Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/37 E. 2022/513 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkimlerin, davacıya ait teminat mektuplarının iadesine karar vermelerinin hukuka aykırı olup olmadığı ve bu sebeple davalı Hazineden tazminat talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 46. maddesinde belirtilen hâkimin hukuki sorumluluğunu gerektiren durumların somut olayda gerçekleşmediği, hâkimin teminat iadesi konusunda takdir hakkı bulunduğu ve bu takdirin hatalı olması tek başına HMK’nın 46/1-c maddesinin ihlali anlamına gelmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 6. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava dışı... Alümünyüm Ltd. Şti. ile aralarında görülen İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/267 E. sayılı dosyasında verilen kararın Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünün 2019/9628 Esas (Eski 2014/1801 E.) sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, kararın tehir-i icra talepli olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 05.11.2015 tarihli ve 2015/3556 E., 2015/5569 K. sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozmanın sadece faize ilişkin olması ve dosyada birçok defa teminat mektupları üzerine tedbir konulması taleplerinin olmasına rağmen teminat mektuplarının karşı tarafa iade edilmesine karar veren hâkimlerin müvekkillerinin zarara uğramasına yol açtığını, özellikle müvekkillerinin mahkeme ilamından kaynaklanan alacağına teminat olmak üzere Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünün 2014/801 E. sayılı dosyasına sunulan Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. Güneşli Şubesine ait 25.02.2014 tarihli ve 2122788 mektup referans numaralı 255,577,75TL tutarlı ve Yapı Kredi Bankası A.Ş. Matbaacılar Şubesine ait 25.02.2014 tarihli 692 10000196 mektup referans numaralı 650.000TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektuplarının İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/434 E. sayılı dosyasında haksız ve hukuka aykırı şekilde karşı tarafa iade edildiğini, daha önce verilen kısmen kabul kararının müvekkili lehine olması ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin kararı sadece faiz bakımından bozması ve dosyada birçok defa teminat mektupları üzerine tedbir konulması taleplerinin olmasına rağmen teminat mektuplarının karşı tarafa iade edildiğini, birkaç gün sonra ihtiyati tedbir konulduğuna dair yazı yazılmış ise de, teminat mektuplarının paraya çevrildiğini, şirketin içinin boşaltılması nedeniyle daha sonra bunların tahsilinin mümkün olmadığını ve bu şekilde hâkimlerin HMK'nın 46. maddesi gereğince farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırı karar vermek suretiyle hukuka aykırı kararları nedeniyle müvekkillerinin 175.000TL zarara uğramalarına sebebiyet verdiklerini ileri sürerek, bu zararın HMK’nın 46. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5.1. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle süresinde açılıp açılmadığının incelenerek süresinde değilse reddine karar verilmesini; kararların yasal mevzuata uygun olarak verilmiş olup işlemde kusur, kasıt ve hata bulunmadığını, ayrıca idareye atfedilecek bir kusur da bulunmadığını, iddia edilen zarar nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddedilmesi gerektiğini, hatalı olduğu ileri sürülen kararda özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil bulunmadığını, hâkimlerin dosyaya sunulan belgelere ve delillere dayanarak inceleme yapıp karar verildiğini, HMK’nın 46. maddesinde düzenlenen hâkimin hukukî sorumluluğunu gerektirecek bir hususun bu davada gerçekleşmediğini, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, teminatın iade koşullarının tamamen hâkimin takdirine bırakıldığını, hâkimlerin yargılama sırasında takdir haklarını kullandıklarını, bu husus dikkate alındığında HMK’nın 46. maddesi şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

5.2. İhbar olunan hâkimler ..., ... ve ...; ayrı ayrı davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 21.09.2021 tarihli ve 2021/2 E., 2021/1 K.sayılı kararı ile;

“…Dava, HMK'nın 46/1-c ve devamı maddeleri gereğince hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak açılmış tazminat istemine ilişkindir.

Davacının delil olarak dayandığı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/434 Esas sayılı dosya aslı ile Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/9628 Esas ( Eski 2014/1801 E.) sayılı dosyası uyap çıktısı ve İstanbul 27. İcra Müdürlüğü'nün 2019/20814 Esas sayılı dosyasının uyap çıktıları dosya içerisine alınmıştır.

6100 sayılı HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bu madde hükmüne göre, hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıda sayılan sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.

a)-Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,

b)-Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c)-Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması

ç)-Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d)-Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş veya bunlara dayanılarak karar verilmiş olması.

e)-Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.

Somut olayda tazminat istemine ilişkin hakimin sorumluluğuna dayanan sebeplerden "farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması" sebebine dayanılmıştır. HMK'nın 46/1-c maddesi gereğince hakimin fiilinden hazinenin sorumlu tutulabilmesi için “farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” gerekmektedir. Bu sebebe dayalı olarak da ilgili hakimlerinİİK'nın 36. maddesine aykırı karar vererek zararlarına yol açıldığı ileri sürülmüştür. İİK'nın 36. maddesi gereğince, Bölge adliye mahkemesince başvurunun haklı görülmesi hâlinde teminatın geri verilip verilmeyeceğine karar verilir. Yargıtayca hükmün bozulması hâlinde borçlunun başvurusu üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir. Kararın bozulması halinde teminatın iadesi konusunda hakime bir değerlendirme ve taktir hakkı tanınmıştır. Burada hakimin değerlendirmesi yerinde olmayabilir. Ancak bu durum tek başına "farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması" hükmünün ihlali sonucunu doğurmaz.

Diğer yönden HMK'nın tedbire ilişkin 389. maddesi gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine aynı Yasa'nın 390. maddesinde tedbir kararının içeriği ve hangi hallerde verilebileceği düzenlenmiş 392. maddesinde ise teminat gösterilmesi koşulu hüküm altına alınmıştır.

Davaya konu olayda mahkeme heyetinin tedbir kararını geç vermiş olması ve bu sırada teminatın önceki kararla iade edilmiş olması da yukarıda belirtilen "farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması" hükmünün ihlali sonucunu doğurmaz.

Netice itibariyle HMK'nın 46. maddesinin belirtilen sebeplerinin ihlalinin gerçekleşmediği ve bu madde gereğince tazminat isteminin koşulları oluşmadığı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular gözetilmiştir,…” gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde:

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca; yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

.