Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/593 E. 2022/1847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkimin kamulaştırma davasında ipoteği bedele yansıtmaması nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasıyla HMK m.46'ya dayalı tazminat isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 46. maddesinde sayılan hâkimin sorumluluğuna neden olan hallerden hiçbirinin gerçekleşmemiş olması ve bozma kararıyla ipoteğin kamulaştırma bedeline yansıtılmış olması gözetilerek, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 5. Hukuk Dairesince davanın reddine dair verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alacağı nedeniyle borçlu ...’a ait ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 1041 ada 8 parsel sayılı taşınmazına 30.10.2009 tarihinde ipotek tesis edildiğini, sonrasında acele el koyma kararı verilen taşınmaz hakkında 21.04.2014 tarihli ve 2014/464 nolu encümen kararı ile kamulaştırma kararı alındığını, anlaşma sağlanamadığından ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/710 E. sayılı dosyasında bedel tespiti ve tescil davası açıldığını, mahkemece taşınmazın Hazine adına tesciline, kamulaştırma bedelinin 369.767,25TL olarak tespitine, kamulaştırma bedelinin tapudaki hisseleri oranında hissedarlara kararın kesinleşmesi beklenmeden ödenmesine karar verildiğini, ipoteğe bağlı alacak devam ettiğinden taraflarına ödeme yapılması gerekirken bu durumun dikkate alınmadığını, verilen kararın davacı idare tarafından bedel yönünden temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/9625 E. 2018/19554 K. sayılı kararı ile bozulduğunu, davacının sadece bedel yönünden temyiz başvurusunun kabul edildiğini, dosya temyiz aşamasında iken müdahale taleplerinin dikkate alınmadığını, müvekkilinin ipotek hakkı gözardı edilerek taşınmazın kamulaştırma bedelinin ...'a ödendiğini, hâkimin davayı, ipotek hakkı sahibi müvekkiline ihbar etmediğini, ipotek hakkının kamulaştırma bedeline geçtiğini, dava dosyasında hâkim ...'in TMK'nın 858 ve 798. maddeleri ile Kamulaştırma Kanunu’nun 25. maddesi hükümlerine açıkça aykırı karar verdiğini, bu nedenle söz konusu taşınmaz üzerindeki ipotek bedeli olan toplam 45.000TL alacağından mahrum kalarak müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, mahkeme hâkiminin verdiği hukuka aykırı karardan davalı Hazinenin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 45.000TL tazminatın 17.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesi şartlarının oluşmadığını, idareye atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, davacının sorumluluğu ispata yarayacak delil sunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 22.02.2022 tarihli ve 2021/3 E. 2022/2 K. sayılı kararı ile;

“…Davacı vekili 12.02.2021 tarihli dilekçesi ile müvekkili ...'ın alacağı nedeniyle borçlu ...'ın ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 1041 ada 8 nolu taşınmazına 30.10.2009 tarihinde 12732 yevmiye nosuyla ipotek tesis edildiğini, sonrasında Acele el koyma kararı verilen taşınmaz hakkında 21.04.2014 tarih 2014/464 nolu encümen kararı ile kamulaştırma kararı alındığını, anlaşma sağlanamadığından ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/710 sayılı dosyasında bedel tespiti ve tescil davası açıldığını 14.12.2015 tarihinde 2015/881 karar sayılı ilam ile Hazine adına tescile, kamulaştırma bedelinin 369.767,25-TL olarak tespitine, kamulaştırma bedelinin tapudaki hisseleri oranında hissedarlara kararın kesinleşmesi beklenmeden ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin karardan tapudaki terkin işleminden sonra haberdar olduğunu, ipoteğe bağlı alacak devam ettiğinden bu durum değerlendirilerek taraflarına ödeme yapılması gerekirken dikkate alınmadığını, davacı idarenin bedel yönünden kararı temyiz etmesi üzerine temyiz aşamasında davaya müdahale edildiği halde dikkate alınmadığını, kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2017/9625 Esas 2018/19554 sayılı kararı ile sadece bedel yönünden bozulduğunu, müvekkilinin ipotek hakkı göz ardı edilerek taşınmazın kamulaştırma bedelinin direk ...'a ödendiğini, hakimin davayı ipotek hakkı sahibi müvekkiline ihbar etmediğini, ipotek hakkının kamulaştırma bedeline geçtiğini, HMK'nın 46/1c maddesinde "farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması" hakimin sorumluluğunu gerektiren bir hal olarak sayılmış olup hakim ...'in dava dosyasında TMK'nun madde 858, madde 798 ve Kamulaştırma Kanunu madde 25 hükümlerine açıkça aykırı karar verdiğini bu nedenle söz konusu taşınmaz üzerindeki ipotek bedeli olan toplam 45.000,00-TL alacağından mahrum bırakarak müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, mahkeme hakiminin verdiği hukuka aykırı karardan davalı kurumun sorumlu olduğunu belirterek 45.000,00-TL tazminatın 17.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesi ile; davanın zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, HMK'nın 46. maddesi koşulları oluşmadığından davanın reddini talep etmiştir.

