Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/728 E. 2023/1010 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz bir hisse devir sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin istirdadı davasında, mahkemenin hangi sözleşme ve ödemelere dayalı olarak karar vermesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararına uymak yerine yeni deliller değerlendirip, farklı gerekçelerle hüküm kurarak bozmaya eylemli uyma sonucu yeni bir hüküm oluşturduğu gözetilerek dosyanın Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/358 E., 2021/941 K.

DAVA TARİHİ : 20.05.2008

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.02.2021 tarihli ve

2019/3278 Esas ve 2021/806 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki hisse devir bedelinin istirdatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la değişikliği öncesi hâliyle 438 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalının ve üçüncü bir kişinin, davalının sahibi olduğu franchise restoran zincirine müvekkilini ve üçüncü bir kişiyi haricen ortak etmek konusunda anlaştıklarını, tarafların bu sözlü anlaşmayı 28.11.2006 tarihinde noterde memorandum (mutabakat mektubu) şekline getirdiklerini, 13.10.2007 tarihli noter onaylı yazılı sözleşme ile müvekkilinin haricen sahip olduğu 1/3 hisseyi davalıya 106.000USD karşılığında sattığını, ancak davalının bu bedeli ödemediğini ileri sürerek 106.000USD’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı vekilince süresinde sunulmayan cevap dilekçesinde; taraflar arasında yapılan ortaklık sözleşmesi geçersiz olduğundan böyle bir sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunulamayacağını, sözleşme sonucunda taraflar yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden ortaklığın gerçekleşmediğini, davacı tarafın müvekkiline yapmış olduğu ödemelerin ise iade edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

6. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.09.2011 tarihli ve 2008/447 Esas, 2011/394 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 106.000USD’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca 14.10.2011 tarihli ek karar ile tedbirin kalkmış olması nedeniyle teminatın iadesine dair talebin reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı

7. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.02.2013 tarihli ve 2012/71 Esas, 2013/2058 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesine uygun olarak hüküm oluşturulmak üzere, mahkemece verilen kararın resen bozulmasına karar verilmiş; bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve ek karara yönelik temyiz isteminin ise reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

9. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.07.2013 tarihli ve 2013/279 Esas, 2013/399 Karar sayılı kararı ile; Özel Daire bozma kararına uyularak, davanın kısmen kabulü ile 106.000USD alacağın dava tarihinden itibaren kamu bankalarının aynı cins 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı faiz oranında faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsiline, faize ilişkin fazla talebin reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı

10. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

11. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.12.2014 tarihli ve 2013/15863 Esas, 2014/18821 Karar sayılı kararı ile; davalının yetki itirazının süresinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davanın taraflarının aynı zamanda ABD vatandaşı oldukları, davaya konu edilen şirketin ABD'nde bir şirket olduğu, davaya dayanak sözleşmenin bu ülkede düzenlendiği, tarafların uzun süre bu ülkede yaşadıkları, davacının dava dilekçesindeki adresinin dahi ABD'ndeki adresi olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın yabancı unsur içermesi bağlamında çekişmenin esası hakkında uygulanacak hukukun resen belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün davalı yararına bozulmasına, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin uyuşmazlığın esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin Üçüncü Kararı

12. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.03.2017 tarihli ve 2015/152 Esas, 2017/326 Karar sayılı kararı ile; Özel Daire bozma kararına uyularak, Illinois hukukuna, hükme esas alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarına göre davalının 106.000USD hisse devir bedelinden sorumlu olduğu ve bu bedeli ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 106.000USD alacağın dava tarihinden itibaren kamu bankalarının aynı cins bir yıl vadeli mevduata uyguladığı faiz oranında faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsiline, fazla faize ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı

13. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Özel Dairece davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.

14. Davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.02.2021 tarihli ve 2019/3278 Esas, 2021/806 Karar sayılı kararı ile;

“…1- Dosyadaki delillere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen ve yerinde görülmeyen aşağıdaki bent dışındaki sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2- Dava, harici şirket ortaklığı sebebiyle verilen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin davalının franchise sözleşmesiyle işlettiği üç adet restorana haricen ortak olduğunu, bu uğurda bir takım ödemeler yaptığını, daha sonra tarafların verdikleri paraların iadesi ile ortaklığın bitirilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek 106.000 USD’nin istirdadını talep etmiştir.

