Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/8-324 E. 2008/328 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapulu bir taşınmazın sözlü satışına dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: Tapulu taşınmazların devrinin resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu ve sözlü satışların hukuki sonuç doğurmadığı, davacıların ise mülkiyet iddiasını sözlü satışa dayandırdığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 11/12/2007

NUMARASI : 2007/259-2007/467

Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.02.2006 gün ve 2005/58-39 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 14.05.2007 gün ve 2066-2912 sayılı ilamı ile; (...Davacılar, murisleri A..L..in 1971 yılında dava konusu ..ada .. parsel numaralı taşınmazı davalıların murisi S.. G..’tan haricen satın almış olmasına dayanarak tapu iptali tescil isteğinde bulunmuşlardır.

Davalıların murisi S..G.. dava konusu taşınmazın geldisi olan ..ada ..numaralı parselde 28.9.1968 tarihinde 1/6 hisseyi satın almak suretiyle malik olmuştur. Dava konusu .. ada ..numaralı parselin geldisi olan ..ada ..numaralı parsel 5.3.1934 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 5.3.1935 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. İlk maliki Ç...ölü H..M..’dır. Bu kişiden miras yoluyla intikal ve satışlar sonucunda davalıların murisi S...G..1/6 hisse sahibi olmuştur. 2981 sayılı Kanunun 3290 sayılı Kanunla değişik 10/b maddesine göre yapılan çalışma sonucu dava konusu 1788 ada 2 numaralı parsel oluşmuştur. 2981 sayılı Kanunun amacı imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki tüm yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama esaslarını belirlemektedir.2981 sayılı Kanunun 10/b maddesi de üzerinde İmar Mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa veya arazilerde, kişilerin hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak kadastrosu tamamlanmış yerlerde Kadastro Müdürlüklerince kanunla verilen yetkiler kullanılarak hak sahipleri adına yeniden tescil amaçlanmıştır. Mevcut olan mülkiyet durumu ve mevcut hakların aksine bir düzenleme amaçlanmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun amacı; memleketin kadastral, topografik haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmektir. Hukuki durumları Kadastro Kanunlarınca belirlenen yerlerle ilgili mevcut mülkiyet durumu aynen korunmuş olmasına rağmen 2981 sayılı Kanuna göre imar düzenlemesi yoluyla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/b maddesinin olaya uygulanmasını düşünmek doğru değildir.

Ayrıca dava konusu ..ada .. numaralı parsel, 2981 sayılı Kanunun 10/b maddesine göre yapılan kadastro çalışmalarından önce de ..ada ..numaralı parsel olarak tapuda kayıtlı bir yerdir. Davalıların murisi S...yukarıda açıklandığına göre 1968 yılında pay satın alarak tapuda malik olmuştur. Kural olarak tapulu taşınmazların satış ve devirleri TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60/3 ve 89.maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuki sonuç doğurmazlar. Yapılan bu tür satışlar mutlak butlanla batıl (yok hükmünde) sayılmaktadır. Davacılar, sözlü satışa dayanmaktadırlar. Az önce açıklandığı gibi, yapılan bu satış taşınmazın tapulu olması nedeniyle mutlak butlanla batıl olup, geçerli hiçbir hukuki sonuç doğuramayacağından davacıların tapu iptali ve tescil isteğinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/b maddesi hükümlerine göre reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

Ancak davacılar terditli bir biçimde istekte bulunmuş tapu iptali tescil davası lehlerine sonuçlanmadığı taktirde TMK.nun 724. (MK.650) maddesine göre tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece bu konuda da deliller toplandığına göre bu deliller değerlendirilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.03.2006 gün ve 2006/14-46 Esas, 2006/47 Karar sayılı ilamında da bu görüşün aynen benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 16.04.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.