"İçtihat Metni"
DİRENME
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 347-70
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Sivas 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.03.2016 tarihli ve 502-132 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 10.09.2020 tarih ve 3595-10356 sayı ile "...Sanığın katılana yönelik eyleminin TCK'nın 37/1. maddesi gereği iştirak hükümlerinin uygulanması bakımından tartışmasız bırakılması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Sivas 1. Asliye Ceza Mahkemesince 14.01.2021 tarih ve 661-50 sayı ile sanığın aynı suçtan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 31.05.2022 tarih ve 3579-4209 sayı ile; "...Katılan ... ile sanık ...'in traktör tesliminden kaynaklanan anlaşmazlık nedeniyle tartışmaya başladıkları, sesleri duyan sanık ...'in oğlu kapsam dışı sanık ...'in olay yerine gelerek sanık ... ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde katılanı darp ederek basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaraladıkları olayda, sanıkların fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak neticeye birlikte sebebiyet verdikleri anlaşılmakla, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nin 37. maddesi gereğince iştirak hükümlerinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde isabetli olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Sivas 8. Asliye Ceza Mahkemesince ise 13.10.2022 tarih ve 347-70 sayı ile; "......'in tutup ...'e vurdurttuğuna dair dosyada dinlenen katılan da dahil hiç kimsenin beyanının olmaması, burun bölgesine iki kez vurulduğuna ve iki failin aynı anda burna kendi yumruklarıyla vurduğuna dair de delil bulunmaması, olayda tek bir vuruşla burunda kemik kırığının söz konusu olması ve vuran kişinin de vurduğunu kabul etmesi, katılanın anlattığı gibi olayın meydana gelmiş olmasının hayatın olağan akışına tamamen aykırı olması, mahkemelerde bir çok yargılama yapılması ve katılanın anlattığı gibi bir olaya şahit olunmaması, yerde iki kişinin otuz metre süreklemesi ve sürükleme boyunca tekmelemesi bir an için kabul edilecek olsa dahi bunun burunda kemik kırığı oluşturan fail ...'in kimseyle iştirak iradesi oluşmadan tek başına yaptığı yumruk atmadan sonra gerçekleşmesi nedeniyle yine kemik kırığından sanık ...'in sorumlu olamayacağı ve ancak basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralamadan sorumlu olabileceğinin düşünülebileceği, bu durumda da yerde otuz metre tekmeleyerek sürüklemeye dair darp ve cebir izi içeren adli muayene raporu da olmadığından yaralama suçlarının neticeli suçlar olması gerektiğinden katılanın iddiasına göre rapor da şart görülmekle sanık ...'in bir an için kabul edilebilecek bu sürükleme ve tekmeleme olayından yine sorumlu olamayacağı..." şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnilerek sanığın önceki hüküm gibi beraatine karar verilmiştir.
Direnmeye konu beraat hükmünün de katılan vekili ile Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.11.2022 tarihli ve 141262 sayılı bozma istemli tebliğnamesi ile dosya, CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.03.2023 tarih ve 14725-1412 sayı ile direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI, KONUSU VE ÖN SORUN
Sanık hakkında tehdit suçundan verilen beraat hükmü ile hakaret suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçuna iştirakten kurulan beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılana yönelik eyleminin neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine yönelik ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; sanığın üzerine atılı suç nedeniyle dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. ÖN SORUNA DAİR BİLGİLER
İncelenen dosya kapsamından;
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04.11.2014 tarihli ve 3970-1894 sayılı iddianame ile; katılan ile aralarında önceden traktör alım satımı nedeniyle husumet bulunan sanık ile oğlu olan inceleme dışı sanık ... ...'ın, iş yerlerine konuşmak için gelen katılanı yaşanan tartışma neticesinde iştirak hâlinde, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve 3. derece kemik kırığı olacak şekilde yumrukla darp ettikleri, bu şekilde atılı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu işlediği iddia olunan sanığın TCK'nın 37/1. maddesi delaletiyle 87/3 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasının talep edildiği,
Sivas 1. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan duruşmanın; 05.03.2015 tarihli ilk celsesinde inceleme dışı sanık ...'in, 12.05.2015 tarihli ikinci celsesinde ise sanık ...'in müdafi huzurunda savunmalarının alındığı,
Yerel Mahkemece 15.03.2016, 14.01.2021 ve 13.10.2022 tarihlerinde kurulan hükümlerde; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
TCK'nın suç tarihinde yürürlükte bulunan "Kasten yaralama" başlıklı 86. maddesi;
"(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.",
"Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama" başlıklı 87. maddesinin 3. fıkrası ise;
"(3) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/4 md.) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK'nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmış, aynı maddenin 3 ve 4. fıkralarında, kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımının, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacağı düzenlenmiştir. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacaktır.
Yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, Yerel Mahkeme ya da Yargıtay, re'sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Ön Soruna İlişkin Hukuki Değerlendirme
Sanığa isnat edilen kasten yaralama suçunun yaptırımı TCK’nın 86. maddesinin birinci fıkrasında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun'un 87. maddesinin 3. fıkrasında ise kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması hâlinde, 86/1. madde uyarınca belirlenen cezanın kırık ve çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Ceza Genel Kurulu'nun 11.12.2012 tarihli ve 1247-1842 sayılı kararında vurgulandığı üzere, TCK'nın 66. maddesinin 3. fıkrasında dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin de göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir. TCK'nın 86/3. maddesinde artırım öngören fıkraların uygulanma olanağı da bulunmayan yumrukla darbetmek suretiyle kemik kırığına neden olma şeklinde gelişen kasten yaralama suçu bakımından asli dava zamanaşımı süresi TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıl, aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçun oluşturma ihtimali bulunmayan ve 15.04.2014 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem 12.05.2015 tarihli sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı da gözetildiğinde, sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 12.05.2023 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Sivas 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 347-70 sayılı direnme kararına konu beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, CMUK'un, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.05.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.