"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "tesbite itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Kadastro Mahkemesince görevsizliğe dair verilen 12.3.1999 gün ve 1992/367 E- 1999/57 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 1.10.1999 gün ve 1999/3487-4418 sayılı ilamı ile; (...Kadastro sırasında 3385 parsel sayılı 4198 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayanılarak hazine adına tesbit edilmiş, Ahmet oğlu Hulusi Y.. ile Numan oğlu Mehmet Ş..'nın işgalinde olduğu beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Davacılar Mehmet Ş.. ve Hulusi Y.. satın almaya ve zilyetliğe dayanarak hazineyi hasım göstermek suretiyle 3985 sayılı parsel hakkında dava açmışlar, taşınmazın kuzeyde kalan yarısının Hulusi Y.., güneyde kalan yarısının ise Mehmet Ş.. adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Yargılama sırasında parsel numarasını yanlış gösterdiklerini aslında 3385 sayılı parsel hakkında davacı olduklarını belirtmişlerdir. Mahkemece 3985 sayılı parsel ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmiş olduğundan bu parsel hakkında karar verilmesine yer olmadığına; 3385 sayılı parsel hakkındaki davanın ise görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıların önce 3985 parseli dava konusu olarak gösterdikleri, daha sonra dava konusu 3385 parseli dava ettiklerini ve dilekçelerinde yanlış parsel numarası gösterildiği 3 rakamı yerine 9 rakamının yazıldığı oysa, 3985 parsel sayılı taşınmazın Mehmet K.. adına tesbit edildiği, böylece 3385 sayılı parsel hakkındaki tutanağın itiraz ve davadan önce kesinleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı taraf Hazineyi davalı olarak hasım göstermiştir. Gerçekten davacının dava etmek istediği 3385 parsel sayılı taşınmaz hazine adına tesbit edilmiş; şagilinin de davacılar olduğu tutanak içeriğinde açıklanmıştır. Şu hale göre davacı taraf hasmı doğru göstermiştir. Hal böyle olunca davacıların dava konusu ettikleri taşınmazın 3385 parsel olduğunun ve hasmıda doğru gösterdiklerinin kabulü gerekir. Bu durumda somut olayda HUMK.nun 185/2 ve 83 ve devamı maddelerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Parsel numarasındaki yanlışlığın düzeltilmesi davanın konusunun değiştirilmesi yada çoğaltılması olarak kabul edilemez. Bu nedenlerle davaya bakılması gerekirken yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 15.11.2000 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.