Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/21-403 E. 2010/403 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mahkemenin, yaşlılık aylığı borcu bulunmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptali istemiyle açılan davada verdiği kabul kararına karşı davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozma kararı verildikten sonra, yerel mahkemenin direnme kararında ilk hükümden farklı hüküm kurup kuramayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının nihai bir karar olduğu ve mahkemenin davadan elini çekerek davayı sona erdirdiği, direnme kararında yer alacak hüküm fıkrasının direnilen ilk karardan farklı olamayacağı ve aksi halde kazanılmış hakka aykırılık oluşturacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon İş Mahkemesi

TARİHİ : 20.04.2010

NUMARASI : 2010/64 E-2010/378 K.

Taraflar arasındaki yaşlılık aylığı borcu bulunmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.10.2008 gün ve 2008/564-747 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 22.12.2009 gün ve 2008/20329-2009/16839 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, yaşlılık aylığı borcu bulunmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptali istemlidir.

Mahkemenin 23.10.2008 tarihli kararında davanın tümünün kabulü ile davacıya kurum tarafından tahsis edilen yaşlılık aylığı alması nedeniyle davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, kurumun karşı işleminin iptaline, karar verilmiştir.

Bu kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmasından sonra mahkemece önceki kararda direnildiği ifade edilmiş ise de verilen kararda “davacının davasının kabulü ile kurum tarafından yersiz ödeme nedeniyle çıkarılan miktar itibariyle kuruma borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiş; ancak ilk hükümde yer almasına karşın onunla çelişki oluşturacak şekilde direnmede “kurumun karşı işleminin iptaline” karar verilmemiştir.

Öncelikle belirtelim ki, yerel mahkemelerin direnme kararları (HUMK.’nun 429/II md) bir davayı sona erdiren (nihai) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı direnme doğrultusunda mahkemenin yazmasından ibarettir. Bu bakımdan direnme kararından dönme (Rücu) mümkün değildir. Esasen ilamın tefhim edilen karara uygun yazılması Kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardandır. Nitekim bu kurala kanun koyucu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 381. ve 388.maddeleriyle hayatiyet kazandırmıştır.

Gerçektende, HUMK.’nun 381. ve 388.maddeleri emredici hükümlerden olup Kamu düzeni amacı ile vaz’edilmişlerdir. Bu maddeler hükmünce kararların alenen tefhim edilmesi gerekir. Davanın tamamen reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek farklı bir hüküm kurulamaz. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı için hiç bir süretle üstün görülemez.

Mahkeme herhangi bir ayrıma girmeksizin ve kısmen direndiğine ilişkin bir açıklık getirmeksizin önceki kararında direnme yönünde karar vermişse direnme kararında yer alacak hüküm fıkrası direnilen ilk karardan farklı olamaz. Zira, direnilmekle bir taraf lehine gerçekleşen usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak nitelikte hüküm kurmak olanaklı değildir.

Somut olayda da; yukarıda açıklandığı üzere ilk karar davanın tam kabulüne ilişkin olup hem tespit hem de iptal hükmü içermektedir. Mahkeme bu kararda direnmeye karar verdiğine göre kuracağı hüküm yine tam kabul ile hem tespit hem de iptal yönünde olmalıdır. Oysa mahkeme gerek kısa, gerek gerekçeli direnme kararında sadece tespit hükmüne yer vermiş; iptale ise hükmetmemiştir. Böyle bir hüküm direnilmekle oluşan kazanılmış haklara aykırılık oluşturur.

Mahkemenin bu kararı yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı olup; direnilen ilk karardaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmak üzere kararın bozulması gerekmiş; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.

S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince usul yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 22.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.