"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddi ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... tarafından Yalova İmes Makina İhtisas Organize Sanayi Bölgesi yapımı kapsamında davalıya ait Yalova ili Çiftlikköy ilçesi Laledere köyü 162 ada 1 parseldeki taşınmazın tamamı hakkında alınan kamu yararı kararına istinaden kamulaştırma kararı verildiğini, kıymet takdir komisyonu marifetiyle kamulaştırılan taşınmaz malın tahmini bedelinin tespit edildiğini, ancak davalı ile uzlaşma sağlanamadığını ileri sürerek 162 ada 1 parseldeki taşınmazın tamamının kamulaştırılması ile davalının hissesine düşen kısmın değerinin tespiti ve davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile Yalova İmes Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; idarece belirlenen bedelin düşük olduğunu belirterek taşınmazın gerçek değerinin tespitini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.05.2019 tarihli ve 2018/501 E,. 2019/340 K. sayılı kararı ile; davanın kabulü ile, dava konusu Yalova ili Çiftlikköy ilçesi Laledere köyü 162 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının 73,84TL/m2 birim bedel üzerinden kamulaştırma bedelinin 1.635.516,86TL olarak tespitine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
8. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 26.01.2021 tarihli ve 2019/2685 E., 2021/131 K. sayılı kararı ile; “…HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353. maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın talep edilen idare adına tescili istemine ilişkindir. Kuru arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın keşif tutanağı ve bilirkişi raporu ile tespit edilen nitelikleri dikkate alındığında taşınmazın kuru arazi olarak kabulünün yerinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının uygun olduğu, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmi tarım verileri ile uyumlu olduğu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/(1),b,1 taraf vekillerinin istinaf başvurunun esastan reddine ilişkin karar verilmiştir. Ancak; 2942 sayılı Kanunun 10. maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının "...idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hakim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere..." bölümü ile, 10/8 maddesinin 7. cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibarelerinin Anayasa Mahkemesi'nin 16.07.2020 gün ve 2018/104-2020/39 sayılı kararı ile iptal edildiğinden hükmedilen kamulaştırma bedelinin tamamının mülkiyet hakkı kaybına sebebiyet vermemesi için bugüne kadar işlemiş yasal faizi ve nemalarıyla birlikte ödenmesine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle…taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, A-)HMK'nın 355. maddesi gereğince Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/501esas 2019/340 karar sayılı ilamının kaldırılmasına, B-)HMK 353/1.b-2 maddesi gereğince uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; Davanın kabulü ile, 1-Kamulaştırma bedelinin 1.635.516,86TL olarak tespitine, 2-Dava konusu Yalova, Çiftlikköy ilçesi Laledere köyü 165 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Yalova İMES Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tapuya tesciline, 3-İlk derece mahkemesinin 23.05.2019 tarihli kararıyla ödenmesine karar verilen 1.240.370,32TL.nin mahsubuyla belirlenip üçer aylık vadeli hesaba yatırılan 395.146,54 TL'nin davalıya derhal ödenmesine, -Vadeli hesaba yatırılan bedelin nemasının da davalı hak sahibine ödenmesine, bu hususta talep olması durumunda ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, 4-1.1.240.370,32 TL TL.ye davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrası olan 18.04.2019'dan 23.05.2019'a kadar; 395.146,54TL'ye 18.04.2019'dan istinaf karar tarihi olan 26.01.2021'e kadar yasal faiz yürütülmesine,…” karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 tarihli ve 2021/6056 E. 2021/13089 K. sayılı kararı ile; “…Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, Laledere köyü 162 ada 1 parsel sayılı taşınmaza net gelir metoduna göre değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1- Dairemize aynı bölgeden intikal eden dosyalarda kuru arazide münavebeye 2. yıl ürünü olarak karpuz ürününün alındığı ve bu ürünün münavebeye alınmasının Çiftlikköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 28.12.2018 havale tarihli ve 3869056 sayılı yazısı ekindeki münavebe cetveli ile de uyumlu olduğu halde, yazılı şekilde 2. yıl ürünü olarak münavebeye buğday ürünü alınan bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2- Dava konusu taşınmazın ada ve parsel numaralarının hatalı yazılması,
Doğru görülmemiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 19.01.2022 tarihli ve 2021/3006 E. 2022/23 K. sayılı kararı ile; dosya içerisinde mevcut 133056 sayılı yazı ve tablonun incelenmesinde karpuz ürününün kuru arazilerde değil sulu ve taban arazide yer aldığının görüldüğü, 2017 yılı için de aynı şekilde olduğu, bilirkişi raporuna göre taşınmazın kuru marjinal tarım arazisi niteliğinde olduğu, bilirkişi heyetince münavebeye alınan ürünlerin tamamının kuru arazide yetişen ürünler olup, ürün maliyet cetveline göre de sulama masrafı gerektirmediği, karpuz ürününün incelenmesinde sulama masrafının bulunduğu, kamulaştırma bedel tespiti davalarında amacın taşınmazın dava tarihi itibariyle gerçek değerini bulmak olduğu, karpuz ürününün münavebeye esas alınıp %20 oranında objektif değer artış oranının uygulanması hâlinde taşınmazın m2 değerinin 120TL'ye çıkacağı, bölge koşullarına göre bu miktarın yüksek olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkin eldeki davada; münavebeye ikinci yıl ürünü olarak karpuz ürününün mü yoksa buğday ürününün mü alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
A- Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
14. Konunun açıklığa kavuşturulması için öncelikle 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları” başlıklı 11. maddesine değinmek gerekmektedir.
