Logo

Hukuk Genel Kurulu2007/6-106 E. 2007/102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinde yer alan muacceliyet şartı gereğince, bir aylık kiranın ödenmemesi durumunda sonraki ayların kiralarının da muaccel olup olmadığı ve bu durumda temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinde, bir aylık kiranın ödenmemesi halinde dönem sonuna kadar olan kiraların muaccel olacağı kararlaştırılmış olup, davalı kiracının Mayıs ayı kirasını ödemediği için sonraki ayların kiraları da muaccel hale geldiği ve bu muaccel hale gelen kiraların ödenmemesi nedeniyle davalı kiracının temerrüde düştüğü gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması, tahliye davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 2.İcra Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.4.2006 gün ve 2005/1166-2006/626 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 8.6.2006 gün ve 2006/4533-6591 sayılı ilamı ile,(...Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi sırasında düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden tahliye isteminin reddine karar verilmiş karar tahliye yönünden davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.

Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 15.05.2005 başlangıç tarihli sözleşme konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümü 2.maddesinde " herhangi bir ayın kirası ödenmediği takdirde dönem sonuna kadar bütün kiraların muaccel olacağı" kararlaştırılmıştır. Bu koşul geçerli olup tarafları bağlar. Sözleşmenin 1.sayfasında kira paralarının ödenmesi bölümünde kiranın her ayın 20'sinde peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre Mayıs ayı kirası ayın 20'sinde ödenmelidir. Davalı savunmasında sözleşmenin varlığını kabul etmekle birlikte kira parasının kiranın işledikten sonra ödenmesi hususunda, sözlü olarak anlaştıklarını savunmuş ise de uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Buna göre; Mayıs 2005 kirasının sözleşmede kararlaştırılan sürede ödenmemesi nedeniyle muacceliyet koşulu gerçekleşmiş, muaccel olan aylara ait kiraların verilen sürede ödenmemesi sebebiyle de temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Bu durumda mahkemece temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; taraflar arasındaki kira sözleşmesinde her bir ayın kira parasının ait olduğu ayın 20'sinde peşin ödeneceğinin, herhangi bir ayın kira parası zamanında ödenmediği takdirde, dönem sonuna kadar geçecek diğer aylara ait kira paralarının da muaccel hale geleceğinin açıkça belirtilmiş olmasına, tacir olan davalı/borçlu kiracının 2005 yılı Mayıs ayı kira parasını 20.05.2005 tarihinde ödemediğinin çekişmesiz bulunmasına; bu durumda, sözleşmedeki muacceliyet hükmü gereğince, dönem sonuna kadarki tüm ayların kira paralarının muacceliyet kazanmış ve takip talepnamesinde, 2005 yılı Mayıs ayı kirasıyla birlikte, muaccel hale gelen kira paralarının da ödenmesinin istenilmiş olmasına; ödeme emrinde verilen 30 günlük yasal süre içerisinde salt anılan aya ait kira parasını ödemesinin davalıyı temerrüde düşmekten kurtarmaya yeterli bulunmamasına, muacceliyet kazanan kira paralarını söz konusu yasal süre içerisinde ödememesi nedeniyle temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulünde zorunluluk bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.3.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.