Logo

Hukuk Genel Kurulu2007/21-870 E. 2007/898 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Kurum'un, davacının yaşlılık aylığı bağlanması talebini, gecikme zammı borcu gerekçesiyle reddetmesi üzerine açılan tespit davasında, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasal sosyal güvenlik hakkının önemi, davacının gecikme zammı borcunun düşük miktarı, davalı kurumun uyarı yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve borcun yargılama aşamasında ödenmiş olması gözetilerek, direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya 1.İş Mahkemesi

TARİHİ : 26/062007

NUMARASI : 2007/381 Esas 2007/695 Karar

Taraflar arasındaki “tesbit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 1.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.09.2005 gün ve 908 E- 525 K. sayılı kararıı incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 05.02.2007 gün ve 2006/18006 - 2007/1241 sayılı ilamıyla; ("...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı Kurumun aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı, Kurumca kabul edilmeyen 20.04.1982-22.03.1985 tarihleri arasındaki dönemde, 1479 sayılı Yasaya tabi Bağ-Kur sıortalısı olduğunun ve tahsis talep tarihi olan 30.07.2003 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, istemin kabulüne karar verllmiş ise de yaşlılık aylığına ilişkin varılan bu sonuç dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun bulunmamaktadır.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın 35.maddesinin (a) bendine göre, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için; yazılı talepte bulunmak ve talepte bulunulduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak koşuldur. Davacının, tahsis talep tarihi itibarıyla 2.517.987,00 TL gecikme zamlı borcunun bulunduğu dosya içerıindeki hesap özetinden anlaşılmaktadır.

Mahkemece, davacının gecikme zammı borcu bulunduğu gözardı edilerek yazılı şekilde davacıya 01.08.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektığinin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, davalı Kurumca değer verilmeyen 1982-1985 devresindeki sigortalılığın geçerli olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.

Belirtilen devredeki sigortalılığın geçerli bulunduğu yapılan yargılama sonucunda belirlenmiş olup, bu husus uyuşmazlık konusu değildir.

Sosyal güvenlik hakkı, Anayasamızca güvenceye bağlanmış temel insan hakları arasında yer almaktadır. Anayasanın 60.maddesi ile Devlet, sosyal güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri almak ve teşkilatı kurmakla görevlendirilmiştir.

Sosyal güvenlik hakkının tanımlanan niteliği karşısında, bir ekonomik değer oluşturmayan 2,51 YTL. gecikme zammı borcu gerekçe gösterilerek, davacının yaşlılık aylığından 5 yıl gibi uzun bir süre mahrum bırakılması hakkaniyet kurallarıyla bağdaşmamaktadır.

Kaldı ki, sosyal güvenliğe ilişkin hakları ve yükümlülükleri hatırlatmak, sigortalıları en kısa sürede bilgilendirmek, onları uyarmak da davalı Kurumun görevleri arasında bulunup, makul süre içerisinde yapılmış bir uyarının da olmadığı görülmektedir. Ayrıca belirtilen borcun yargılama sırasında ödendiği de saptanmaktadır.

Belirtilen bu maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanun'unu değiştiren 3165 sayılı Kanun gereğince kurumdan harç alınmasına gerek olmadığına, 28.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.