"İçtihat Metni"
ESAS NO : 2009/2-129
KARAR NO : 2009/164
MAHKEMESİ : Antalya 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2007
NUMARASI : 2007/211-2007/1077
Taraflar arasındaki “boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 3.Aile Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, maddi-manevi tazminat ve nafaka davasının kısmen kabulüne dair verilen 24.02.2006 gün ve 2003/880 E.,2006/158 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 09.11.2006 gün ve 8222-15312 sayılı ilamı ile; (...Çelişkili tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
*Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların evlendikleri günden itibaren evliliklerinin yolunda gitmediğini, davalının evliliğin ilk gününden itibaren sürekli alkol aldığını, eve bir iki haftada bir uğradığını, sürekli eşini ve çocuklarını dövdüğünü evle hiç ilgilenmediğini, davacının bu duruma çocukları için katlandığını ancak üç dört ay kadar önce davalının ortak haneyi terk ettiğini ve bu süre zarfında davacı ile çocukların bakımını davacının ablası ve eniştesinin yaptığını, evlilik birliğinin davacı yönünden katlanılmaz hal aldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, çocukların velayetinin davacıya verilmesine, 15.000.000.000 TL.maddi, 15.000.000.000 TL.manevi tazminata, davacı için aylık 200.000.000 TL.yoksulluk nafakasına, her bir çocuk için 75.000.000 TL.iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dilekçesindeki iddiaların tamamen asılsız olduğunu ileri sürerek davanın reddini, 5.000.000.000 TL.manevi tazminata hükmedilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda karısına şiddet uygulayan davalı kocayı kusurlu kabul ederek davacı tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, maddi-manevi tazminat ve nafaka taleplerinin ise kısmen kabulüne karar vermiş, davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme aynı gerekçe ile kararında direnmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olup olmadığı noktasındadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, direnme kararı yerindedir.
Ne var ki davalı vekilinin sair temyiz nedenleri özel dairece incelenmemiş olduğundan, dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan dosyanın davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.05.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.