Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/44 E. 2023/508 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davasında davacı üniversitenin ıslah harcından muaf olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 56/b maddesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca, özel bütçeli bir idare olan davacı üniversitenin genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetlerden yararlanması gerektiği ve bu muafiyetler kapsamında ıslah harcından da muaf olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm düzeltilmek suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı taraf vekillerinin temyiz isteminde bulunmaları üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tapuda maliki olduğu ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 228, 241, 242, 525, 561, 562, 564, 565, 566, 567 ve 568 parsel sayılı taşınmazların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/140 Esas, 2014/229 Karar sayılı kararı ile tapu kayıtlarının orman vasfında olduğundan bahisle iptal edilerek davalı Hazine adına tescillerine karar verildiğini, verilen kararın 25.06.2014 tarihinde kesinleştiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 1.000,00 TL tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsilini talep etmiş, 05.10.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporları doğrultusunda toplam tazminat talebini 1.385.255,03 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, yargılamanın devamında davacının talep artırma yoluna gidemeyeceğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 107 nci maddesine göre davacının davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceğini, harcın nispi olması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, iptal işlemi ile oluşan zarar arasında Hazine yönünden illiyet bağının bulunmadığını, davanın Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılması gerektiğinden husumet itirazında bulunduklarını, davalı Hazinenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığını, istenilen tazminatın fahiş olduğunu, mahkemece alacağa hükmedilecekse faize dava tarihinden ve yasal faiz olarak hükmedilmesi gerektiğini belirterek haksız ve yersiz açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini aksi hâlde esastan reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/198 Esas, 2017/700 Karar sayılı kararıyla; tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün olduğu, bu kayıtlarda hata yapılması durumunda 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumluluğunun bulunduğu, davanın süresinde açıldığı, husumet itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın talep artırma istemi ile birlikte kabulü ile 1.385.255,03 TL’nin iptal kararının kesinleştiği 25.06.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı ... ve davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yapılan 1.881,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekili için yürürlükte olan AAÜT hükümleri gereği 65.507,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, başlangıçta yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde taraflara iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli ve 2018/646 Esas, 2018/680 Karar sayılı kararıyla; davacıya ait tapu kayıtlarının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacı zararının tazminine karar verilmesinin yerinde olduğu, bunun gibi hasım olarak Hazinenin gösterilmesinde ve asıl alacağa, tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz uygulanmasında isabetsizlik olmadığı, taşınmazların niteliği dikkate alındığında, arazi olarak değerlendirilmesinin ve gelir metodu uygulanmasının da doğru olduğu, ancak; kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlara %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, %4 oranında uygulama yapılarak fazla bedele hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, ancak 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b(2) bendi gereğince, bu yanılgının giderilmesinin yeni bir yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının; 1 inci bendinin 2 nci satırındaki '1.385.255,03' rakamının "1.108.204,03" şeklinde; 3 üncü bendinin hüküm fıkrasından çıkartılıp yerine 3 üncü bent olarak "Davacı tarafından yapılan toplam 1.881,10 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.504,88TL’sinin davalıdan alınarak davacıyla verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına," şeklinde, 4 üncü bendindeki '65.507,00' rakamının "57.196,12" şeklinde, 6 ncı bent olarak hüküm fıkrasına "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 22.573,06 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresi eklenerek düzeltilmesine, davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, dosyaya karar verilmiş olmakla tehir-i icra talebi hususunda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.

Verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir.

Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E. - 2011/3-629 K. 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E. - 2013/7-31 K. 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.

Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır.

Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.

Ne var ki; davacı vekili ıslahla artırılan miktar üzerinden ıslah harcını ödememiştir.

İlk derece ve bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Bu durumda mahkemelerce; yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden, aksi takdirde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir,..." gerekçesiyle kararın bozulmasına ve bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 56 ile Ek 7 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddelerine göre üniversitelerin, herhangi bir ayrım yapılmaksızın başvurma harcı, peşin harç, ıslah harcı ve karar ve ilâm harcından muaf oldukları, davacı tarafın da üniversite olması karşısında, ıslah harcı da dahil olmak üzere her türlü yargı harcından muaf tutulması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kararın eksik bilirkişi incelemesine dayalı olarak verildiğini, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu işlemin Orman Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili idarenin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, asıl alacağa ancak dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunda belirlenen kapitalizasyon faizinin uygulanması gerektiğini, davalı vekilinin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını, davalının tazminat miktarı ve istenen faizin fahiş olduğuna yönelik iddialarının yersiz olduğunu, üniversitelerin harçtan muaf olduğunu ileri sürerek kararın kapitalizasyon faizi ve davalı idare lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden aleyhlerine olan hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine konu eldeki davada, davacı üniversitenin ıslah harcından muaf olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.

Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.

Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür”

2. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesi; “Aşağıda yazılı mevzular harçdan müstesnadır:

a) (Değişik: 20/3/1981 - 2430/1 md.) Değeri 50 Yeni Türk Lirasını geçmeyen dava ve takipler (Ticari senetlere ait takipler hariç),

b) Vasi tayini ve azli, hakimin reddi talebinin kabulü ve hakimin istinkafına ait kararlar,

c) (Değişik: 30/12/1980 - 2366/1 md.) Ayda 100 Yeni Türk Lirasını geçmeyen nafakalara ait dava ve takipler, “Birden fazla kişiler lehine nafakaya hükmedilmesine dair ilamlarda her kişi lehine hükmedilen miktar müstakil olarak nazara alınır.,

d) İcra ve iflas dairelerinin kusuru yüzünden yanlış yapılmış olan işlemlerin ıslahı ve iptaline dair tetkik mercileri kararlariyle, bu iptal veya ıslah dolayısiyle yeniden yapılacak işlemler,

e) Ticaret sicilinde re'sen yapılan düzeltmeler,

f) İcra tetkik mercilerinin cezaya mütedair kararlariyle bu kararların temyizi işlemleri.

g) İcra ve İflas Kanununun 270 nci maddesine göre yapılacak defter tutma işlemleri,

h) Yetkili makamların istiyecekleri ilam ve sair evrak suretleri,

i) Kamu adına C. savcıları tarafından Hukuk mahkemelerine açılan davalar ve kanun yolu başvuruları ile ceza mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yolu başvuruları, (2)

J) (Ek: 21/1/1982 - 2588/3 md.) Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemleri.

(Yukarıdaki işlemlerin hesaplanacak harçlarının, Genel Bütçeye dahil idarelerin haklılığı nispetinde karşı taraftan tahsiline ilgili merciince karar verilir)”

3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123 üncü maddesi; “(Değişik: 20/3/1981 - 2430/3 md.) Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.

...

(Ek fıkra: 23/7/2010-6009/19 md.) Bu maddede veya diğer kanunlarda yer alan harçtan muafiyete ilişkin hükümler, bu Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “(A) Mahkeme Harçları” bölümünün (V) numaralı fıkrasındaki “keşif harcı” ve (1) sayılı Tarifesinin “B) İcra ve iflas harçları” bölümünün (III) numaralı fıkrasındaki “haciz, teslim ve satış harcı” bakımından uygulanmaz"

4. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 56 ncı maddesinin b bendi; “(Değişik: 17/8/1983 - 2880/30 md.)

İşlem ve usuller:

...

b) (Değişik: 3/4/1991 - 3708/3 md.) Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar”

5. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 12 nci maddesi; “Genel yönetim kapsamındaki idarelerin bütçeleri; merkezî yönetim bütçesi, sosyal güvenlik kurumları bütçeleri ve mahallî idareler bütçeleri olarak hazırlanır ve uygulanır. Kamu idarelerince bunlar dışında herhangi bir ad altında bütçe oluşturulamaz.

Merkezî yönetim bütçesi, bu Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idarelerinin bütçelerinden oluşur.

Genel bütçe, Devlet tüzel kişiliğine dahil olan ve bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerinin bütçesidir.

Özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir.

Düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesidir.

Sosyal güvenlik kurumu bütçesi, sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir.

Mahallî idare bütçesi, mahallî idare kapsamındaki kamu idarelerinin bütçesidir” şeklinde düzenlenmiştir.

2. Değerlendirme

1. Taşınmazlar üzerindeki ayni hakkın herkese karşı ileri sürülebilmesi, taşınmaz üzerinde hak iktisap edecek kişilerin hakkın sahibi ve taşınmazın hukuki durumu hakkında bilgi sahibi olması ihtiyacı, taşınmaz üzerindeki ayni haklar bakımından Devletin sorumluluğunda tutulan tapu siciliyle sağlanmıştır.

2. Tapu sicili kayıtlarının gerçek hak ve hukuki duruma uygun tutulması gerekir. İşte Devletin denetimi ve gözetimi adına tutulan tapu sicilindeki kayıtların doğruluğuna güvenen kişilerin bu yüzden uğradığı zararların tazmini Devletin sorumluluğuyla sağlanır.

3. Devletin tapu sicilini çok düzgün tutması ve taşınmazların durumunu tespit ve tescil bakımından gerekli düzenlemelerin yapılarak açık hâle getirilmesi konusuna büyük önem verilmiş, bu sicillerin Devlet memurlarınca tutulmasından ileri gelecek bütün zararlardan dolayı Devlet vatandaşlara karşı fer’î değil, aynen İsviçre’de olduğu gibi asli bir sorumluluk yüklenmiştir (Hıfzı Veldet, Velidedeoğlu/Galip, Esmer: Gayrimenkul Tasarrufları, ... 1969, s. 512 vd; Jale G. Akipek: Eşya Hukuku, Ankara 1972, s. 303).

4. Eldeki dava, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davası olup, nispi harca tâbi davalardandır.

5. 5018 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi ile 5018 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı cetvelin A bendinin 18 inci sırasında davacı ... özel bütçeli idareler arasında sayılmıştır.

6. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 56/b maddesinde, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerinin genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan malî muafiyetler, istisnalar ve diğer malî kolaylıklardan aynen yararlanacakları hükmüne yer verilmiş olup, 492 sayılı Kanunu'nun 13/j maddesinde de; genel bütçeye dahil idarelerin bu Kanun'un 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan müstesna olduğu belirtilmiştir.

7. Anılan Kanun hükümlerinden açıkça anlaşıldığı gibi, özel bütçeli idareler arasında sayılan ve 2547 sayılı Kanun kapsamında olduğu hususunda herhangi bir kuşku bulunmayan davacı üniversitenin de, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan malî kolaylıklardan ve istisnalardan faydalanacağı, bu istisnalar arasında yargı harçlarının da yer aldığı her türlü tereddütten uzaktır.

8. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince davacı üniversitenin ıslah harcı da dahil olmak üzere her türlü yargı harcından muaf tutulması gerektiğine yönelik verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.

9. Ne var ki taraf vekillerinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Direnme uygun olduğundan, taraf vekillerinin esasa ilişkin temyiz itirazları ile ilgili inceleme yapılması için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.