Yargılama sırasında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/710 Esas 2015/881 Karar sayılı dosyası ile, kamulaştırmaya konu taşınmazın tapu kayıtları ile ipotek belgeleri celbedilmiş, kararı veren hakim ...'e dava ihbar edilmiştir.

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/710 Esas 2015/881 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, davalısının ... davanın ... İli ... İlçesi ...1041 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin bulunduğu 17.11.2015 tarihinde davanın kabulüne taşınmazın Hazine adına tesciline, kamulaştırma bedelinin 369.767,25-TL olarak tespitine karar verildiği, kararın davacı idare vekilince temyizi üzerine dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarih ve 2017/9625 Esas 2018/19554 Karar sayılı ilamı ile usulüne uygun emsal incelemesi yapılması, davacı idarenin harçtan muaf olduğunun gözetilmesi ve tapu kaydındaki ipoteklerin bedele yansıtılması gerektiğinden bahisle bozularak mahkemesine gönderildiği, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyarak 16.05.2019 tarihinde 2019/6 Esas 2019/527 Karar sayılı ilamıyla taşınmazın ... adına tesciline, kamulaştırma bedelinin 324.136,18-TL olarak tespiti ile tapudaki şerh ve takyidatlar ile ipoteğin bedele yansıtılmasına karar verildiği kararın temyiz edilmemesi nedeniyle 03.12.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

Yapılan yargılama sonunda her ne kadar davacı tarafca ... İli ... İlçesi ...1041 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin kararda ipotek haklarının bedele yansıtılmasına karar verilmemesi nedeniyle 45.000,00-TL ipotek alacağını tahsil edemedikleri bu nedenle uğradıkları zararın hakimin hukuka aykırı kararı nedeniyle Hazineden tahsili ile kendilerine verilmesini talep etmiş ise de; kararı nedeniyle Hazineden tazminat talebine konu olan hakimin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/710 Esas 2015881 karar sayılı kararında her ne kadar ipoteğin bedele yansıtılmasına karar verilmemiş ise de, verilen kararın kesin olmadığı ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarih ve 2017/9625 Esas 2018/9554 karar sayılı ilamıyla kamulaştırma bedelinin usulüne uygun tespit edilmesi yanında ipoteğin bedele yansıtılması gerektiği gerekçesiyle de bozulduğu, verilen yeni kararla ipoteğin bedele yansıtıldığı ayrıca davacı ... lehine tapuya şerhedilmiş bir ipotek alacağının da bulunmadığı anlaşılmakla HMK'nın 46. maddesindeki şartları oluşmayan davanın reddine, HMK'nın 49. maddesi gereğince davacıya takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezası verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,

2-HMK'nın 49.maddesi uyarınca takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,

3-Davalı vekili lehine 7.425,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,

4-Masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. Maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 27.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.