Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/234 E. 2022/1183 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, asliye ceza mahkemesi hakimi ve Cumhuriyet savcısının yargısal faaliyetleri nedeniyle açtığı tazminat davasında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı üzerine yaptığı adli yardım talepli temyiz başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, temyiz giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşüreceğini gösterir belge sunmaması, ayrıca temyiz harçlarının yüklü bir miktar olmaması nedeniyle, adli yardım talebinin HMK’nın 334/1. maddesindeki koşulları karşılamadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve dosya, HMK m. 366, 344 gereğince işlem yapılmak üzere Yargıtay 4. Hukuk Dairesine geri çevrilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı adlî yardım talepli dava dilekçesinde; 2004 yılında ... Gazetesi'ni çıkararak gazeteci olarak göreve başladığını, kent ve halk ile mücadele ederken sürekli saldırılara ve haksızlıklara maruz kaldığını, bundan dolayı ... Gazetesi'ni kapatarak internet gazeteciliğine başladığını, ...’ta ... Haberim ... ve ... Ajans ... adlı sayfalar açtığını, bu sayfalarda politik ve idari eleştiri niteliğinde bazı haberler yaptığını, bu haberlerden dolayı evine polis gönderildiğini ve bilgisayarına el konulduğunu, Cumhuriyet savcısı ... tarafından asliye ceza mahkemesine dava açıldığını, ceza mahkemesi hâkimi tarafından da ceza verildiğini,... Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itirazın kabul edildiğini ve yargılamaya yeniden başlandığını, davanın haksız, kasıtlı, taraflı ve politik olduğunu, ihbar olunanların yetkilerini aşarak görevlerini kötüye kullandıklarını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek 1.000.000TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... Hazinesine ve ihbar olunanlara dava dilekçesi tebliğ edilmemiş ve dosya üzerinden karar verilmiştir.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 tarihli ve 2021/85 E., 2021/114 K. sayılı kararı ile;

“…DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; 2004 yılında ... Gazetesi'ni çıkararak gazeteci olarak göreve başladığını, kent ve halk ile mücadele ederken sürekli saldırılara, haksızlıklara maruz kaldığını, bundan dolayı ... Gazetesi'ni kapattığını, internet gazeteciliğine başladığını, ...'ta ... Haberim ... ve ... Ajans ... adlı sayfalar açtığını, bu sayfalarda politik, idari eleştiri niteliğinde bazı haberler yaptığını, bu haberlerden dolayı evine polis gönderildiğini ve bilgisayarına el konulduğunu, Cumhuriyet Savcısı ... tarafından Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldığını, ceza mahkemesi hakimi tarafından da ceza verildiğini, yetkilerini aşarak görevlerini kötüye kullandıklarını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek tazminini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, asliye ceza mahkemesi hakimi ve Cumhuriyet Savcısının yargısal faaliyetleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmeli ve ön inceleme aşamasında bu konuda bir karar verilmelidir. (HMK m.114, m.115 ve m.138)

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile eklenen ek 3. fıkrasında ".... Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dahil olmak üzere hakimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir." hükmü yer almakta olup, 142. maddesi ile de bu davalarda zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.

Bu yasal düzenleme karşısında mahkememiz görevsiz olduğundan aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;

1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 6545 sayılı Yasa'nın 70. maddesi ile değişik 141 ve 142. maddeleri ile HMK'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği sebebiyle usulden reddine,

2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ... Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine,

3-Takdiren para cezası tayinine yer olmadığına, …” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

II. ÖN SORUN

8. Davacının, Özel Dairenin dava dilekçesinin usulden reddine ilişkin kararını adlî yardım talepli olarak temyiz etmesi karşısında, davacının kanun yoluna başvuru sırasındaki adlî yardım talebinin yerinde olup olmadığı, adlî yardım talebinin yerinde olmadığına karar verilmesi hâlinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlattırılması için dosyanın Özel Daireye geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.

