya Yolu Üzeri Mengen/Bolu adresinde "şirket yetkilisi Dursun ... Aşkar'a tebliğ edildi"; bilirkişi raporlarının "şirket yetkilisine rastlanmadı, büro çalışanı Selahattin Sugeçtiye tebliğ edildi" ve "daimi çalışan muhasebe görevlisi Selahattin Sugeçti' imzasına tebliğ edildi" açıklamaları ile; mahkemenin ilk kararının "muhasebe sorumlusu ... Aşkar imzasına tebliğ edildi"; Özel Daire bozma kararı ile ilk direnme kararının "çalışan sorumlu D.... Aşkar" ve "gösterilen adreste bizzat kendisine tebliğ edildi...." şeklinde yazılan açıklama kapsamında tebliğ edildiği, Hukuk Genel Kurulunun bozma kararından sonra Mahkemece celbedilen ticaret sicil kayıtlarına göre şirket ortaklarının.... şirketi münferiden temsile yetkili temsilcilerin 13.12.2006-29.11.2017 tarihleri arasında ...ile 29.11.2017-19.10.2018 tarihleri arasındaki dönemde ... ... Duman olmakla birlikte 29.11.2017 ve 19.10.2018 tarihinden itibaren aksi karar alınıncaya kadar münferit temsile yetkili temsilcilerin şirket müdürü İsmail Yılmaz ile müdürler kurulu başkanı ....olarak tescil edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
28. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı ... Limited Şirketine yapılan tebligatların 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile bu hükümlere paralel düzenlemeler öngören Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun biçimde yapılmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlandığından söz edilemeyeceği ve ön sorun bulunduğu, direnme kararının bu usulî hatadan dolayı sair yönler incelenmeksizin bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
29. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 14.12.2011 tarihli ve 2011/21-878 E., 2011/763 K, 16.04.2014 tarihli ve 2013/10-1027 E., 2014/528 K. ile 01.03.2017 tarihli ve 2017/13-552 E., 2017/385 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
30. Öte yandan davalı Kuzey Madencilik İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin unvanı direnme kararının başlık bölümünde "... Madencilik İnşaat Turizm San. Tic. Ltd. Şti" olarak yazılmış ise de bu yanlışlık mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata olarak kabul edilmiş ve işin esasına etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamış, işaret edilmekle yetinilmiştir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,
Bozma nedenine göre davacı ve davalı ... Madencilik Enerji Orman Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 01.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.