Davalı vekili savunmasında, taraflar arasında yapılan sözleşmelerin batıl olduğunu, böyle bir sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunulamayacağını, davacının müvekkiline ödediği bedelin ise iade edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalının ABD ... eyaletinde üç adet restoranı franchise ile işlettiği ... Inc. İsimli şirkete, 28.11.2006 tarihli sözleşme ile davacının 01.10.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1/3 oranında, dava dışı ... ... 1/3 oranında ve davalı ... 1/3 oranında ortak olacağının kabul edildiği, şirkete ortak olacak kişilerin toplamda 150.000 USD ödedikleri, restoranlar için de 01.10.2005 tarihi itibariyle toplam borcun 666.000 USD olduğu hükümlerinin yer aldığı görülmektedir.

Davacı ile davalı arasında imzalanan 13.10.2007 tarihli sözleşme ile davacının ... Inc. Şirketinde sahip olduğu 1/3 hissenin davalıya devrine mukabil, davalının davacıya toplamda 106.000 USD ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.

Dairemizin uyulan bozma ilamı doğrultusunda, Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna istinaden, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye uygulanması gerekli maddi hukukun ABD ... Eyaletinde geçerli maddi hukuk olduğuna ilişkin tespiti yerindedir. Buna göre olaya uygulanacak ... ... Act isimli kanunun 7.10. maddesi uyarınca, şirket ortaklar kurulu kararı olmaksızın yapılan hisse devir sözleşmelerinin de geçersiz olduğu ve kurulan bu tür geçersiz ortaklıkların tasfiyesinin de sebepsiz zenginleşme hükümlerince gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda, uyuşmazlığa uygulanacak ... ... Act isimli kanunun 7.10. maddesi uyarınca, taraflar arasında imzalanan ... Inc. Şirketinin 1/3 hissesinin davalıdan davacıya devrini öngören 28.11.2006 tarihli sözleşme geçersiz olduğu bu hususta taraflar arasında bir görüş ayrılığı bulunmadığı gibi, hisselerin tekrar davacı tarafından davalıya devrini öngören 12.12.2010 (doğrusu 13.10.2007) tarihli ikinci sözleşmenin de geçersiz olduğunu kabul etmek gerekir. Bu durumda, geçersiz ilk sözleşmeden dolayı davacının sözleşmede yer alan 666.000 USD şirket borçlarından, davalının da davacıya geçersiz ikinci sözleşmeden kaynaklanan 106.000 USD borçtan sorumlu tutulamayacakları, ancak davacının geçersiz ilk sözleşme doğrultusunda davalıya ödediği miktarı talep edebileceğinin kabulü gerekir. O halde Mahkemece, geçersiz ilk sözleşme ilişkisi çerçevesinde dosyadaki ödeme belgelerine göre davacının davalıya ödediği meblağ tespit edilerek ve davalının da bu uğurda ödeme savunması üzerinde durularak henüz istirdadı gerçekleşmeyen miktara hükmedilmesi gerekirken, geçersiz ikinci sözleşmedeki miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama ilamının kaldırılarak hükmün mümeyyiz davalı lehine bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle 02.05.2019 tarihli ve 2017/2619 Esas, 2019/3347 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, hükmün yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.

