"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.4.2005 gün ve 2003/442 E. 2005/211 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28.2.2006 gün ve 2005/14356 E. 2006/1460 K. sayılı ilamı ile,
(...Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, davalı Şerife Süngü'nün kayınbiraderi olup; davalılar adına kayıtlı gayrimenkul üzerindeki binada ikinci katta bulunan dairenin müvekkili tarafından inşa edildiğini; ayrıca, bina depremde hasar gördüğünden güçlendirme ve diğer tadilatlar için masraf yaptığını, inşaatın tüm korkuluklarının ve dükkan katının kepenklerinin, davalıların oturduğu dairenin elektrik ve su tesisatının, ahşap doğramalarının ve dükkan iç sıvasının müvekkili tarafından yapıldığını iddia ederek; toplam 41.278.837.000 TL'nın davalılardan müşterek ve müteselsilen faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili dilekçesi ile; davacının Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptali davasında bedelin tazminini de talep ettiğini ve davanın red edilerek kesinleştiğini savunarak, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; "tüm dosya kapsamına göre, red ile sonuçlanıp kesinleşen davada bina değerinin de dava edilmiş olması, dayanılan belgelerin ancak kullanmayla ilgili bir anlam taşıyabilmesi, davacının red kararı gerekçesinde de belirtildiği gibi yapım tarihindeki yaşı davalıların özel durumlarına bağlı aile yapısı, bu konuda yanlışta olsa yerleşmiş toplumsal bakış, dosyalar kapsamı birlikte değerlendirildiğinde subut bulmayan davanın kesin hüküm ve kesin delil nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır" gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir
Ancak, taraflar arasında görülen ve red ile sonuçlanıp kesinleşen tapu iptali ve tescil davasında; davacı, dava konusu arsayı; davalıların murisi olan kardeşi Salih ile birlikte satın aldıklarını ve arsa üzerindeki binayı yine müşterek inşa ettiklerini iddia ederek; taşınmazın ½ payının tapusunun iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu davada ise; binanın ikinci katının kendisi tarafından yapıldığını iddia ederek yaptığı masraf bedeli ile, binanın genelinde yaptığı zorunlu ve faydalı giderlerin bedelini talep etmektedir.
O halde, önceki davanın konusu ile bu davanın konusu farklılık arzetmekte olup, kesinleşen önceki davada verilen karar bu dava yönünden kesin hüküm teşkil etmez.Mahkemece davacının iddiası doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek; oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken; davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.