Logo

Hukuk Genel Kurulu2007/11-934 E. 2007/945 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ciro edilen bononun karşılığının ödenip ödenmediği ve davacıların istirdat talebinde bulunup bulunamayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı, bononun şirket hisse devri karşılığı düzenlendiğini savunmuş, mahkemece ise bononun karşılığının ödendiğinin kabulüyle istirdat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay ise, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olması ve ispat yükünün davacı tarafta olması sebebiyle, davacının senedin karşılıksız olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuş, yerel mahkemenin direnme kararı üzerine, Hukuk Genel Kurulu, Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiğinden bahisle direnme kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 20/02/2007

NUMARASI : 2006/380-2007/33

Taraflar arasındaki “istirdat-alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 1.7.2004 gün ve 2000/598 E. 2004/327 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 12.5.2006 gün ve 2006/4138 E. 2006/5583 K. sayılı ilamı ile, (....Davacılar vekili, davalı ile davacı M..’in diğer davacı şirketin yönetim kurulu üyesi iken, davacı şirkete diyaliz makinesi almak üzere teminat amacı ile davacılar tarafından açık bono keşide edildiğini, ancak teminata gerek olmadığının satıcı firma tarafından bildirilmesi üzerine boş senedin davalı elinde kaldığını, davalının 61.000 USD bedelli olarak doldurduğu bu senedi takibe koyduğunu, cebri icra tehdidi altında ödeme yapıldığını, davalının açılan ceza davasında bu senedi 280 hisse karşılığı aldığını beyan ettiğini, oysa 280 adet hisse bedelinin 7.000.000.000.-TL olduğunu belirterek, ödedikleri 29.000.000.000.- TL.nın 11.08.1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, 280 adet hisse bedelinin 7.000.000.000.-TL olduğuna anlaştıkları halde, davalının davacılardan fazla para tahsil ettiği belirtilerek, 2.632.730.000.-TL.nin davacı M..’e, 18.670.542.900.- TL.nin davacı şirkete verilmek üzere toplam 21.303.272.900.-TL.nin 11.08.1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan istirdadına karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemiz’ce onanmıştır.

Davalı vekili, bu kez karar düzeltme istemiştir.

Dava, istirdat istemine ilişkin olup, davalı taraf dava konusu senedin teminat amacıyla değil, şirket hisse devri nedeniyle düzenlendiğini savunmuştur. Takibe konu yapılan senet kambiyo senedi niteliğinde olup, bu niteliği gereği de kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olduğundan senedin karşılıksız olduğunu senet borçlusunun kanıtlaması gerekir. Düzenlenen hisse devir sözleşmesinde hisse bedelinin ödendiğinin yazılı olması da senedin karşılıksız olduğu anlamına gelmez. Davalı alacaklının Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2000/63 - 3365 sayılı dosyasındaki ifadesinde de senedin teminat senedi olduğu ve bu fonksiyonun da sona erdiğine ilişkin bir ibareye rastlanmamıştır. Aksine davalı anılan beyanında senedin şirket hisse devri karşılığı düzenlendiğini belirtmiştir. Bu itibarla, mahkemece isbat külfeti kendisinde bulunan davacı tarafın senedin karşılıksız olduğunu kanıtlayamadığı, davaya konu senet karşısında, Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/350 Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunun bu davada delil olarak kabul edilemeyeceği nazara alınarak, neticesine göre bir karar verilmek gerekirken, anılan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve davalı vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 2004/12542 Esas, 2005/11624 Karar ve 29.11.2005 tarihli onama ilamının ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.