Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/6-566 E. 2008/565 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Direnme kararında usule ilişkin hükümlere aykırılık bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturması ve HUMK'nun 388. maddesinde belirtilen usule aykırı hareket etmesi gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "itirazın iptali ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 6.6.2007 gün ve 2005/2038 E-2007/710 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 6.Hukuk Dairesi'nin 1.11.2007 gün ve 2007/8917-11495 sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN :Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, itirazın iptali ve tahliye isteğine ilişkindir.

Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.

Öte yandan Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu'nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415 sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).

Ceza Genel Kurulu'nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu'nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).

Somut olayda da kısa kararda, “

“Önceki kararda ısrar ile sabit olmayan itirazın iptali ve tahliye davasının reddine”

” şeklinde hüküm kurulmasına rağmen,gerekçeli kararda " Önceki kararda ısrar ile sabit olmayan itirazın iptali ve tahliye davasının reddine; asıl alacak 3.300,00 YTL'nin %40'ı oranında tazminatın davacı taraftan alınarak,davalıya verilmesine”

” denilmiştir. Görüldüğü üzere kısa karar ile gerekçeli kararda çelişki oluşmuştur.

O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 24.9.2008 gününde oy birliği ile karar verildi.