"İçtihat Metni"
DİRENME
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 148-201
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103/1-birinci cümle, 103/3-c, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.10.2019 tarihli ve 177-393 sayılı hükmün, katılan ... vekili ve sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesince 21.01.2020 tarih ve 2479-67 sayı ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun yargılama gideri yönünden düzeltilerek esastan reddine, bu kararın da katılan ... vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 25.11.2021 tarih ve 13708-9330 sayı ile; "Suç tarihi itibarıyla on yedi yaşı içerisinde bulunan mağdurenin ayrıntı içermeyen yetersiz anlatımları, taraflar arasında olay tarihinden önceki dönemde meydana gelen yaralama eyleminden dolayı husumet bulunması, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkûmiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 26.05.2022 tarih ve 148-201 sayı ile; "...Mağdurenin ÇİM'de Cumhuriyet Savcısı, müdafii ve adli görüşmeci huzurunda vermiş olduğu dizi 41 ile 43 arasında kayıtlı olan ifadesinde; yer, zaman, mekan, eylem ve davranışlar gibi olgulara yer vererek yaşadıklarını ayrıntılı olarak ifade ettiği, keza; mahkememizce daha önce tesis edilen kararda; mağdurenin ayrıntılı bu ifadesine itibar edilme gerekçesinin kapsamlı olarak açıklandığı, dolayısıyla; esasen Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma kararının gerekçe ihtiva etmediği ve dosya kapsamına uygunluk arz etmediği, bu nedenle; mahkememizce daha önceden tesis edilen kararın dosyanın içeriğine, olayların oluş şekline ve usul ve yasaya uygun olduğu görüldüğü," şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.02.2023 tarihli ve 103337 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 26.09.2023 tarih ve 2600-5547 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR:
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanığın, katılan mağdurenin dedesi olduğu,
13.02.2019 tarihinde rehberlik öğretmenince katılan mağdure hakkında düzenlenen öğrenci görüşme raporunda; katılan mağdurenin psikolojisinin bir süredir bozuk olduğunu, son zamanlarda evde kendisine uygulanan baskı ve şiddetin arttığını ve dedesi olan sanık tarafından elle dokunulmak ve 12.09.2019 tarihinde ise dudaklarının öpülüp ısırılmak suretiyle tacize uğradığını beyan ettiğinin bildirildiği,
13.02.2019 tarihinde Buca Seyfi Demirsoy Hastanesince katılan mağdure hakkında düzenlenen genel adli muayene raporunda; katılan mağdurenin 1 hafta önce sanık tarafından darp edildiği iddiasında bulunduğunun, eski lezyonun bulunmadığının ve sağ ön kolda yeni çiziğin görüldüğünün bildirildiği,
15.02.2019 tarihinde Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesince katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; katılan mağdurede, yaşamış olduğu olay ile ilgili olarak meydana gelen ve tedavisiz bırakılarak komplike hâle gelen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tespit edildiği, bu kapsamda ruh sağlığının bozulduğu,
11.07.2019 tarihinde Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesince katılan mağdure hakkında düzenlenen psikiyatrik muayene raporuna göre; katılan mağdurenin yaşamış olduğu olay ile ilgili olarak meydana gelen ve tedavisiz bırakılarak komplike hâle gelen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bulunduğu, bu kapsamda ruh sağlığının bozulduğu ancak bu durumun katılan mağdurenin beyanlarına itibar edilmesini engelleyecek nitelikte olmadığı,
Adli görüşmeci tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen tarihsiz adli görüşme ve değerlendirme raporuna göre; katılan mağdurenin sorulara net bir şekilde cevap verdiği, bilişsel, psiko-sosyal ve cinsel gelişiminin yaşıyla uyumlu olduğu,
27.06.2019 tarihinde duruşmada katılan mağdurenin beyanının alınması sırasında hazır bulunan psikolog beyanına göre; katılan mağdurenin zihinsel ve fiziksel gelişiminin yaşıyla orantılı bulunduğu ve kendisini ifade edebildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... savcılıkta; 10. sınıfta okuduğunu, annesi, babası, kardeşi ve dedesi olan sanık ile birlikte yaşadıklarını, sanığın 2 ay önce kendisini ellemeye başladığını, onu ittirmesine rağmen öpmeye çalıştığını, okul çıkışlarına geldiğini, sigara içtiğini gören sanığın bu durumu babasına söylemekte tehdit ettiğini, sanığın okul çıkışına geldiği bir gün kendisini sevgilisiyle görünce dövdüğünü, kendisini kısıtlamaya çalıştığını ve erkeklerin yanında olmasını istemediğini, bu hususta ses kaydı yaptığını ancak kanıt niteliği taşımadığından bunu söylemediğini, kendisine babasının dahi karışmazken