"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, ilgili ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı ilgili ... tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin 2. fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davacı vekilinin temyize karşı cevap dilekçesinde ileri sürdüğü duruşma isteminin reddine karar verilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 30.01.2015 tarihli dava dilekçesinde; davacı Vakfın 20.10.1999 tarihli mahkeme kararı ile kurulduğunu, vakfın hizmetlerini daha etkin bir şekilde yerine getirilmesi amacı ile Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 564 sayılı ve 06.12.2012 tarihli yazısı üzerine vakıf senedinin tadil edilmesi gerektiğini, vakıf senedinin tadiline ilişkin 21.02.2014 tarihli mütevelli heyeti tarafından alınan karar doğrultusunda ... Noterliğinin 13.06.2014 tarihli ve 13279 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde noter senedi ile tadil senedi tanzim edildiğini ileri sürerek söz konusu değişikliğin hukukî sonuç doğurabilmesi için eklenen yeni düzenlemelerin tescilini talep etmiştir.
İlgili Görüşü:
5. İlgili ... 26.03.2015 tarihli görüş yazısında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 113. maddesine göre vakfın amacının değiştirilebilmesi için, vakfın değişen koşullar karşısında başlangıçtaki amacının gerçekleştirilmesinin olanaksız duruma gelmesi gerektiği, amacın değiştirilebilmesi için Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre objektif ve sübjektif koşulların birlikte oluşması gerektiği, ancak bu iki koşulun gerçekleşmesi hâlinde vakıf yönetim organının veya ...’nün başvurusu üzerine mahkemece karar verileceği, TMK’nın 113/1. maddesi ile Yargıtay içtihatlarına göre davacı vakfın amacına ilişkin maddesindeki düzenlemenin uygun olmadığının değerlendirildiği, ayrıca genel kurul toplantılarında ... temsilci bulundurulmadığından buna ilişkin düzenlemenin senet metninden çıkarılmasının ve vakfa ait senedin 9. maddesine eklenen 10 ve 11. fıkralarında vakfın mütevelli heyet üyelerinin mahkemenin vereceği azil kararı beklenmeden, mütevelli heyeti kararı ile görevden alınabileceklerine ilişkin düzenlemenin de senetten çıkarılmasının, senedin 10. maddesi 2. cümlesinin görüş yazısında belirtilen şekilde düzenlenmesinin uygun olacağı mütalaa edilmiştir.
Davacı Beyanı:
6. Davacı vekili 05.05.2015 tarihli ... Genel Müdürlüğünün görüş yazısına karşı sunmuş olduğu beyan dilekçesinde: verilen olumsuz görüşü kabul etmediklerini, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının yazısı doğrultusunda vakıf senedinde değişikliğine gidildiğini, ayrıca vakfın amacı yönünden vakıf senedi incelendiğinde vakfın gayesinin hiç bir şekilde kısıtlamaya yer verilmeden düzenlendiğini, vakıf senedinin vakfın değiştirilmek istenen gaye ve amacına uygun maddeleri ihtiva ettiğini, vakfın toplumun geneline hizmet sunmasında bir engel bulunmadığı, faaliyet raporları incelendiğinde bunu yerine getirdiğinin anlaşıldığını, Maliye Bakanlığı'nın bu konudaki görüşü üzerine, vakfın gayesinin değiştirilmesi hâlinde genel amaca uygun hizmet edeceği gerekçesiyle amaç değişikliğinin yasaya uygun bulunduğunu beyan etmiştir.
