"İçtihat Metni"
Tebliğname: 2011/92066
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi : SİLİVRİ 2. Sulh Ceza
Günü : 21.12.2010
Sayısı : 604-551
Kasten yaralama suçundan sanığın 5237 sayılı TCK'nun 86/2, 86/3-a ve 50/1-f maddeleri uyarınca 3 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin, Silivri 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 11.03.2008 gün ve 38-80 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 19.07.2010 gün ve 9035-24798 sayı ile;
"Hükümden önce 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece 21.12.2010 gün ve 604-551 sayı ile; "...Sanık yönünden daha önce kasıtlı suçtan sabıkası olması sebebiyle HAGB hükümlerinin uygulamasına yer olmadığına karar verildiği" gerekçesiyle direnilerek, ilk hükümdeki gibi sanığın cezalandırılmasına, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.07.2012 gün ve 92066 sayılı "onama" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme, sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkeme tarafından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanma şartlarının değerlendirilip değerlendirilmediği noktasında toplanmakta ise de, yerel mahkemenin son kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece ilk kararda hüküm fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, ancak hükmün gerekçe bölümünde, "sanığın kasıtlı suçtan sabıkası sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmamış olup" açıklamasına yer verildiği,
Bozmadan sonra kurulan hükümde ise, hem gerekçe bölümünde hem de hüküm fıkrasında sanığın kasıtlı suçtan sabıkasının bulunması nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
Yerel mahkemece bozmadan sonra kurulan hükümde, sanığın kasıtlı suçtan sabıkasının bulunması nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususların tartışıldığı anlaşılmakta olup, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Silivri 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 21.12.2010 gün ve 604-551 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.11.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.