Logo

Hukuk Genel Kurulu2009/12-436 E. 2009/487 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmi şahıs borçluya yapılan ödeme emrinin tebliğinin Tebligat Kanunu'na uygun olup olmadığına ilişkin şikayetin kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmi şahıslar için Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligatta, tebliğ memurunun Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesindeki koşulları araştırma yükümlülüğü bulunmadığı ve tebligatın usulüne uygun yapıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul Beşinci İcra Hukuk Mahkemesi)'nce şikayetin kabulüne dair verilen 04.12.2007 gün ve 2007/1593-1300 sayılı kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 06.03.2008 gün ve 2008/1525-4254 sayılı ilamı ile;

(...Borçlu hakkında yapılan iflas yolu ile adi takipte 11 nolu ödeme emrinin borçlunun adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir.

Hükmi şahıslar adına gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedenini araştırması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi, haber verildiği bildirilen en yakın komşusunun imzasının alınması gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması ve komşunun imzasının alınmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.

Somut olayda tebligat memurunun muhatabın adresinin kapalı olması nedeniyle mahalle muhtarına tebligatı teslim edip, imzasını alıp, 2 nolu ihbarnameyi muhatabın kapısına yapıştırdığı, durumu en yakın komşusuna haber verdiği anlaşıldığından, davacı borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, bu nedenle şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Karşı taraf/alacaklı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve aynı ilkelerin Hukuk Genel Kurulu'nun 28.02.2007 gün ve 2007/12-95 E-2007/94 K sayılı kararında da vurgulanmış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.