Mahkeme Kararı:
7. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve 2015/45 E., 2015/568 K. sayılı kararı ile; vakfın kuruluş senedi ile değişiklik senedi karşılaştırıldığında, vakfın gayesinin hiç bir sınırlamaya ve kısıtlamaya yer verilmeden düzenlendiği, vakıf senedinin vakfın değiştirilmek istenen gaye ve amacına uygun maddeleri ihtiva ettiği, vakfın toplumun geneline hizmet sunmasında bir engel bulunmadığı, vakfın amacının değiştirilmesi şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ... Noterliğince düzenlenen 13.06.2014 tarihli tadil senedinin 9. ve 10. maddeler dışında diğer kısımlarının tesciline, aynı noterlikçe düzenlenen 01.09.2015 tarihli senet tadilinin ise tesciline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde ilgili ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
9. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 22.10.2018 tarihli ve 2018/14252 E., 2018/17680 K. sayılı kararı ile;
“…Somut olayda, vakfın amacını düzenleyen "Vakfın Gayesi" başlıklı 3.maddesinde vakfın genel eğitim, kültür, sağlık, ilmi araştırma ve sosyal yardım yanında özel amaçları yirmi bent halinde sıralanmıştır. Vakfın genel amacı, vakfın pediatrik hematoloji ve onkoloji alanında eğitim, kültür, sağlık, ilmi araştırma olarak sınırlandırılmış, özel amaçları da değiştirilmiştir. Bunlara örnek olarak vakfın özel amaçlarından birisi ... Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği pediatrik hematoloji-onkoloji dalının bu bölümde yatan hastaların her türlü ihtiyacı karşılamak ve gerektiğinde bünyesinde yer aldığı çocuk kliniğinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak iken pediatrik hematoloji-onkoloji hasta ve ailelerinin her türlü ihtiyacını karşılamak ve gerektiğinde tedavi hizmeti aldıkları kliniklerin ihtiyaçlarını karşılamak olarak değiştirildiği ve bu özel amacın geçerli senede göre genişletildiği, buna benzer şekilde diğer bentlerde sayılan özel amaçların da kuruluş iradesine aykırı olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, vakıf senedinin 3. maddesinde yapılan söz konusu değişikliğin yukarıda açıklanan esaslara ve özellikle Türk Medeni Kanunu'nun 113. maddesinde öngörülen koşullara uygun düşmediği gözetilmeden söz konusu senet değişikliğinin tesciline karar verilmesi, doğru görülmemiştir,...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.2019 tarihli ve 2019/170 E., 2019/530 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında; vakıfların demokratik toplum düzeninin vazgeçilmez unsurlarından olduğu, zaman içerisinde değişen mevzuat, konjonktür, fiziksel şartlar ve toplumsal algı sebebiyle vakfın amacında değişiklik yapılmasının olağan olduğu, dolayısıyla gayenin değiştirilmesindeki temel ölçütün vakfın kuruluş ve faaliyetlerini asıl amaca daha uygun hâle getirip getirmeyeceği diğer bir ifadeyle vakfı amaca uygun olarak daha ileriye götürüp götürmeyeceği hususu olduğu, dosyaya sunulan deliller ve gerekçelerden vakfın gayesinin değiştirilmesindeki temel amacın “Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğden” kaynaklı vergi muafiyetinden istifade etmek olduğunun anlaşıldığı, somut olayda olduğu gibi bir kısım bürokratik prosedürün yerine getirilmesi için gerek idari kuruluşların gerekse de yargı mercilerinin üzerine düşen her türlü vazifeyi layıkıyla yerine getirmesi gerektiği, vergi muafiyetine münhasır yapılan gaye değişikliği talebi devletin desteklerinden faydalanmak amaçlı yerine getirilmesi gereken bir yasal prosedür olarak görüldüğü, gayenin değiştirilmesinin vakfın kuruluşuna, devamına ve amacını gerçekleştirmesine herhangi bir menfi tesiri olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı yasal süresi içinde ilgili ... tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Türk Medeni Kanunu'nun 113. maddesi hükmü uyarınca durum ve koşullardaki değişmeler yüzünden vakıf senedinde yazılı amacın değiştirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
13. Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların incelenmesinde yarar görülmektedir.
14. Bilindiği üzere; tüzel kişiler, TMK’nın birinci kitabı olan Kişiler Hukukunun, ikinci kısmında üç bölüm olarak düzenlenmiştir. Burada vakıflar; üçüncü bölüm olarak TMK’nın 101 ilâ 117. maddeleri arasında hüküm altına alınmış olup, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olarak tanımlanmıştır. Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir. Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, millî birliğe ve millî menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz.
15. Vakıflar, İslam Hukukuna özgü hayır kurumlarıdır. İslam Hukukunda “Vakıf; insanlar tarafından yararlanılmak üzere bir aynı, Allah’ın mülkü olmak şartıyla temlik ve temellükten hapis ve men eylemektir” şeklinde tanımlanmaktadır (Ali Himmet Berki, Vakıflar s. 42). Tarihi süreç içinde vakıf bir din kurumu olarak ortaya çıkmış, daha sonra gelişerek insanlığa hayırlı başka hizmetlerinde yapılmasını amaçlayan kurumlar hâline dönüşmüştür. Vakıf kuruluşları bir eşya veya gelirlerinden yararlanma hakkı, topluma veya toplumda ihtiyacı olan bazı insanlara özgülenmektedir (HGK’nın 08.05.2002 tarihli ve 2002/16-159 E., 2002/355 K. sayılı kararı).
16. Vakıf senedi; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesine göre “Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi” belgeyi ifade eder. Vakıf senedinde; vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yeri gösterilir (TMK m. 106).
