Logo

Hukuk Genel Kurulu2024/742 E. 2024/628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının yargılama faaliyetleri nedeniyle açılan tazminat davasında görevli mahkemenin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi uyarınca, yargılama faaliyetleri nedeniyle oluşan zararlar için Devlete karşı tazminat davası açılabileceği ve bu tür uyuşmazlıklarda yargı yerinin belirlenmesinde Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevli olduğu gözetilerek, dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2023/84 E., 2023/113 K.

KARAR : Görevsizlik kararı verilmesi

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ile Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi ve görevsizlik kararlarının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya yargı yerinin belirlenmesi için Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

3. Davacı vekili; müvekkilinin kamuoyunda "İzmir Casusluk Davası" olarak adlandırılan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 Esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılandığını, yargılama devam ederken yargı mensuplarının hukuk kurallarına uygun davranmadığını, müvekkilinin her an tutuklanma ve meslekten atılma korkusu yaşadığını, yargılama sürecinde adli kontrol tedbiri olan yurt dışına çıkma yasağı uygulandığını, bu yasak sonucunda seyahat özgürlüğünün kısıtlandığını ve yurt dışında görevlendirilmediğini, Mahkemenin 26.02.2016 tarihli ve 2014/100 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararı ile hakkında beraat kararı verildiğini, müvekkilinin bahsi geçen ceza davasındaki yargılama için vekâlet ücreti ödediğini, yeterli niteliğe sahip olmasına rağmen bu yargılama nedeniyle yurt dışında görevlendirilmemesi sebebiyle ücret kaybı yaşadığını, ayrıca ceza davası nedeniyle sosyal ortamdan dışlandığını, sicilinin bozulduğunu, özlük haklarından mahrum edildiğini, ruh sağlığının bozulduğunu, hakkında bu usulsüz işlemleri yapan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının fiillerinden dolayı zarar gördüğünü ileri sürerek 90.560,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

4. Davalı vekili; davacı hakkındaki yargılama sürecinde sadece yurt dışı yasağı uygulandığını, bu nedenle davacının yoksun kaldığı kâr olarak fahiş tutarda maddi tazminat talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama sırasında görevine devam eden davacının üç yıl süren bir dava nedeniyle fahiş miktardan manevi tazminat talebinde bulunmasının da haklı bir yönünün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Görevsizlik Kararları

5. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.06.2017 tarihli ve 2017/39 Esas, 2017/148 Karar sayılı kararı ile; yargılama faaliyeti nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davası ile ilgili karar verme görev ve yetkisinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 47 nci maddesine göre Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, talep hâlinde dosyanın görevli ve yetkili Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

6. Davacı vekilinin karara yönelik itirazı üzerine; Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 tarihli ve 2017/623 Değişik İş sayılı kararı ile; Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş, görevsizlik kararının 26.09.2017 tarihinde kesinleşmesi ve davacı vekilinin süresinde verdiği talep dilekçesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.

7. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 25.12.2017 tarihli ve 2017/50 Esas, 2017/55 Karar sayılı kararı ile; davanın ceza mahkemesi hâkimleri ve Cumhuriyet savcılarının yargısal faaliyeti nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, bu nedenle Çorlu Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğu, dolayısıyla görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde dosyanın görevli Nöbetçi Çorlu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

8. Davacı vekili tarafından dosyanın Nöbetçi Çorlu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi talep edilmiş; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 18.04.2020 tarihli ek kararı ile; somut olayda Dairece verilen görevsizlik kararının 28.02.2018 tarihinde kesinleştiği, davacı vekili tarafından 03.06.2020 tarihinde talep dilekçesi gönderilmiş ise de süresi içinde olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

9. Ek karar, davacı vekili tarafından temyiz süresi bakımından eski hâle getirme talebiyle birlikte temyiz edilmiş; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2023 tarihli ve 2023/4-116 E., 2023/326 K. sayılı kararı ile; davacı vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle ek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

10. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 07.11.2023 tarihli kararıyla dosyanın Nöbetçi Çorlu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, mahkemece yapılacak herhangi bir iş ve işlem bulunmadığı belirtilerek dosya, görev uyuşmazlığının çözümü için gereği yapılmak üzere karşı görevsizlik kararı veren Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.

11. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığınca görevsizlik kararlarının kesinleştiği belirtilerek olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

II. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ile Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi arasında temyiz edilmeksizin kesinleşen kararlar nedeni ile ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözüm yerinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu mu yoksa Yargıtay 5. Ceza Dairesi mi olduğu, Yargıtay 5. Ceza Dairesi olduğuna karar verildiği takdirde dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.

III. GEREKÇE

13. Davacı vekili, müvekkili hakkındaki asılsız iddialar nedeniyle yapılan yargılamalarda görev almış olan Cumhuriyet savcıları ile hâkimlerin haksız ve hukuka aykırı işlemleri neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek 90.560,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

14. Yapılan yargılama sırasında Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkması üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

15. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1960 tarihli ve 1960/23 Esas, 1960/14 Karar sayılı kararında “Hukuk ve ceza mahkemeleri arasında selbi vazife uyuşmazlığı çıktığı takdirde dava konusu olan işin hukuka ait olması hâlinde Dördüncü Hukuk Dairesinin, cezaya ilişkin olduğu takdirde de Üçüncü Ceza Dairesinin merci tayinine vazifeli olacağına” karar verilmiştir.

