Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/4-48 E. 2008/42 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, birbiriyle bağlantılı yayınların ayrı ayrı mı yoksa birlikte mi değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Birbirini izleyen ve aralarında kısa süre bulunan yayınların tek bir olay olarak değerlendirilmesi ve yayınların tamamının davacıya yönelik haksız bir saldırı oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 31/05/2007

NUMARASI : 2007/54-2007/203

Taraflar arasındaki “manevi tazminat“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 17.4.2003 gün ve 2002/660 E. 2003/310 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 7.6.2004 gün ve 2003/13703 E. 2004/7329 K. sayılı ilamı ile, (...Dava basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı 28.6.2002, 4.7.2002 ve 12.7.2002 tarihli birbirini izleyen üç yayın birlikte incelendiğinde kendisiyle ilgili olduğunun belli olduğu ve yayındaki gerçek dışı iddiaların kişiliğine zarar verdiğini iddia etmektedir. 28.6.2002 tarihli yayında hiçbir isim verilmeden bir bakan ile özel kalem müdürü arasındaki gizli ilişkinin bakanın eşi tarafından öğrenilerek makamında olay çıkarıldığı anlatılmıştır. Bundan kısa süre sonraki 4.7.2002 ve 12.7.2002 tarihli yayınlarda davacın adı ve görevi ile bakanla olan yakın ilişkileri konu edilmiştir. Her ne kadar ilk yayında davacı veya bakanın ismi geçmemişse de takip eden kısa süre sonraki iki yayınla birlikte değerlendirildiğinde davacı ile bakanın kastedildiği anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece her bir yayının ayrı ayrı değerlendirilmiş olması yayınlar arasındaki zamanın azlığı ve anlatılan konunun özelliklerine uygun değildir. Böylece tüm yayınların bir arada değerlendirildiğinde davacının yanında görev yaptığı bakanla arasında gizli ilişkiler olduğunun anlatıldığı görülmektedir. Dava dosyasında bu iddianın doğru olduğunu gösteren bir delil bulunmadığına göre davacının kişilik haklarına hukuka aykırı biçimde zarar verilmiştir. Bu nedenle manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.