17. Vakfın bir yönetim organının bulunması zorunludur. Vakfeden, vakıf senedinde gerekli gördüğü başka organları da gösterebilir (TMK m. 106). Vakıf yönetimi; mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, TMK ve bu Kanun’a göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili organı, Vakıf yöneticisi ise, mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, TMK ve bu Kanun’a göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili kişi veya yetkili organlarda görev alan kişileri ifade eder (5737 sayılı Vakıflar Kanunu m. 3). Vakıf yönetim kurulu iç ilişkide vakfı yönetir, dış ilişkide vakfı temsil eder.
18. Vakıfların hangi konularda denetleneceği TMK’nın 110. maddesi ile düzenleme altına alınmıştır. Anılan madde ile vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları Vakıflar Genel Müdürlüğünce ve üst kuruluşlarınca denetleneceği hüküm altına alınmıştır.
19. Türk Medeni Kanunu’nun 101. maddesinde yapılan tanıma göre kurulmuş olan bir vakfın özgülendiği amacı doğrultusunda varlığını sürdürmesi ve yönetim organlarınca da bu amacın gerçekleştirilmesi esastır. Vakfın kuruluş senedinde belirlenen amacı ve örgütlenme biçimi, zorunluluk doğmadıkça, kural olarak vakıf organlarınca değiştirilip genişletilemez. Bununla birlikte vakfın amacı geçen zaman içerisinde tamamen değişik bir anlam ve nitelik kazanmış olursa, ancak bu nedenle değiştirilmesi söz konusu olabilir.
20. Vakfın kuruluş senedinde belirlenen amacının değiştirilmesi ile ilgili; TMK’nın 113. maddesi ile “Durum ve koşullardaki değişmeler yüzünden vakıf senedinde yazılı amaca bağlı kalınması vakfedenin arzusuna açıkça uymayacak hâle gelmiş ise mahkeme, vakfın yönetim organı veya denetim makamının başvurusu üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra vakfın amacını değiştirebilir.” hükmü, Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkındaki Tüzüğün 26. maddesi ile “Vakfın asıl gayesinin mahiyeti ve şümulü, vakfedenin vakıf senedinde belirttiği arzusuna açıktan açığa uymayacak derecede değişmiş olursa, idare uzvu veya ... vakfın gayesinin değiştirilmesi için yetkili asliye mahkemesine başvurur. Mahkemece duruşma yapılarak vakfın gayesinin değiştirilmesine karar verilebilir. Vakfın gayesini tehlikeye koyan mükellefiyet ve şartların kaldırılması veya değiştirilmesi de aynı hükme tabidir” hükmü ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 14. maddesi ile “Vakıfların, vakfiyelerindeki şartların yerine getirilmesine fiilen veya hukuken imkân kalmaması halinde; vakfedenin iradesine aykırı olmamak kaydıyla mazbut vakıflarda Genel Müdürlüğün; mülhak, cemaat ve esnaf vakıflarında, vakıf yöneticilerinin teklifi üzerine bu şartları değiştirmeye; hayır şartlarındaki parasal değerleri güncel vakıf gelirlerine uyarlamaya Meclis yetkilidir” hükmü düzenleme altına alınmıştır.
21. Düzenleme altına alınan hükümler uyarınca; vakfın asıl amacının niteliği ve kapsamı, vakfedenin vakıf senedinde açıkladığı iradesine açıktan açığa uymayacak ölçüde değişmiş olursa, o takdirde amacın değiştirilmesi mümkün olabilecektir. Sözü edilen konuda kabul edilebilir ölçü, vakfın değişen koşullar karşısında başlangıçtaki amacın gerçekleşmesinin olanaksız duruma gelmesidir.
22. Türk Medeni Kanunu’nun 113. maddesine göre, vakfın amacının değiştirilebilmesi için objektif ve sübjektif koşulların birlikte oluşması gerekir.
23. Objektif koşullar, vakfın kurulmasından sonra dış olaylarda meydana gelen değişikliklerdir. Vakfın amacının, objektif olarak, özel amaç, mahiyet ve kapsamı bakımından anlamı ve içeriğini kaybetmiş olması gerekir. Bu koşul; sosyal, ekonomik, bilim ve teknik sahalardaki değişikliklerin sonucu olarak ortaya çıkar. Böylece vakfın amacı, değişmiş olan bu hâl ve koşullar karşısında anlamını ve içeriğini kaybetmiş olmalıdır. Zamanla meydana gelen bu değişiklikler sonunda, vakıf; artık amacını gerçekleştiremez bir duruma gelmiş olmalıdır. Diğer bir ifadeyle, Vâkıfın; vakfın kuruluş anındaki iradesi, maksadına aykırı bir hâl almış olmalıdır. Objektif koşul, vakfın dışında, ancak vakıfla ilgili dış dünyaya ait hususlardır.
