Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/13-509 E. 2010/555 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıplı hizmet nedeniyle ürünün yenisiyle değiştirilmesi talebi üzerine, davalının sıfatının satıcı mı yoksa ithalatçı mı olduğunun belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararından sonra, daha önce dosyada bulunmayan ve davalının "ithalatçı" olduğunu gösteren yeni bir belgeye dayanarak ve ilk kararındaki gerekçesini değiştirerek verdiği karar, gerçekte yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan, Hukuk Genel Kurulu tarafından değil, Özel Daire tarafından incelenmesi gerektiği gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara 7. Tüketici Mahkemesi

TARİHİ : 30/03/2010

NUMARASI : 2010/35-2010/151

Taraflar arasındaki “Ayıplı hizmet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Tüketici Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.04.2008 gün ve 2007/418 E.- 2008/201 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 08.06.2009 gün ve 2008/15333 E.-2009/7786 K. sayılı ilamı ile;

(…Davacı, davalıdan satın aldığı araçla yaptığı kaza sonrasında, aracın yetkili serviste tamir edildiğini, ancak tamirin kusurlu yapılması nedeniyle araçtı yeni arazılar ortaya çıktığını öne sürerek, aracın değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacının, davalıdan 25.8.2005 tarihli fatura ile satın aldığı aracın, 15.9.2006 tarihinde davacı elindeyken kaza yaptığı ve yetkili servisçe tamir edildiği, dosyadaki delilerden anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aracın geçirdiği kaza nedeniyle bazı parçaları değişirken, yetkili servisin özensiz, yetersiz ve ayıplı servis hizmeti vermesi nedeniyle, arızaların ortaya çıktığı ve yapılan onarımlar ile de bu arızaların giderilemediği belirtilmiştir. Sanayi Mallarının Satış Sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 16.maddesi gereğince, imalatçı- üretici ve ithalatçılar satış sonrası hizmetlerin sağlanmasından ve yürütülmesinden, servis istasyonları ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Şu halde yetkili servisin ayıplı hizmet sunması halinde, bundan satıcı davalıyı sorumlu tutmak mümkün değildir. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü, usul ve yasaya aykırıdır…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava; ayıplı hizmet nedeniyle ürünün (otomobil) yenisi ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece; karar gerekçesinde davalının konumunun “satıcı” olduğu benimsenerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.

Bozma sonrası yapılan yargılamada ise ;-bozma öncesinde ibraz edilmediği ve dosyada bulunmadığı anlaşılan- davalının “ithalatçı” olduğuna ilişkin belge ibraz edilmiş ve davalı vekili bozma öncesinde ortaya koymadığı müvekkilinin bu sıfatını bozmaya karşı beyanları içeren dilekçesi ile duruşmadaki beyanında ortaya koyarak, açıkça davalının “ithalatçı” olduğunu belirtmiştir.

Yerel mahkeme, bozma sonrasında direnme olarak adlandırdığı kararında bu bilgi ve beyana dayanmış; daha önce tartışmadığı hususlara da yer vererek gerekçesini oluşturmuştur.

Hükmü davalı vekili, temyize getirmektedir.

Dosyadaki bu somut durum karşısında Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.

Öncelikle belirtilmelidir ki, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK. m.429).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile veya bilgiye dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Yukarıda da belirtildiği üzere, yerel mahkeme ilk karar gerekçesinde davalıyı “satıcı” olarak benimsemiş iken, bozmadan sonraki aşamada dosyaya giren belge ve bilgiye dayalı olarak bu kez direnme gerekçesinde davalının “ithalatçı” olduğunu kabulle hükmünü oluşturmuştur.

Hal böyle olunca; mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozma sonrası ilk defa dosyaya giren bilgiye dayalı olarak, davalı sıfatının “ithalatçı” olarak kabulüyle verilmiş ve değiştirilmiş; tamamen yeni bir gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Şu durumda; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç :Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.11.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.