Logo

Ceza Genel Kurulu2022/322 E. 2023/544 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten öldürme suçu bakımından haksız tahrik indiriminin oranının isabetli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Maktulün sanığın eşiyle olan gönül ilişkisi ve sanığa yönelik sözleri dikkate alındığında, haksız tahrikin yoğun ve önemli boyutlara ulaştığı, bu nedenle TCK'nın 29. maddesi uyarınca sanık cezasında asgari oranda indirim yapılmasının isabetsiz olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 1433-2576

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanık ...’in kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.07.2019 tarihli ve 151- 285 sayılı hükme yönelik olarak sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda 20.12.2019 tarih ve 2378-2531 sayı ile Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, sanığın TCK'nın 81/1, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.

Hükmün sanık müdafii ve katılanlar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.06.2021 tarih ve 4056-11354 sayı ile; "(…) Sanığın, eşi ile arkadaşı maktul arasında ilişki olduğundan şüphelenmesi üzerine eşinin telefon görüşme dökümünü çıkarttırdığı, maktulün eşi ile çok sayıda ve uzun süreli görüşmesi olduğunu gördüğü ve maktulle konuşmaya gittiği, maktulün kendisine ‘Eşinle görüşürsem ne olur lan!’ demesi üzerine av tüfeği ile maktulü vurduğu olayda; maktulden kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki eylemin niteliği dikkate alınarak TCK'nın 29. maddesi uyarınca sanığın cezasında makul oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

II. DİRENME GEREKÇESİ

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise 19.11.2021 tarih ve 1433-2576 sayı ile; "(…) Sanığın eşinin başka bir erkekle uzun süreli ve çok sayıda telefon görüşmesi yapmasının sadakat yükümlülüğüne aykırı olduğu, maktulün de sanığın eşinin bu davranışına iştirak ettiği, ancak sanığın eşi ile maktul arasındaki ilişkinin duygusal birliktelik veya cinsel ilişki boyutuna ulaştığına dair kesin bir belirleme yapılamaması karşısında, sanık hakkında verilen cezada TCK’nın 29. maddesi uyarınca haksız tahrik oluşturan davranışın ulaştığı boyuta göre asgari düzeyde indirim yapılması gerektiği," gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.

Bu hükmün de sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.02.2022 tarihli ve 151838 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.05.2022 tarih ve 1269-3587 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş, açılanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

Kasten öldürme suçunun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde dosya içeriği itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda; Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında kasten öldürme suçu bakımından haksız tahrik nedeniyle yapılan indirim oranının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Sanık ...’in, Nevşehir ilinin Hacıbektaş ilçesinde ikamet ettiği, yaklaşık yirmi yıldır evli olduğu, eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşadığı ve çobanlık yaparak geçimini sağladığı, eşi ile maktul arasında ilişki olduğundan şüphelenen sanığın eşinin telefon görüşmelerine ilişkin kayıtları temin ettiği, maktul ile eşi arasında çok sayıda ve uzun süreli telefon görüşmeleri olduğunu görmesi üzerine durumu konuşmak için maktulün yanına gittiği, maktulün kendisine; "Eşinle görüşürsem ne olur lan!" diye cevap vermesi üzerine av tüfeği ile üç el ateş ederek maktulü öldürdüğü, sanığın eşi ...’in maktul ile telefon üzerinden görüştüklerini, gönül ilişkilerinin bulunduğunu ancak maktulle yüz yüze görüşmediği gibi hiç birlikte olmadıklarını ifade ettiği anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

TCK'nın 29. maddesinde haksız tahrik;

"Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir." şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.

Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.

Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;

a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,

b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,

c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,

d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.

TCK'da, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yer alan ağır-hafif tahrik ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Ceza Genel Kurulunun çeşitli kararlarında tartışmasız olarak benimsendiği üzere tahrik nedeniyle yapılacak indirim oranı belirlenirken, haksız tahriki oluşturan hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yöresel şartlar ve tahrik eden ile edilenin durumları göz önüne alınıp değerlendirilmesi, eğer haksız hareket bu özellikleri itibarıyla yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa ancak bu takdirde haksız tahrikin ağır ve şiddetli olduğu kabul edilmelidir.