sanığın hiç karışamayacağını, annesi odadan çıkınca veya mutfağa gidince sanığın göğsünü ellemeye çalıştığını, yine evde koridorda yürürken tutup dudağından öptüğünü, 12.02.2019 tarihinde akşam saat 21.00 sıralarında anne ve babasının sigara içmek için balkona çıktığını, kendisinin ise odasından çıkarak su içmek amacıyla mutfağa gittiğini, tekrar odasına doğru giderken sanığın önünü keserek "Gel buraya." dediğini, elini tutup dudağından öptüğünü, sanığın vücudunun kendisine temas etmediğini, öpme ve elle tutma olayının yaklaşık 5 saniye sürdüğünü, o akşam tehditte bulunmadığını ancak başka zamanlarda "Birine söylersen sigara içtiğini söylerim." şeklinde sözler söylediğini, yine zamanını hatırlamadığı bir gün yatakta yatarken sanığın yanına gelerek sağ memesini sıktığını ve anahtar sesi duyunca hemen kaçtığını, birine söylemesi durumunda sigara içtiğini, sevgilisinin olduğunu ve aslında kendisinin ona yaklaştığını ailesine söylemekle tehdit ettiğini, olayların yaklaşık iki ay kadar önce başladığını, babasının dedesine bir şey yapmasından korktuğundan bir şey söyleyemediğini, sanığın birçok kez okul çıkışına gelip kendisini izlediğini, Sıla ismindeki arkadaşının da bildiğini, annesinin sanığı bu konuda uyarması üzerine sanığın okul çıkışlarına gelmediğini, göğsünü elleme olayının birden fazla kez gerçekleştiğini ve o an evde kimsenin olmadığını ancak dudağından öpmesinin bir kez olduğunu, göğsünü sıkarken "Bunu kimseye anlatma" dediğini, her seferinde ya odada ya da mutfakta kendisini yakaladığını, göğsünü elleme olayının kıyafet üzerinden olduğunu ve en son bir hafta önce evde gerçekleştiğini, kardeşinin o esnada uyuduğunu, anne ve babasının ise televizyon izlediğini, su içtiği esnada sanığın, arkasında durduğunu, bunun dışında sanığın başkaca bir dokunmasının olmadığını, sanıkla aynı evde yaşamak istemediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu, mahkemede; 7 yıldır sanıkla aynı evde kaldıklarını, bir defasında anne ve babasının kendisinden kahve istediğini, kahveyi yaptıktan sonra odasına geçtiğini, o sırada sanığın yanına gelerek memelerini okşayıp dudağından öpmeye çalıştığını, sanığa engel olması üzerine sanığın kızarak dudağını ısırdığını, poposunu elleyip cinsel organına dokunmaya çalıştığını ancak kendisinin buna engel olduğunu, son iki aydır neredeyse her yalnız kaldıklarında sanığın bu davranışlarını tekrarladığını ve sanığın kendisine iftira atacağı korkusuyla anne ve babasına bu durumu söyleyemediğini, sanığın okula gelip kendisini takip ettiğini ve erkek arkadaşlarından kıskandığını söylediğini, kendisinin normalde içki ve sigara kullanmadığını ancak bir defasında arkadaşları yanındayken merak etmesi nedeniyle eline bira aldığını, sanığın da kendisini bu hâlde gördüğünü, yine sanığın, kendisini erkek arkadaşının yanında kıskançlık sebebiyle dövdüğünü, bu olayı gören arkadaşları Semih, Sıla ve Yiğit'in gelecek duruşmada şahit olarak dinlenmesini istediğini, olayları arkadaşı olan Sıla'ya anlattığını ve onun yönlendirmesiyle rehber öğretmenine gittiklerine sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Katılan ... kollukta; yaklaşık 6 yıldır sanık olan babasının kendileriyle birlikte aynı evde yaşadığını, bu durumdan daha önce şüphelendiğini, keza eşiyle balkona sigara içmeye çıktıklarında babası olan sanığın kahve içmek için her zaman geciktiğini, yine sanığın katılan mağdurenin okul çevresine çıkış saatlerinde gittiğini, 12.02 2019 tarihinde ve daha öncesinde bu konuda sanığı uyardığını, sanığın bir defasında katılan mağdurenin erkek arkadaşı olması sebebiyle katılan mağdureye vurduğunu, kızı olan katılan mağdurenin ifadelerine katıldığını, babası olan sanıktan davacı ... şikâyetçi olduğunu, mahkemede: yaşanan olayı görmediğini ancak kızı olan katılan mağdurenin söylediklerinin tamamen doğru olduğunu düşündüğünü, katılan mağdurenin normal arkadaşlıklarının olduğunu, kötü bir alışkanlığının olmadığını,
Tanık ..... mahkemede; katılan mağdurenin sınıf arkadaşı olduğunu, olay günü okul çıkışında katılan mağdurenin gitmek istememesi üzerine sanığın katılan mağdurenin kafasına eliyle vurduğunu, kendilerinin araya girdiklerini ve engellediklerini, cinsel istismara yönelik bir bilgisinin olmadığını, keza katılan mağdure tarafından da kendisine böyle bir beyanda bulunulmadığı,
