Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/4-574 E. 2008/557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gazetede yayımlanan bir haberin başlığında kullanılan “şarapçılar” ifadesinin kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Söz konusu haberde geçen ifadenin, haberin bütünü dikkate alındığında, hakaret kastıyla kullanılmadığı, kamuoyunu bilgilendirme amacı taşıdığı ve eleştiri sınırlarını aşmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 09/10/2007

NUMARASI : 2007/233-2007/224

Taraflar arasındaki “manevi tazminat " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 6. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.6.2005 gün ve 2004/234 E. 2005/262 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24.11.2006 gün ve 2005/13465 E. 2006/12844 K. sayılı ilamı ile, (...Dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan doğan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasanın 28 ve devamı maddelerinde düzenlenen haber verme ve eleştirme hakkının kabul edilebilmesi için, açıklama veya eleştiriye konu olan haberin gerçek ve güncel olması, açıklamasında kamu ilgi ve yararının bulunması, açıklama biçimi ile konusu arasında düşünsel bir bağın olması gerekmektedir. Düşünce özgürlüğü ve dolayısıyla eleştiri demokratik toplumlarda vazgeçilmez bir değerdir. Topluma mal olan kişilerle siyasal ve idari yaşam içinde yer alan kişilerin geçmişleri, davranışları, alışkanlıkları, yaşam tarzları, kişilikleri toplumu ilgilendirmektedir. Halkın, bu kişileri yakından tanımaya hakları vardır. Bu tanıma kitle iletişim araçlarında yer alan haber, yorum ve eleştirilerle olacaktır.

Haber verme ve eleştiri hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığının saptanması için, yazıda yer alan birkaç sözcük tek başına ele alınmamalı, yazı bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Yazının tümü dikkate alınarak, bu akış içerisinde eleştirilen kişiyi küçük düşürücü değer yargısında bulunulup bulunulmadığı araştırılmalıdır.

Öte yandan, okuyucunun ilgisini çekebilmek amacıyla haberi uygun sözlerle süslemek, ilginç biçime getirmek ve kamuoyunu aydınlatmak basının hakkı ve görevidir.

Somut olayda; ....gazetesinin 04.09.2003 tarihli nüshasındaki "Şarapçılar ortaya çıktı" başlıklı yazıda, Teke Tek Programı sunucusu F. A.'nın Başbakan R.T. E. ile yaptığı canlı yayında Başbakan'ın iki adamıyla beraber olduğunu, birlikte şarap içtiklerini ve Başbakan'ın dedikodusunu yaptıklarını dile getirmesi üzerine Star gazetesinin bu iki kişiyi araştırdığı ve program spikeri ile içki içen kişilerin AKP milletvekili ve Başbakan danışmanları olan E.B.ile Ö.Ç.in olduklarını belirledikleri yazılmıştır. Mahkemece haber hukuka uygun görülmesine rağmen haber başlığında kullanılan "şarapçılar" sözünden dolayı kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilmiştir. Haber bir bütün olarak incelendiğinde, başlığındaki "Şarapçı" kelimesinin somut olayda ayyaş, her akşam alkollü içki içen anlamında değil Teke Tek programında sözü edilen olay kastedilerek "şarap içen kişi" anlamında kullanıldığı görülmektedir. Haberin yayınlandığı tarih itibariyle davacılar E. B.ve Ö. Ç. kamuoyu tarafından yakından izlenen siyasi kişilerdir. Kamuoyuna duyurulması amacıyla haber başlığının bu şekilde sunulmasında kişilik haklarına saldırının varlığından söz edilemez. Dava konusu yayının hukuka uygun olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı S. A. vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:Davalı S. A. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.