15. Anılan maddede; “15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a) Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü.
c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
d) Varsa vergi beyanını,
e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın (…) mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini.
g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,
h) Yapılarda, (…) resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
ı) (Değişik: 19/4/2018-7139/27 md.) (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 10/4/2019 tarihli ve E.:2018/156; K.:2019/22 sayılı kararı ile) (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 10/4/2019 tarihli ve E.:2018/156; K.:2019/22 sayılı kararı ile) her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun, gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.
Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr dikkate alınmaz.
Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü gerekçeleriyle belirtilir. Bu kıymet düşüklüğü kamulaştırma bedelidir” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
16. Bu maddeye göre tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması hâlinde ekilecek ürünler ve münavebeye alınan bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar göz önünde tutularak net gelirin hesaplanması ve bilimsel yolla değerinin bulunması, bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlarda dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip gösterilmek suretiyle kamulaştırma karşılığının tespit edilmesi gerektiği gibi, bu unsurların dayanakları olan belgelerin de getirtilmesi zorunludur.
17. Bilirkişi kurulu tarafından kamulaştırma bedeli; ekimi yapılan münavebe ürünlerin dekar başına verim ve masraf ile hasat dönemi toptan satış fiyatları, aynı yörede eşit olarak ve istatistiki bilgilere dayanan ve resmî kurum olan ilçe tarım ve orman müdürlüğü verileri esas alınmak suretiyle tespit edilmelidir.
18. Bu açıklamalar çerçevesinde taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu uyuşmazlık dışı olan eldeki davada, bilirkişi kurulu raporunda toprak, topografik yapı ve mevcut ekolojik şartlar çerçevesinde dava konusu taşınmazda aynı yıl içerisinde kış döneminde bakla (90 gün), hemen arkasından bamya (100 gün) ekilebildiği, nadasa yer verilmeksizin ikinci yıl buğday ekilmek suretiyle uygun bir ekim nöbeti izlenebileceği belirtilmiş olup, anılan münavebe ürünleri Çiftlikköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2018 yılı için hazırlanan münavebe sistemi ile uyum arzetmektedir.
19. Her ne kadar Özel Daire bozma kararında münavebeye ikinci yıl ürünü olarak karpuz ürününün alınması ve bu doğrultuda kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, resmî veri niteliğindeki Çiftlikköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2018 yılı için hazırlanan münavebe sistemi tablosunda karpuzun sulu ve taban arazide yer aldığı, karpuz ürünü yönünden ürün maliyet cetvelinde sulama masrafının bulunduğu anlaşılmıştır.
20. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki ilçe tarım ve orman müdürlüğü verileri esas alınmak suretiyle yöredeki münavebe desenine uygun ürünler seçilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
21. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, karpuz ürününün kuru arazide de yetişmesinin mümkün olduğu, Yalova bölgesinin bol miktarda yağış aldığı, bu nedenle Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de bu görüş, yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
22. Hâl böyle olunca bölge adliye mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.
23. Ne var ki davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
B- Davacı idare vekilinin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
24. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında davacı idare vekilinin direnilen kısım bakımından temyiz ve bozma talebinin bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacı idare vekilinin temyiz istemi yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu tartışılmıştır.
25. Somut olayda davacı idare vekili temyiz dilekçesinde bölge adliye mahkemesi direnme kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle onanmasını, tespit edilen m2 değerinin yüksek tespit edilmiş olması nedeniyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
26. Hâl böyle olunca davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin direnme kararını temyiz mahiyetinde olmayıp, direnme kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin olduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinin incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
I- A bendinde (§14-23) gösterilen gerekçelerle direnme uygun olduğundan, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları ile ilgili inceleme yapılması için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE oy çokluğu ile,
II- B bendinde (§24-26) gösterilen gerekçelerle davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin incelenmek üzere YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE oy birliği ile, 29.11.2022 tarihinde kesin olarak karar verildi.