Tanık ... mahkemede; katılan mağdurenin eğitim gördüğü okulda rehber öğretmen olarak görev yaptığını, katılan mağdureyle iki kez görüştüğünü, katılan mağdurenin ilk görüşmede ailesiyle çatışma içerisinde olduğunu ve evden ayrılmak istediğini belirttiğini, ayrıntılı herhangi bir olay anlatmadığını, 2- 3 gün sonra katılan mağdurenin tekrar görüşme yapmak istemesi üzerine katılan mağdureyle görüştüğünü, katılan mağdurenin ilk görüşmede çok üzgün ve sıkıntılı olduğunu, ikinci görüşmede ise psikolojisinin bozuk olduğunu ve anlatırken ağlamaya başladığını, sanığın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, yalnız kaldığında elle taciz edip dudağından öperek ısırdığını söylediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... kollukta; yaklaşık 7 senedir oğlu olan katılan ..., gelini ve torunu olan katılan mağdure ile birlikte aynı evde yaşadıklarını, 3 gün önce o evden ayrılarak diğer oğlunun yanına yerleştiğini, yaklaşık bir ay önce adını hatırlayamadığı bir kafede çay içerken katılan mağdurenin bir kız arkadaşıyla kafenin önünden geçtiğini ve az ileride 5 erkekle buluşup konser alanına gittiklerini, daha sonra katılan mağdurenin yanındaki kızın ayrıldığını ve katılan mağdurenin 5 erkekle yalnız kaldığını, grubun kendi aralarında şakalaşıp sigara içtiklerini gördüğünü, o sırada katılan mağdurenin sigara içtiğini ve kendisini görmesine rağmen herhangi bir tepki vermediğini, bu olayla ilgili olarak katılan mağdureye bir şey demediğini ancak katılan mağdurenin annesine durumu anlattığını, yine yaklaşık 10 gün önce futbol sahası yakınlarında bir yerde bir kavga olayını yaşandığını, o sırada katılan mağdureyi de kavga edenlerin içinde görünce korumak amacıyla yanına gidip kenara çektiğini, katılan mağdureye hitaben "Kızım sen eve git." dediğini ancak katılan mağdurenin kendisini dinlemediğini ve kavgaya devam ettiğini, bunun üzerine katılan mağdureyi yaralama amacı gütmeden kafa bölgesine bir iki defa hafifçe vurduğunu, daha sonra kavga edenler içerisinden bazı kişilerin kendisine saldırdığını, hatta katılan mağdurenin o grupla birlikte yanından ayrıldığını, kafe önünde katılan mağdureyi gördükten sonra katılan mağdurenin başına herhangi bir iş gelmemesi için birkaç kez onun okul çıkışına gittiğini, sigara ve alkol kullanan katılan mağdurenin bu durumun ailesine söylemesinden korkması sebebiyle kendisine iftira attığını, katılan mağdurenin okul çıkışlarında ve çevrede rahatça gezmek amacıyla kendisini uzaklaştırmaya çalıştığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, sorguda; suçlamaları kabul etmediğini, katılan mağdurenin okul çıkış saatinin 14.30 olduğunu ancak onun saat 16.00'dan önce eve gelmemesi, gece geç vakitlere kadar telefonla konuşması gibi davranışlarına kendisinin müdahale etmesi sebebiyle katılan mağdurenin iftira attığını, mahkemede; suçlamaları kabul etmediğini, katılan mağdurenin erkeklerle uygunsuz ilişkiler içerisine girdiğini, katılan mağdureyi erkek arkadaşlığıyla sarmaş dolaş gördüğünü, yine eczanenin yanında bira ve sigara içerken gördüğünü, babasının katılan mağdureyi döveceğini düşündüğünden kendisinin olaya müdahale ettiğini, maç izlerken bir kavganın yaşandığını, baktığında katılan mağdurenin de kavga edenlerin yanında olduğunu gördüğünü, bunun üzerine katılan mağduriyi uyardığını ancak katılan mağdurenin kavgaya devam etmesi üzerine ona iki kez tokat attığını, katılan mağdurenin, kendisine evden uzaklaştırmak amacıyla böyle bir iddiada bulunduğunu, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Hukuki Açıklamalar
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Katılan mağdurenin, aynı evde yaşadığı dedesi olan sanık tarafından kendisine nitelikli cinsel istismar boyutuna varmayan eylemlerinin olduğunu iddia ettiği, sanığın ise aşamalarda suçlamaları kabul etmediği anlaşılan olayda;
Katılan mağdurenin, sanığın eylemlerine ilişkin aşamalarda değişen ve birbiriyle çelişen beyanlarının olmasına karşın sanığın tüm aşamalarda suçlamaları inkâr etmesi, intikal tarihinden önce katılan mağdurenin sanık tarafından dövüldüğüne ilişkin taraflar arasında husumete yol açacak bir durumun meydana gelmesi, katılan mağdurenin mahkemede olayı arkadaşı olan tanık Sıla'ya anlattığını ve onun yönlendirmesiyle olayın intikalinin gerçekleştiğine ilişkin beyanına karşılık, tanık Sıla Çoban'ın mahkemede cinsel eylemlere ilişkin bir bilgisinin olmadığını belirtmesi hususları bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde; katılan mağdurenin somut delillerle desteklenmeyen soyut ve çelişkili beyanları dışında sanığın katılan mağdureye yönelik çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp katılan mağdurenin iddiasının şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme hükmünün, sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olduğu görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ve 148-201 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.01.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.