Logo

Hukuk Genel Kurulu2023/344 E. 2025/120 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na sonradan eklenen Ek 3. madde ve Geçici 15. ve 17. maddelerin uygulanabilirliği ve bu maddelerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kısımları dikkate alınarak tazminatın nasıl hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Genel Kurulu önüne gelen dosyanın temyiz incelemesi sırasında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek 3. madde ve Geçici 15. maddenin bazı ibarelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve bu iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi nedeniyle, oluşan yeni hukuki durumun değerlendirilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/234 E., 2022/487 K.

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26.04.2022 tarihli ve 2021/12857 Esas, 2022/7484 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.

2. Direnme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi ...'ın Ankara ili Mamak ilçesi ... Mahallesi 36600 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 338 m2 hissenin maliki iken Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından 20.06.1996 tarihinde kamulaştırma kararı verildiğini, murisin 2008 yılında ölünceye kadar kamulaştırma işleminden haberdar olmadığını, yaptıkları araştırmada Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/29 Esas, 2002/841 Karar sayılı kararı ile taşınmazın davalı ... adına hükmen tescil edilmiş olduğunu öğrendiklerini, birçok usule aykırı uygulama nedeni ile müvekkillerinin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 21.12.2015 tarihli dilekçesiyle talebini artırmıştır.

Davalı Cevabı

5. Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 2981 sayılı Kanun'un 9/c maddesi gereğince belediye encümeninin 20.06.1996 tarihli ve 2443/3756 sayılı kararı ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin T. Emlak Bankası Ulus Şubesi'ne 22.01.1997 tarihli ve 195652 nolu çekle bloke edildiğini, belediye tarafından ilgili hissedarların tebligat adreslerinin temini için ilgili kurumlardan adres araştırması yapıldığını, muris ...'ın bildirilen adresine tebligat gönderildiğini ancak tebligatın iade olduğunu, adres tespiti mümkün olmayan parsel maliklerine gazete aracılığı ile 18.08.2000 tarihinden 15 gün arayla iki defa ilan yapıldığını ve yasal prosedürün yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin Birinci Kararı

6. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.07.2013 tarihli ve 2012/415 Esas, 2013/465 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazla ilgili olarak Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/29 Esas sayılı kararı ile tescil kararı verilip, kararın kesinleşmesinden sonra, davalı idare adına tescil işlemi yapıldığı anlaşılmakla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 6487 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle eklenen Geçici 7. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.10.2014 tarihli ve 2014/10210 Esas, 2014/23309 Karar sayılı kararı ile; “…Dosyadaki delil ve belgelere göre verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki;

11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddede "mülga 31.08.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlak Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanununun mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca, mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda, tebligatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır. Bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz, kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davası açılamaz; açılmış ve devam eden davalar bu madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır" hükmü yer almakta olup,

11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. madde hükmü usulüne uygun olarak açılıp, davada taraf teşkil sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonunda verilen ve hukuken kesinleşmiş mahkeme kararlarına ilişkin olarak uygulanabilecek bir düzenlemedir.

Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/29 esas ve 2002/841 karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazda muris ... payının iptali ile 6830 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca davalı idare adına tesciline karar verilmiş ise de; anılan dava dosyasında dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yapılan yargılama sonunda verilen kararın da davalı tarafa geçerli olacak şekilde tebliğ edilmeyerek usulen kesinleştirilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda, davalı idarenin taşınmaza el attığı gözetilerek, mahallinde keşif yapılıp alınacak rapor sonucuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine dair hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin İkinci Kararı

9. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2016 tarihli ve 2015/134 Esas, 2016/65 Karar sayılı kararı ile; (bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra), davacıların murisine ait taşınmaza usulüne uygun kamulaştırma kararı olmaksızın el atıldığı olgusunun Yargıtay kararı ile de sabit olduğu gerekçesiyle dava ve ıslah talebinin kabulü ile her bir davacı için 50.700,00 TL olmak üzere toplam 202.800,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, dava konusu taşınmazla ilgili Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/29 Esas, 2002/841 Karar sayılı ilâm ile tescil kararı verilip taşınmaz idare adına tescil edildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı

10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

11. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarihli ve 2018/4438 Esas, 2018/16747 Karar sayılı kararı ile; “…1)Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06/05/2016 tarih 2015/1 Esas 2016/1 sayılı kararı ile bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması mümkün değildir. Fazlaya dair hakların ek dava açılmak suretiyle istenmesi gerekir.

Bu itibarla dava dilekçesindeki miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, ıslah dilekçesindeki talep nazara alınarak fazlaya hükmedilmesi,

Kabule göre de;

2)Mamak İlçesi, ... Mahallesi, 36600 ada 3 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.

Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda piyasa rayicinden bahsedelerek değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin Üçüncü Kararı

12. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2021 tarihli ve 2018/692 Esas, 2021/441 Karar sayılı kararı ile; (bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra), bilirkişi heyeti tarafından alınan kök ve ek raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile ... için 34.594,30 TL, ... için 34.594,30 TL, ... (...) için 34.594,30 TL, ... için 34.594,30 TL olmak üzere toplam 138.377,20 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, taşınmaz davalı idare adına tescil edildiği anlaşıldığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı

13. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

14. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26.04.2022 tarihli ve 2021/12857 Esas, 2022/7484 Karar sayılı kararı ile; “…Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın .../Kutlu Mahallesi, gecekondu sahiplerinin hak sahipliği projesi kapsamında kaldığından davalı idarece 1996 yılında kamulaştırıldığı, dava konusu taşınmazdaki davacılar murisinin payının Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/29 E. - 2002/841 K. sayılı kararıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün, 30988 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 5., 6. ve 7. maddesi ile 2942 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-3. ve geçici 15. maddesi ile;

Ek Madde 3: Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir.”hükmü getirilmiştir.

Yine 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 2942 sayılı Yasa'nın Ek-3. maddesine,

“Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”cümlesi eklenmiştir. Aynı Kanun'un 22. maddesi ile eklenen geçici 17. maddesi ile de bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun'un Ek-3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte Kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Bu durumda yukarıda açıklanan yöntemle kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.

Direnme Kararı

15. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli ve 2022/234 Esas, 2022/487 Karar sayılı kararı ile; bozma kararındaki karşı oy yazısında açıklanan gerekçe doğrultusunda direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

16. Direnme kararı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

17. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin eldeki davada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 7201, 7327 sayılı Kanunlarla eklenen Ek 3. madde ve Geçici 15 ile 17. madde hükümlerinin uygulanmasının mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için yeniden bilirkişi raporu alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

18. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında eldeki dosya Hukuk Genel Kurulunda temyiz aşamasında bulunduğu sırada 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek 3. maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…dava tarihi itibarıyla…” ibaresinin ve yine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 15. maddenin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği anlaşılmakla, oluşan yeni durum karşısında dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

IV. GEREKÇE

19. 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…dava tarihi itibarıyla…” ibaresi ve yine 2942 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 15. maddenin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi, Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, 32262 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmış olup, yayımlandığı tarih olan 28.07.2023’de yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle sonradan yürürlüğe giren iptal kararı doğrultusunda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

20. Hâl böyle olunca temyiz isteminin incelendiği tarih itibariyle yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile oluşan yeni durum karşısında dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile oluşan yeni durum karşısında davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

12.03.2025 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.