Direnme Kararı

15. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli ve 2021/358 Esas, 2021/941 Karar sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, davalının dilekçesinde işaret edilen 13.10.2007 tarihli sözleşmeye göre; birinci ödeme olarak 40.000USD'nin 15.12.2007 tarihine kadar, ikinci ödeme olarak 20.000USD'nin 31.01.2008 tarihine kadar, üçüncü ödeme olarak 20.000USD'nin 15.04.2008 tarihine kadar, dördüncü ödeme olarak 26.000USD'nin 15.06.2008 tarihine kadar olmak üzere toplam 106.000USD'nin davalı tarafından davacıya ödeneceğinin hüküm altına alındığı, ancak sözleşme tarihinden sonra davalı tarafından davacıya yapılmış bir ödemenin dosyaya yansımadığı, diğer yandan ilk sözleşme (Mutabakat Mektubu-Memorandum Of Understanding) tarihi olan 28.11.2006 tarihinden önce üç tanesi 04.09.2005 keşide tarihli (20.000USD, 20.000USD, 15.000USD) ve bir tanesi 17.06.2005 tarihli (10.000USD) olmak üzere davacının taraflar arasındaki ilişki çerçevesinde davalıya toplam 65.000USD tutarında çek verildiği, 14.09.2005 tarihinde 57.832,67USD tutarında virman yaptığının anlaşıldığı, ayrıca davalının davacıya 20.09.2007 tarihli 14.000USD tutarında çek verdiği ve 29.09.2005 tarihinde 2.832,67USD tutarında çek verdiğinin de dosyaya yansıdığı, başka bir anlatımla davacının davalıya toplamda 122.832,67USD verdiği, buna karşılık davalının da davacıya 16.832,67USD verdiği, davacı tarafından davalıya verilen tutardan davalının davacıya verdiği tutar çıkarıldığında taraflar arasında yapılan sözleşmede belirlenen ödeme planındaki tutar olan 106.000USD’nin elde edildiği, ödeme planının yer aldığı 13.10.2007 tarihli sözleşmeden sonra davalı tarafından ödeme planı doğrultusunda davacıya yapılan bir ödemeye rastlanılmadığı, her ne kadar ... Inc. tarafından keşide edilen çek ile davacı 19.11.2007 tarihinde 14.000USD tahsilat yapılmışsa da, bu çek ödeme planından önce 20.09.2007 tarihinde keşide edilen ve ödeme planından önce davacıya verilen çek olup, öncesinde verildiği için ödeme planına çekin dahil edilmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

16. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

17. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, uyuşmazlığa uygulanacak ... ... Act isimli Kanun’un 7.10 uncu maddesi uyarınca taraflar arasında imzalanan ... Inc. Şirketinin 1/3 hissesinin davalıdan davacıya devrini öngören 28.11.2006 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu taraflarca da kabul edildiği eldeki davada, hisselerin tekrar davacı tarafından davalıya devrini öngören 13.10.2007 tarihli ikinci sözleşmenin de geçersiz olduğunun kabul edilip edilemeyeceği, geçersiz kabul edilmesi durumunda geçersiz ilk sözleşmeden dolayı davacının sözleşmede yer alan 666.000USD şirket borçlarından, davalının da davacıya geçersiz ikinci sözleşmeden kaynaklanan 106.000USD borçtan sorumlu tutulup tutulamayacakları, buradan varılacak sonuca göre mahkemece geçersiz ilk sözleşme ilişkisi çerçevesinde dosyadaki ödeme belgelerine göre davacının davalıya ödediği meblağ tespit edilerek ve davalının da bu uğurda ödeme savunması üzerinde durularak henüz istirdadı gerçekleşmeyen miktara hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

18. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

IV. GEREKÇE

19. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

20. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

21. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

22. Bu açıklamalar kapsamında eldeki davaya gelince; mahkemece, davalı tarafın savunmalarında dava konusu bedelin davacıya ödendiği ileri sürülmüş ise de bu iddiasını usulünce ispat edemediği, davalı taraf 15.000USD ödeme yaptığına ilişkin çek örneği sunmuş ise de çekin keşide tarihinin taraflar arasındaki sözleşmeden önceki bir tarih olduğu anlaşıldığından bu ödemenin dava konusu alacağa mahsuben ödendiğinin kabul edilemeyeceği, bu durumda davalının dava konusu alacağı ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece, geçersiz ilk sözleşme ilişkisi çerçevesinde dosyadaki ödeme belgelerine göre davacının davalıya ödediği meblağ tespit edilerek ve davalının da bu uğurda ödeme savunması üzerinde durularak henüz istirdadı gerçekleşmeyen miktara hükmedilmesi gerektiği, geçersiz ikinci sözleşmedeki miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

23. Mahkemece bu bozma kararı üzerine; önceki karar gerekçesi yanında, Özel Daire bozma kararındaki hususlar ve özellikle taraflar arasındaki ilk sözleşme ilişkisi ile taraflarca yapılan ödemeler değerlendirilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

24. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, bozma gereklerinin yerine getirilmesi suretiyle bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır.

25. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

26. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, ancak karar düzeltme yolunun açık olması nedeniyle öncelikle mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.