Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/2-171 E. 2010/193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tasarruf yetkisinin sınırlandırılması istemiyle açılan davada, yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına rağmen önceki kararında direnmesinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararından sonra dosyaya giren yeni delillere dayanarak direnme kararı vermesinin, HUMK 429. maddesine aykırı olduğu ve yasal anlamda bir direnme kararı niteliği taşımadığı gözetilerek, yeni hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara 2. Aile Mahkemesi

TARİHİ : 13/05/2009

NUMARASI : 2009/450-2009/683

Taraflar arasındaki “tasarruf yetkisinin sınırlandırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.03.2007 gün ve 2006/1332 E., 2007/355 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18.02.2009 gün ve 2007/17166 E., 2009/2617 K. sayılı ilamı ile,

(…Türk Medeni Kanununun 199. maddesi ailenin ekonomik malvarlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde eşlerden birinin istemi üzerine hakimin, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapabileceğine karar verebileceğini hükme bağlamıştır.

Dosya içerisinde yer alan Ankara 8. Aile Mahkemesinin 21.03.2007 gün ve 2006/812 esas, 2007/321 karar sayılı dosyasında davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının takip edilmeyerek açılmamış sayılmasına karar verildiği yine Ankara 1. Aile Mahkemesinin 15.5.2007 gün ve 2006/1340 esas, 2007/504 karar sayılı dosyasında ise davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası talebinin reddedildiği anlaşılmıştır. Bu dosyalar içeriğine ve dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarının davalı kocanın, aileyi ekonomik çöküntüye sokacak davranışlarının varlığını ispata yeterli değildir. Kanıtlanamayan davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 199. maddesi uyarınca tasarruf yetkisinin sınırlandırılması isteğine ilişkindir.

Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenle bozulmuş, mahkemece, tarafların boşanmasına karar verildiği, tanık beyanlarına göre davalının ailenin ekonomik varlığını elden çıkarmak gayreti içinde olduğu, taraflar arasında davalar nedeniyle geçimsizlik olduğu, davalının malvarlığını satılığa çıkarmasının ailenin ekonomik varlığını yok etme ve evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerden doğacak parasal desteği vermekten kaçınması sonucunu doğurduğu gerekçeleriyle önceki kararda direnilmiştir.

Ne var ki, mahkeme bu kez, bozmadan önce dosyada bulunmadığından mahkemece ve Özel Dairece incelenmeyen, Ankara 5. Aile Mahkemesinin 27.05.2009 tarih 2007/462 E., 2009/705 K. sayılı tarafların boşanmalarına dair karar örneğini değerlendirmiş ve hükmüne gerekçe yaparak önceki kararında direnmiştir.

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesinde “Yargıtay ilgili dairesi temyiz edilen kararı bozarsa, davayı, kararı vermiş olan mahkemeye veya uygun göreceği diğer bir mahkemeye gönderir. O mahkeme, temyiz edenden 434 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. Mahkeme eski kararında direnirse, bu kararın gerekçesi genişletilmiş olsa bile, direnme kararının temyizi halinde temyiz incelemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır. Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymak zorunludur” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre mahkeme, bozma ilamı üzerine tarafların beyanlarını aldıktan sonra başkaca araştırma ve inceleme yapmadan bozma ilamına uyup uymayacağına karar vermelidir. Bozmadan esinlenerek araştırma yapılması ve bu araştırma sonucuna dayanılarak karar verilmesi, direnme olarak adlandırılsa dahi yasal anlamda direnme kararı niteliğinde değildir.

H.U.M.K.nun 429. maddesine göre “mahkeme, eski kararında direnirken bu kararının gerekçesini genişletebilir ancak yeni bir delile dayanamaz”.

Yerel Mahkemece, bu hükme aykırı olarak bozmadan önce dosyada olmadığı için mahkemece ve temyiz incelemesi sırasında Özel Dairece incelenmeyen, bozmadan sonra dosyaya konulan belgelere dayanarak direnme kararı verdiğinden ortada varlığından sözedilebilecek bir direnme kararı mevcut olmayıp, yeni bir hüküm söz konusudur.

Bu nedenle, yeni hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.