16. Bu aşamada eldeki dava yönünden dava konusu olan hususun belirlenmesi gerekmektedir.

17. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 573 ve devamı maddelerinde “hâkim ve icra reisi” aleyhine 573 üncü maddede belirtilen yedi bent ile sınırlı olmak üzere tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 25.03.1931 tarihli ve 1931/19 Esas, 1931/35 Karar sayılı kararı ile de ceza hâkimlerinin de hâkim kavramı içinde olduğu kabul edilmiştir. Cumhuriyet savcıları ise başlık ve madde metni dikkate alındığında 1086 sayılı Kanun'un 573 ve devamı koruması içine alınmamış, genel sorumluluk sebepleri çerçevesinde tazminat davası açılabileceği içtihatlar ile kabul edilmiştir.

18. 09.02.2011 tarihli ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6110 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi ile mülga 1086 sayılı Kanun'un 573 üncü maddesinde değişiklik yapılmış, hâkimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 12 nci maddesi ile de 24.02.1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na (2802 sayılı Kanun) 93 üncü maddeden sonra gelmek üzere 93/A maddesi eklenmiş, hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği, hâkim ve savcılar aleyhine kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa tazminat davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır.

19. 6110 sayılı Kanun’un Geçici 2 nci maddesinde ise görevli mahkeme konusunda düzenleme yapılmış, 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Kanun yürürlüğe girinceye kadar mülga 1086 sayılı Kanun'un 573 üncü maddesindeki sebeplere dayanılarak açılacak tazminat ve rücu davalarında hâkimlerin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davasının Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği hüküm altına alınmıştır.

20. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesinde hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, madde gerekçesinde; “Hükümde geçen ‘hâkim’ kavramının genel anlamda kullanıldığı, buna yargı yetkisini kullanan tüm hâkimlerin dâhil olduğu, ilk derece mahkemesi hâkimleri, bölge adliye mahkemesi hâkimleri, Yargıtay, Danıştay başkan ve üyeleri keza ceza mahkemesi hâkimlerinin de buraya dâhil olduğu” ifade edilmiştir.

21. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 46 ncı maddesine istinaden açılan tazminat davalarında görevli mahkeme 47 nci maddede gösterilmiştir. Sözü edilen maddedeki hükümde ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı Devlet aleyhine tazminat davasının Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği belirtilmiştir.

22. Ancak 21.02.2014 tarihli ve 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 19 uncu maddesi ile 24.02.1983 tarihli ve 2802 sayılı Kanun'un 93/A maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Böylelikle Cumhuriyet savcıları hakkında açılacak tüm tazminat davalarında görevli mahkemenin neresi olduğu sorunu, ceza hâkimleri hakkında ise 6100 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesi haricindeki hukuksal nedene dayalı olarak açılan tazminat davalarında görevli mahkemenin neresi olduğu sorunu ortaya çıkmıştır.

23. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” başlıklı 141 inci maddesinde suç soruşturması veya kovuşturması sırasında maddenin birinci fıkrasında düzenlenen hâller nedeni ile zarar gördüğünü iddia eden kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebilecekleri düzenlenmiştir.

24. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 142 nci maddesinde ise koruma tedbirleri nedeni ile tazminat isteminin, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı hükmü getirilmiştir.

25. Öte yandan 18.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile (6545 sayılı Kanun) 5271 sayılı Kanun'un 141 inci maddesine:

“(3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.

(4) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.” şeklinde üçüncü ve dördüncü fıkralar eklenmiştir.

26. Ayrıca Ceza hâkimleri ve Cumhuriyet savcıları hakkında açılmış derdest olan davalar hakkında ise 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a (5320 sayılı Kanun) Geçici 8 inci madde eklenerek bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan her türlü işlem veya alınan karar nedeniyle hâkimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında hukuk mahkemelerinde açılan ve hâlen derdest olan tazminat davasına ilişkin dosyaların mahkemesince, Yargıtay incelemesinde bulunan dosyaların ise esası incelenmeksizin ilgili dairece yetkili ağır ceza mahkemesine gönderileceği ve bu davaların ağır ceza mahkemelerince 5271 sayılı Kanun'un 141 ve devamı maddeleri uyarınca Devlet aleyhine yürütülmek suretiyle karara bağlanacağı düzenlenmiştir.

27. Somut olayda davacı vekili tarafından müvekkili hakkında asılsız iddialar nedeniyle açılan ceza davalarında yapılan işlemler sebebiyle tazminat talep edilmiş olup dava konusu olan husus 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 inci maddesinde düzenlenmiştir.

28. Bu durumda Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı ile ceza hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda yargı yerinin belirlenmesi konusunda Yargıtay 5. Ceza Dairesi görevlendirilmiş olduğundan davaya konu işin de ceza hukukundan kaynaklanması sebebiyle yargı yerinin belirlenmesinde Yargıtay 5. Ceza Dairesi görevlidir.

29. Nitekim aynı ilkelere Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.2023 tarihli ve 2023/4-548 Esas, 2023/1398 Karar sayılı kararı ile 17.09.2019 tarihli ve 2019/4-461 Esas ve 2019/902 Karar sayılı kararında da değinilmiştir.

30. O hâlde, dosya yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmelidir.

IV. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın YARGITAY 5. CEZA DAİRESİNE GÖNDERİLMEK ÜZERE YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA TEVDİİNE,

Karardan bir örneğin Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.