"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2007
NUMARASI : 2007/109-2007/306
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.4.2004 gün ve 2002/623-2004/563 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30.1.2006 gün ve 2005/9129-623 sayılı ilamı ile, (...Davacı banka icra takibinde 122.428.40 DM asıl takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 241.803.68 DM, 78.023.46 USD asıl takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 155.954.91 USD talep etmiştir. Davadaki açıklamasında işlemiş faizin başlangıç tarihinin 30.6.1994 olduğunu bildirmiştir.
Bu durumda mahkemece 30.6.1994 tarihi ile temerrüt tarihi olan 24.5.1995 arasında asıl alacağa akdi faiz uygulanıp bu dönem için bulunacak akdi faiz alacağa eklenerek asıl alacak+akdi faiz toplamına temerrüt tarihinden itibaren takip tarihine kadar temerrüt faizi yürütülerek takip tarihindeki toplam alacağın saptanması ve takipten sonrası için BK.nun 104/son maddesine aykırılık oluşturmayacak biçimde hüküm kurulması gerekirken, sadece temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki temerrüt faizi hesaplanıp akdi faizi gözetmeyen bilirkişi raporlarına göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken 9.6.2005 tarih 10495-6395 sayılı ilamda gösterilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.