Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/4-829 E. 2009/44 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Doktorların tedavi sırasındaki kusurlarından dolayı hastanın ölümü üzerine açılan tazminat davasında husumetin idareye karşı mı yoksa doktorlara karşı mı yöneltilmesi gerektiği.

Gerekçe ve Sonuç: Doktorların eylemlerinin idari görev kapsamında mı yoksa kişisel kusurlarından mı kaynaklandığının belirlenmesi gerektiği, dava dilekçesindeki iddiaların kişisel kusura dayandığı ve bu nedenle öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “

“maddi ve manevi tazminat”

” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 26.Hukuk Mahkemesince davanın yargı yolu sebebiyle husumet yönünden reddine dair verilen 08.11.2006 gün ve 1999/780 E-2006/336 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 13.03.2008 gün ve 2007/4113-2008/3292 sayılı ilamı ile;

(...Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesinde, doktor olan davalıların tedavi sırasındaki tedbirsizlik ve dikkatsizlikleri sonucu davacının oğlunun ölümüne neden oldukları iddia edilerek tazminat istenilmiştir. Mahkemece, Anayasa’nın 129/5 maddesi ve 657 sayılı Kanun’un 13/1 maddesi hükümleri uyarınca, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Anayasa 129/5 maddesi ve 657 sayılı Kanun’un 13/1 maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği benimsenmiştir.

Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp; idari yetkilerin kullanılma alanı ile, diğer bir ifade ile, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde; kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Somut olayda, davalıların açıkça kişisel kusurlarına dayanılmıştır. O nedenle, anılan anayasa ve yasa hükümlerinin göz önünde tutulabilmesi söz konusu değildir. Mahkemece, işin esasının incelenmesi yerine, anılan biçimde karar verilmiş bulunması, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, Anayasanın 129/5.maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunmasına; dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalıların salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekmesine; Hukuk Genel Kurulu’nun 15.11.2000 gün ve E:2000/4-1650 K:2000/1690; 26.09.2001 gün ve E:2001/4-595 K:2001/643; 29.03.2006 gün ve E:2006/4-86 K:2006/111; 20.09.2006 gün ve E:2006/4-526 K:2006/562; 17.10.2007 gün ve E:2007/4-640 K:2007/725; 31.10.2007 gün ve E:2007/4-800 K:2007/797; 20.02.2008 gün ve E:2008/4-156 K:2008/140 sayılı ilamlarında da aynı ilkenin benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 04.02.2009 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.