Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/7-17 E. 2008/46 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, birbiriyle bağlantılı diğer davalarla birlikte yargılama yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı adına tespit edilen taşınmazlarla ilgili diğer davalarla dava konusu taşınmazlar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması ve bir davada verilecek hükmün diğer davayı etkileyecek olması, davaların birleştirilmesini zorunlu kıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Karadeniz Ereğli Kadastro Mahkemesi

TARİHİ : 21/03/2007

NUMARASI : 2006/129-2007/66

Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karadeniz Ereğlisi Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.4.2006 gün ve 2005/15 E. 2006/46 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 6.10.2006 gün ve 2006/3112 E. 2006/3082 K. sayılı ilamı ile, (...Kadastro sırasında ..ada .. ve .. parsel sayılı sırasıyla 2379,66 m2 ve 2621,11 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar pay satın almaya, ölünceye kadar bakma akdine, paylaşmaya, pay bağışına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı A..A..adına tesbit edilmiştir.

Davacı R..ve E..A.. tapu kaydına dayanarak dava açmışlardır.

Mahkemece davanın reddine, taşınmazların tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre Yüksek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.3.2004 günlü 2004/123-2772 E.K. sayılı ilamlarında duraksamaya meydan vermeyecek biçimde vurgulandığı üzere, dava ve temyize konu 128 ada 92 ve 94 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davaların ..ada .., .. ada .., ..ada .., .. ada .., .. ada ..parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davalarla birlikte çözümlenmesinin gerektiği açık bir anlatımla; dava dosyalarının birleştirilmesinin gerektiği vurgulanmıştır.

Öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğer davanın sonucunu etkileyeceğinin anlaşılması halinde davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davaların birleştirilmesi zorunlu olup, bu olgu dava ekonomisine uymanın ve sağlıklı sonuca varmanın temel koşuludur. Sözü edilen Yüksek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin ilamında da davacıların az yukarıda parsel sayıları belirtilen taşınmazlar hakkında dava açtıkları saptandığına göre bir başka deyişle davacılar arasında taraf birlikteliğinin bulunduğu belirlenmiştir.

Ne varki mahkemece bu olgu göz ardı edilerek işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.