III. GEREKÇE

9. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adlî yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere, yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukukî yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez, Hakan/Özekes, Muhammet/Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2410-2411).

10. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Adli yardımdan yararlanacak kişiler” başlıklı 334/1. maddesi “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” hükmünü içermektedir.

11. Adlî yardımdan yararlanmanın ilk koşulu ödeme gücünden yoksunluktur. Hukukî yollara müracaatta ve süreç boyunca gerekli olacak giderleri, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksunluk, aslında nakit ya da nakde dönüştürülebilecek kaynak yetersizliğini ifade etmektedir.

12. Talepte bulunan kişinin adlî yardımdan yararlanabilme bakımından malî yetersizlik içinde olup olmadığı, kişinin malî durumu, bu çerçevede geliri, mal varlığı, borçları ve sosyal durumu, yani kendisi ve ailesinin yaşam düzeyi ve ihtiyaçları da göz önüne alınarak, her olay kendi koşullarına göre tespit edilecektir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2417-2419).

13. Adlî yardımdan yararlanabilmenin ikinci koşulu ise asıl davadaki taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Haksız yargılama ve takiplerin çoğalıp mahkemelerin ve icra organlarının gereksiz yere uğraştırılmaması ve adlî yardım kurumunun kötüye kullanılmaması için taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmaması koşulu özenle incelenmelidir.

14. Adlî yardım talebinde bulunan kişi iddiasının ve adlî yardım talebinin dayanağı olan delilleri göstermeli ve mahkemeye sunmalıdır. Bu husus HMK’nın 336/2. maddesinde “Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.

15. Adlî yardım talep eden kişi, elinde bulundurduğu veya o sırada bilinen delilleri sunmamışsa mahkemece başka bir inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden adlî yardım talebi derhal reddedilmelidir.

16. Öte yandan talepte bulunanın malî gücüyle ilgili ispat konusunda hâkim tam bir kanaate sahip olmalıdır; bu yönüyle malî yetersizlik koşulunun ispatı için tam ispat ölçüsünün geçerli olduğunun kabulü gerekir.

17. Kanun yoluna başvuru aşamasında ise temyize müracaat için gerekli olan giderleri karşılamak zorunda kalındığında, talepte bulunanın kendisi ve ailesinin geçiminin ciddi ölçüde zor duruma düşüp düşmeyeceği araştırılır. Temyiz aşamasındaki açıkça dayanaktan yoksun olmama koşulu ise temyiz talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması şeklinde anlaşılmalıdır. Yargıtay, adlî yardım talebini bu aşamada reddederse temyiz incelemesine geçilmez, dosya ilgili mahkemeye çevrilerek bu mahkemece temyiz harcının yatırılması için talepte bulunana süre verilir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2427).

18. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine sunduğu 04.10.2021 tarihli ve adlî yardım talepli dava dilekçesiyle, ... (...) Cumhuriyet savcısı ve ... (...) Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlar nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek 1.000.000TL tazminat isteminde bulunduğu, Özel Dairece; görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verildiği, davacının verilen bu karara karşı adlî yardım talepli olarak temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.

19. Davacının temyiz dilekçesi ekinde, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren malî durumuna ilişkin hiçbir belge sunmadığı, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verildiğinden kanun yoluna başvururken temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçları ile temyiz gider avansının yatırılması gerektiği, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı, davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.

20. Hâl böyle olunca, davacının adlî yardım talebi, HMK’nın 334/1. maddesinde belirtilen koşulları sağlamadığından adlî yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

21. Davacının sunduğu temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçlarının yatırılmadığı anlaşıldığından, davacıya temyiz başvurma harcı ve maktu temyiz karar harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkarılarak bir haftalık kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç yatırıldığı takdirde dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmeli, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde HMK’nın 366. maddesi yollamasıyla HMK’nın 344. maddesi gereğince davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının adlî yardım talebinin REDDİNE,

2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.