"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2009
NUMARASI : 2009/63-2009/136
Taraflar arasındaki “İtirazın İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 10/4/2008 gün ve 2006/335 -2008/396 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 17/11/2008 gün ve 16182-19662 sayılı ilamı ile; (…Davada; davalının 2002 yılında yaptığı kaza sonucunda aracının ağır bir şekilde hasarlandığı, tamir için dava dışı Bahadır isimli şahsa verildiği, onun da yine oto tamircisi olan davacıya aracı teslim edip tamirini istediği, aracın tamiratını yapan davacının Bahadır isimli şahsı bulamadığı, bu arada davalının şikayeti üzerine aracın tamir edilmiş bir şekilde polise teslim edildiği, davalının da 24.12.2004 tarihinde aracı teslim olmasına rağmen tamirat giderini ödemediği, hakkında yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek takibe itirazın iptaliyle %40 tazminatın tahsili istenilmiştir.
Davalı iddiaların yersiz olduğunu, olayda zamanaşımının dolduğunu, davacı ile herhangi bir akdi ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklandığı, ancak BK'nın 66. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada ileri sürülen maddi olayların hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini tayin etmek doğrudan hakimin görevidir. Somut olayda davalı araç malikinin hasarlı aracını tamir için dava dışı B.. isimli şahsa teslim ettiği onun da davacıya tamir ettirdiği, hatta davalının sigorta şirketinden 1.600,00 YTL tamir parasını tahsil ettiği davalının müşteki sıfatıyla verdiği imzalı ifade tutanaklarından anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yanlar arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmasa dahi davacının davalı yararına tamir ettiği araç nedeniyle yaptığı giderleri Borçlar Kanununun vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince isteyebileceği açıktır. Vekaletsiz tasarrufta ise zamanaşımı süresi yasada ayrıca bir hüküm bulunmadığından genel zamanaşımı süresi olan 10 yıldır.
O halde, mahkemece zamanaşımı def'inin reddiyle uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 08/07/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.