B. Somut Olayda Hukuki Değerlendirme

Sanığın, Nevşehir ilinin Hacıbektaş ilçesinde ikamet ettiği, yaklaşık yirmi yıldır evli olduğu, eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşadığı ve çobanlık yaparak geçimini sağladığı, eşi ile maktul arasında ilişki olduğundan şüphelenen sanığın eşinin telefon görüşmelerine ilişkin kayıtları temin ettiği, maktul ile eşi arasında çok sayıda ve uzun süreli telefon görüşmeleri olduğunu görmesi üzerine durumu konuşmak için maktulün yanına gittiği, maktulün kendisine; "Eşinle görüşürsem ne olur lan!" diye cevap vermesi üzerine av tüfeği ile üç el ateş ederek maktulü öldürdüğü, sanığın eşinin maktul ile telefon üzerinden görüştüklerini, gönül ilişkilerinin bulunduğunu ancak maktulle yüz yüze görüşmediği gibi hiç birlikte olmadıklarını ifade ettiği olayda;

Yakın arkadaşı olan sanığın, evli olduğunu bildiği eşi ile gönül ilişkisine girerek onunla çok sayıda ve uzun telefon görüşmeleri yapan, durumu fark edip kendisinden hesap soran sanığa da; "Eşinle görüşürsem ne olur lan!" şeklinde cevap veren maktulden kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki eylemlerin yoğun ve önemli boyutlara ulaştığı dikkate alındığında TCK'nın 29. maddesi uyarınca sanığın cezasında asgari oranda indirim yapılmasının isabetli olmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen direnme kararına konu hükmün, kasten öldürme suçu bakımından 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngörülen TCK'nın 29. maddesi uyarınca, sanık hakkında 18 yıllık üst sınırdan makul derecede uzaklaşılarak bir ceza tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı ... "Genel Kurulun sayın çoğunluğu ile tarafımızca oluşan görüş farklılığı sanık hakkında kasten öldürme suçu bakımından haksız tahrik nedeniyle yapılan indirim oranının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli eylemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğinde azalma söz konusu olacağından cezasından indirim yapılmasını gerekli kılmaktadır.

Haksız tahrikin koşulları yerleşik uygulama ve öğretide kabul gördüğü üzere; tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı, fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı, failin işlediği suç bu ruhsal durumun tepkisi olmalı ve haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan kaynaklanmalıdır.

Somut olayda; sanığın eşinin başka bir erkekle uzun süreli ve çok sayıda telefon görüşmesi yapmasının sadakat yükümlülüğüne aykırı olduğu, maktulün de sanığın eşinin evli olduğunu bildiği halde bu haksız davranışa iştirak ettiği, ancak taraflar arasındaki ilişkinin duygusal birliktelik niteliğinde olup cinsel ilişki boyutuna ulaştığına dair kesin bir tespit yapılamadığı, bu durumu öğrenen sanığın kapıldığı öfke ve elemin etkisi altında maktulü öldürmeye karar vererek silahı ile olay mahalline gittiği ve eylemi gerçekleştirdiği, maktulün öldürülmesinden önce sanığa yönelik "eşinle görüşürsem ne olur lan" şeklinde cevap verdiğine dair somut delil olmadığı gibi, öldürme tehdidi altındaki maktülün bu şekilde beyanda bulunması hayatın olağan akışına aykırı olduğu, diğer taraftan önceden yaşanan sadakatsizlik olayı nedeniyle öldürme konusunda kararlı olan sanığa bu sözün söylenmiş olması eylemi gerçekleştirmesinde etken oluşturmadığı, bu nedenle sadakat yükümlüğüne aykırılık nedeniyle asgari düzeyde tahrik indiriminin yapılmasının yerleşik uygulamaya uygun olduğundan direnme kararı isabetli olup sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir."

On bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık hakkında kasten öldürme suçu bakımından haksız tahrik nedeniyle yapılan indirim oranının isabetli olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen 19.11.2011 tarih ve 1433-2576 sayılı direnme kararına konu hükmün, maktulden kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki eylemlerin ulaştığı boyut dikkate alındığında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesi uyarınca, 18 yıllık üst sınırdan makul derecede uzaklaşılarak bir ceza tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, CMK'nın 304. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.10.2023 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 25.10.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.