24. Sübjektif koşul ise; zamanla değişmiş olan amacın, vakfı kuranın iradesiyle mevcut uygunluğunu açıktan açığa kaybetmiş olması hâlidir. O suretle ki, vakfı yapan bu durumu görmüş olsaydı veya kendisine sorabilmek olanağı bulunsaydı o dahi amacın değiştirilmesi gerektiğini kabul edecekti, denilebilsin (Altaş Hüseyin, Uluslar arası Vakıf Sempozyumu Kitabı, ... 2004, s. 97). Gerçekten de objektif ve sübjektif şartların birlikte gerçekleşmesi hâlinde, “amaca” yeni hâl ve koşullara uyacak şekilde bir anlam ve içerik verilmek üzere vakıf yönetim organının veya denetim makamının başvurusu üzerine mahkemece, diğerinin yazılı görüşü de alındıktan sonra vakfın amacı değiştirilebilir.
25. Vakfedenin, vakıfla gerçekleşmesini arzu ettiği temel amaç, vakfın meydana gelmesinde rol oynamış esas unsur olarak kabul edilir. Bu nedenle onun değiştirilmesi söz konusu değildir. Buna karşılık hâl ve koşulların değişmesi sonucunda, vakıf tarafından izlenecek genel gaye, gerçekleşmesi olanaksız bir hâl almış veya artık buna gerek kalmamış ise, bu durumda vakfın sona ermesi gerekir.
26. Her somut olayda, vakfedenin, vakıf senedinde ifade edilen iradesinin anlamını ve buna bağlı olarak vakfın genel gayesinin belirlenmesi gerekir. Amaç, vakfın esaslı unsurlarından olması nedeniyle; Vâkıfın, sonradan yapacağı bir açıklama ile vakfın gayesini değiştiremeyeceği gibi, onu genişletemez veya sınırlandıramaz. Buradaki kural “vakfı meydana getiren” vakfedenin sonraki değil, vakfı meydana getirdiği andaki iradesidir. O hâlde yorumda yapılması gereken ilk iş, vakfedenin “o zamanki iradesinin” ne olduğunu tespit etmekten ibarettir. Vakfedenin amacı yorumlanırken, onun makul ve normal koşullar altında hareket ettiği kabul edilmelidir.
27. Eldeki davaya gelince; davacı “...” ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.1999 tarihli ve 1999/714 E., 1999/686 K. sayılı kararı ile usul ve yasaya uygun şekilde ... Noterliğinin 24.09.1999 tarihli ve 24446 yevmiye numaralı “Vakıf Senedi” ile aynı Noterliğin 14.10.1999 tarihli ve 27201 yevmiye numaralı “Düzeltme Beyanının” yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (MK) 74. maddesi uyarınca sicile tescil ile tüzel kişilik kazanmıştır. Değiştirilmesi istenilen vakıf senedi incelendiğinde, vakfın sürekli amacının “Vakfın Gayesi” başlıklı 3. maddesi ile Vakfın Genel Amaçlarının “eğitim, kültür, sağlık, ilmi araştırma ve sosyal yardım” yanında, Özel Amaçları “a) ... Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, pediatrik hematoloji-onkoloji dalının bu bölümde yatan hastaların her türlü ihtiyacı karşılamak ve gereğinde bünyesinde yer aldığı çocuk kliniğinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak, ve devamında gelen; (b), (c), d) Fakir kanserli hastaların her türlü tedavisini ücretsiz olarak karşılamak, e) Sağlık tesis ve kurumları ile araştırma merkezleri ve laboratuar kurmak, (f), g) Gereğinde Cerrahpaşa kemik iliği transplantasyon ünitesi ile işbirliği ile bir transplantasyon merkezinin kurulması için olanakları, araç ve gereçleri sağlamaya çalışmak, (h), (i), (j), (k), (l), (m), (n), (o), (p), (r), (s), (t) ve (u)” bentleri ile yirmi bent hâlinde açıkça sayılmıştır.
