Logo

Hukuk Genel Kurulu2023/135 E. 2024/128 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların mazbut vakıftan galle fazlasına müstehak vakıf evladı olup olmadıkları.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararından sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden görüş alarak yeni bir delile dayanması ve ilk kararının gerekçesini değiştirmesi nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/22 E., 2019/293 K.

KARAR : Davanın kabulüne

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2017/13262

Esas, 2018/16888 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda onanmış, davalı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda karar düzeltme istemi kabul edilerek karar bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı asıllar; Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/879 Esas, 1964/693 Karar sayılı kararı ile dayıları olan ..., ... ve ...’ın... Piri Paşa Bin Halil Bey Piri Mehmet Paşa Vakfı (... Vakfı) evladı olduklarına ve gelir fazlasından istifade hakkı bulunduklarına karar verildiğini, Vakıfta sadece erkek evlatların vakıf evladı olabileceğini, bahsi geçen Vakıftan galle fazlası almak istediklerini ileri sürerek galle fazlasına müstehak vakıf evlatları olduklarına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı vekili; dava konusu Vakfın mazbut vakıflardan olduğunu, bu tür vakıflarda gelirin hayır hizmetlerine harcanmasından başka vakıf senediyle gelir fazlasından kız veya erkek ya da hem kız hem erkek evlatların yararlanabileceklerine dair kayıtlar konulabildiğini, bu durumda davacıların vakıf evladı olup olmadıklarının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı

6. Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.06.2015 tarihli ve 2015/216 Esas, 2015/260 Karar sayılı kararı ile; vakıf ve nüfus kayıtları, 17.12.1964 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşen Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/879 Esas, 1964/693 Karar sayılı kararı ile ..., ... ve ...’ın ... Vakfı evladı olduklarına ve gelir fazlasından istifade hakkı bulunduklarına dair verilen karar ve bilirkişi raporuna göre davacıların ... Vakfı evlatları olduğu ve vakıfname gereğince vakıf galle fazlasından yararlanabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’un ... Vakfı evlatlarından olduğuna ve gelir fazlasından yararlanma hakları bulunduğuna karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı

7. Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.04.2017 tarihli ve 2017/2458 Esas, 2017/5387 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

9. Yukarıda belirtilen onama kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2017/13262 Esas, 2018/16888 Karar sayılı kararı ile;

“…Dava, davacıların mazbut vakıftan galle almaya müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istemine ilişkindir.

Bir vakıftan galle fazlasının alınabilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu... Piri Paşa Bin Halil Bey Piri Mehmet Paşa Vakfı'nın 26.08.1943 tarihinde mazbut vakıf statüsüne alındığı, Vakfın tespit edilebilen yirmibir adet vakfiyesi ile zeyl vakfiyesinin olduğu tespit edilmiş olup galle fazlasına dair hüküm içeren Cemaziyül evvel 954 H tarihli vakfiyede; "... Vakıf, mezkur evkafın rekabeden artan zevaid ve fazlanın zükur evlat arasında müsaveten taksim edilmesini, eğer vakıfın zükur evladı bulunmazsa akrabası evladının zükuruna müsaveten taksim ve tevzi olunmasını eğer akrabası evladında zükur bulunmazsa vaktin hakiminin izni ile Mekkei Mükerreme ve Medinei Münevvere'de ikamet eden sülaha ve fukaraya taksim ve tevzi edilmesini şart eyledi..."denilerek galle fazlasının erkek evlat soyundan gelen erkek evlatlara eşit olarak dağıtılmasının şart kılındığı, davacıların ise Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1962/879-1964/693 sayılı kararı ile dava konusu vakfın galle fazlasına müstehak evlat kararı alan ...'ın çocukları Yaşar, ... ve ...'ın aldıkları karar emsal gösterilerek eldeki davayı açtıkları, davacıların üstsoyu ..., ...'ın kız evladı olduğu yani davacıların erkek evlat soyundan gelmedikleri anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerledirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektiğinden onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir...” gerekçesiyle ile karar düzeltme talebinin kabulüyle onama ilâmının kaldırılmasına ve mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

Direnme Kararı

11. Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2019 tarihli ve 2019/22 Esas, 2019/293 Karar sayılı kararı ile; Vakıflar Genel Müdürlüğünce bozma kararı sonrası sunulan müzekkere cevabı özetlendikten sonra dava konusu Vakfın vakfiyesinde “zükur evlat arasında müsaveten zükur evlat bulunmazsa akrabası evladının zükuruna müsaveten taksim ve tevzi olunması” şartı bulunduğu, zükur evladın erkek evlat anlamına geldiği, zükur evlat bulunmadığı takdirde akrabası evladının zükuruna müsaveten şeklinde şart olduğu ancak akrabanın zükur olup olmadığı hakkında vakfiyede özelleşmiş bir şart bulunmadığı, yine vakfiyede batın ve derece şartı da bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda dosya kapsamı ve özellikle ilgili vakfiye içeriği dikkate alındığında davacıların mazbut vakıftan galle fazlasına müstehak vakıf evladı olup olmadıkları, buradan varılacak sonuca göre davanın reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖNSORUN

14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı, yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

15. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek herhangi yeni bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

16. Mahkemenin yeni bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek ya da daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

17. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar, direnme kararı olmayıp bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.

18. Somut olayda, Mahkemece bozma kararı sonrası vakıf senedi ilgi tutulmak suretiyle kız evlatların oğullarının da galleden yararlanmaya müstehak vakıf evladı olarak kabul edilip edilmediği Vakıflar Genel Müdürlüğünden sorulmuş, yazılan müzekkereye verilen cevapta vakıf kurucusunun hem erkek evlatların hem de kız evlatların erkek evlatlarının vakfiyeye göre galle fazlasına müstehak olduğunun bildirilmesi üzerine bu yazı cevabına gerekçede yer verildikten sonra değerlendirme yapılarak direnme adı altında karar verilmiştir.

19. Bu durumda direnme olarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası elde edilen yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

20. Hâl böyle olunca, verilen bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

21. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bozma sonrası Mahkemece eldeki müzekkereyle davaya ilişkin görüş sorulması sonucunda davanın tarafı olan Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşünü beyan ettiği belgenin yeni bir delil niteliği bulunmadığı, bu nedenle ön sorun bulunmadığı, yeni hüküm niteliğinde olmayan direnme kararına ilişkin temyiz itirazlarının Hukuk Genel Kurulunca incelenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

22. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.