"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2007
NUMARASI : 2007/11 E-2007/83 K.
Taraflar arasındaki “tespite itiraz“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.06.2006 gün ve 2004/16 E- 2006/58 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 25.12.2006 gün ve 2006/16166-18171 sayılı ilamı ile; (...Kadastro sırasında, ..... Köyü 101 ada 290 parsel sayılı 202935,24 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, daha önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalması nedeniyle tutanak düzenlenmeden 3402 sayılı yasanın 22/son maddesi gereğince tapu siciline aktarılmıştır. Davacı R. Ş., bu taşınmaz içinde kendisine ait 14000 m2 yüzölçümünde Temmuz 1993 tarih 1 noda tapuya kayıtlı tarlası kaldığını, bu kısmın tespitinin iptali ile tarla niteliğiyle adına tescili iddiasıyla dava açmıştır.Mahkemece davanın kabulüne, 19.9.2005 tarihli krokide 101 ada 290 parselin (A)=14000 m2 lik kısmının davacı R. Ş. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine,Orman Bakanlığı ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,orman kadastrosuna itiraz, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1744 sayılı Yasaya göre 6.6.1981 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2.madde uygulaması bulunmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tespit tutanağı düzenlenmeden 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince orman olarak tapu kütüğüne aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı taşınmaz hakkında, kadastro tutanağı düzenlenmemiş, sadece 1981 yılında kesinleşen orman kadastrosunun tapu kütüğüne aktarılması ile yetinilmiştir. Dava tapu kaydına dayalı orman kadastrosunun iptali ile birlikte tapu iptali ve tescile ilişkin olduğundan, orman kadastrosunun kesinleştiği tarih gözönünde bulundurulduğunda hak düşürücü süre çoktan geçmiştir. Diğer taraftan; 3402 sayılı Yasanın 22.2.2005 gün ve 5304 sayılı Yasa ile değişik 14.maddesi ile 3402 sayılı Yasanın 45.maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmeyen hükümleri de yürürlükten kaldırılmış olduğundan böyle bir davanın dinlenme olanağı dahi bulunmamaktadır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, dava konusu taşınmazın köyde yapılan kadastro tespiti sırasında, 290 no’lu orman parseli olarak tespit edildiğini, oysa ki taşınmazın daha önce 6831 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca orman vasfını yitirdiği gerekçesiyle orman dışına çıkarıldığını; Devlet tarafından ilk tapunun verildiği 1955’den beri tarla olarak kullanıldığını ileri sürerek;tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak kadastro tespitinin iptali ile adına tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Hazine, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü vekilleri davanın reddini cevaben bildirmişler, davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tahdit dışına çıkarıldığı 1981 yılından itibaren davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
İddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede, tespit tarihinden önce, 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2.maddesi hükmü uyarınca orman sınırlarında değişiklik yapıldığı, dava konusu taşınmazın tahdit dışına çıkarıldığı, bu işlemin 6.6.1981 tarihinde ilan edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesi hükmü uyarınca, taşınmazın içinde bulunduğu alanın, 290 parsel numarası altında, orman niteliği ile tapu kütüğüne aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Zaman bakımından kadastro mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen 3402 sayılı Yasanın 26.maddesine göre mahkemenin yetki ve görevi, taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Kadastro mahkemesinin davayı görebilmesi için dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmesi ve yasal süre içerisinde dava açılmış olması gerekir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir.
O halde, bütün bu maddi ve hukuki olgulara göre, dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden, davanın genel mahkemede görülmesi zorunluluğu karşısında direnme hükmü, işin esasına girilmeksizin görev noktasından bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının Orman Genel Müdürlüğüne geri verilmesine, 28.11.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.