28. Davacı Vakıf Yönetim Organınca, TMK’nın 113. maddesi uyarınca durum ve koşullardaki değişimler yüzünden Vakıf Senedinde yazılı Genel Amacının “vakfın pediatrik hematoloji ve onkoloji alanında eğitim, kültür, sağlık, ilmi araştırma ve sosyal yardım” olarak, Özel Amaçlarının ise “a) Pediatrik hematoloji-onkoloji hasta ve ailelerinin her türlü ihtiyacını karşılamak ve gerektiğinde tedavi hizmeti aldıkları kliniklerin ihtiyaçlarını karşılamak, ve devamında gelen; (b), (c), d) Fakir kanserli çocukların her türlü tedavisini ücretsiz olarak karşılamak, e) Sağlık tesis ve kurumları ile araştırma merkezleri ve laboratuar kurmak veya yeniden inşaatını yaptırmak, kururlu olanların tamir ve tadilatını yapmak, yaptırmak, (f), g) Kemik iliği transplantasyon ünitesi ile işbirliği yapılarak, transplantasyon merkezi kurulması için olanaklar, araç ve gereçleri sağlamaya çalışmak, (h), (i), (j), (k), (l), (m), (n), (o), (p), (r), (s), (t) ve (u)” bentlerinde yazılı şekilde değiştirilmesi talep edilmiştir.
29. Vakıf senedinde yapılması istenilen değişiklik istemi incelendiğinde; Vakfın Genel Amacının “vakfın pediatrik hematoloji ve onkoloji alanında eğitim, kültür, sağlık, ilmi araştırma ve sosyal yardım” şeklindeki ibareyle “pediatrik hematoloji ve onkoloji” alanı ile sınırlandırılmak istendiği, Özel Amaçlarının ise “... Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, pediatrik hematoloji-onkoloji dalının bu bölümde yatan hastaların her türlü ihtiyacı karşılamak ve gereğinde bünyesinde yer aldığı çocuk kliniğinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak” iken “Pediatrik hematoloji-onkoloji hasta ve ailelerinin her türlü ihtiyacını karşılamak ve gerektiğinde tedavi hizmeti aldıkları kliniklerin ihtiyaçlarını karşılamak” ibaresi ile genişletildiği gibi, buna benzer şekilde özellikle (d), (e), (g) bendi ile diğer bazı bentlerde sayılan şekilde değiştirilmek istendiği anlaşılmaktadır.
30. Mahkemece; vakıf senedinde yazılı amaç değişikliği istemi hukuka uygun bulunarak kabul edilmiş, hükmün ilgili ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece değişiklik isteminin “vakfın kuruluş iradesine aykırı olduğu” gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, Mahkemece; istemin asıl amacının vergi muafiyetinden istifade etmek olduğu, vergi muafiyetine münhasır yapılan gaye değişikliğinin devlet desteğinden faydalanmak amaçlı olması gözetilerek direnme kararı verilmişitir.
31. Yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, TMK'nın 101. maddesine göre vakıf; gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğudur. Kurulmuş bir vakfın özgülendiği amaç doğrultusunda varlığını sürdürmesi ve yönetim organlarınca da bu amacın gerçekleştirilmesi esastır. Vakfeden tarafından kuruluş senedinde belirlenen vakfın amaç ve örgütlenme biçimi, zorunluluk doğmadıkça kural olarak vakıf organlarınca değiştirilip genişletilemez. Bu tanıma göre, önemli olan vakfın amacını gerçekleştirmesi ve dolayısıyla özgülenen mal ve hakların amacın gerçekleşmesi için yapılacak iş ve işlemlere harcanmasıdır.
32. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre de Vakıf Hukukunda asıl olan; kurucu iradenin çok önemli bir sebep bulunmadığı takdirde olduğu gibi korunması diğer bir ifadeyle vakfedenin arzusuna ve iradesine aykırı düşecek şekilde değişiklik yapılmaması olup, ancak durum ve şartlardaki değişmeler vakıf senedindeki değişikliği zorunlu hâle getiriyor ise, vakfedenin amacına ve iradesine açıkça ters düşmeyecek şekilde değişiklik yapılması kabul edilmiştir. Amacın gerçekleşmesini önemli ölçüde güçleştiren veya engelleyen şartların ve yükümlülüklerin kaldırılmasında veya değiştirilmesinde de aynı ilkeler esas alınmıştır.
33. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 80. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun aynı hususu düzenleyen 113. maddesinde öngörüldüğü üzere, durum ve koşullarda vakıf senedindeki amacın değiştirilmesi zorunluluğunu ortaya koyan herhangi bir gelişme ve buna bağlı vakfedenlerin isteklerine açıkça uymayacak hâllerin varlığı iddia edilmediği gibi bu yönde bir vakıa da mevcut değil iken, genel amacın genişletilmesi, özel amacın ise daraltılarak değiştirilmesi sonucunu doğuran hükümlerin mahkemece uygun bulunup tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
34. O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
35. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
İlgili ... Genel Müdürlüğünün temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.