"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "ortaklığın giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka 2.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 14.9.2000 gün ve 1998/270 E- 2000/994 K. sayılı kararın incelenmesi dahili davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 12.12.2000 gün ve 2000/10376-10558 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Dahili Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Direnme kararı davalılardan EÜ'e Tebligat Kanunu'nun 21. Maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, yapılan işlem usulüne uygun değildir. Tebligat belgesinde aynen" adrese gidildi. Adresin kapalı olması sebebiyle Tebligat Kanunu'nun 21.Maddesine göre işlem yapılarak mahalle muhtarı Vedat U.. imzasına tebliğ edildi. 2 nolu örnek doldurularak muhatabın kapısına yapıştırıldı. Komşusu Jale Y.. haberdar edildi" şeklinde açıklama yapılmış, evrakın teslim edildiği muhtarın imzası alınmıştır.
Adresinde bulunamayan kişilere tebligatın hangi şekilde yapılacağı, Tebligat Kanunu'nun 21 ve Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddelerinde açıklanmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre, kendisine tebliğ yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de oldukça en yakın komşulardan birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Tebligat Tüzüğünün 28.maddesinin l.fıkrası uyarınca da tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden ve yahut zabıta amir veya memurlarından soruşturarak, vaki olacak beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması gerekir. Bu yön Tebligat Kanunu' nun 23 ve Tüzüğün 33.maddelerinde de ayrıca vurgulanmıştır. Davalı Erdoğan Ünver'e yapılan tebligatın bu kurallara uygun bulunmadığı açıktır. Zira, yukarıda açıklandığı üzere tüzükte belirtilen kimselerden gerekli soruşturmanın yapılıp yapılmadığı tebliğ mazbatasında belirtilmemiş, böylece bu yönler onamsız kalmış; tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, tebliğ memuru tarafından yazılan beyan, onun mücerret sözünden ibaret kalmıştır. Bu durumda,direnme kararının anılan davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur. Değinilen eksikliğin tamamlanması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme kararının davalı EÜ'e usulüne uygun şekilde tebliği; temyiz süresinin beklenmesi, verildiği takdirde temyiz dilekçesi alınarak işleme konulması, daha sonra iadesi için dosyanın mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE 18.4.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.