Logo

Hukuk Genel Kurulu2011/1-620 E. 2011/715 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına rağmen, önceki kararında direnmesinin hukuki sonuçları.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma ilamından sonra, tenkise ilişkin ilk kararında yer almayan yeni bir hukuki değerlendirme yaparak hüküm kurması ve bunun da yeni hüküm niteliğinde olması gözetilerek, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "tapu iptal-tescil,tenkis" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.07.2010 gün ve 2008/90 E., 2010/255 K. Sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 23.12.2010 gün ve 2010/12923 E.,2010/13973 K. sayılı ilamı ile;

("...Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil veya tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, miras bırakanın davalıya satış suretiyle devrettiği 7 adet taşınmaz yönünden temliki işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne ve tenkise konu olduğu anlaşılan 12 parça taşınmaz yönünden davanın tefrikine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. O halde davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, bu yönlere ilişkin hükmün ONANMASINA;

Ancak, mahkemece 3.kişiden satın aldığından bahisle reddine karar verilen 6 parça taşınmaz yönünden iptal tescil isteminin reddine karar verilmesi doğru ise de bu tür temliklerin de koşullarının varlığı halinde tenkise tabi olabilecekleri tartışmasızdır. Davada iptal tescilin yanında kademeli olarak tenkis isteğinde de bulunulduğuna göre anılan taşınmazlar yönünden de tenkis araştırması yapılması zorunludur. Ne varki, mahkemece bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.

Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren BOZULMASI gerekir...")

gerekçesiyle, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile bu yönlere ilişkin hüküm onanıp; davacının temyizi yönünden bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

Yerel mahkemenin bozmaya konu ilk kararında, dava konusu 115 ada 264 , 140 ada 59, 121 ada 187,297,299 ve 110 ada 2 nolu parsellerin muris ile bir ilgisi bulunmadığı, davalının murisin dışında başka kişilerden satın alma yoluyla zilyet olduğu ve kadastro zamanında adına tespit gördüğü,gerekçeleri benimsenerek, davanın reddine karar verilmiştir.

Taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.

Yerel mahkemece, önceki kararda direnildiğinden bahisle "taşınmazların satım bedelinin muris tarafından verildiği iddia edilerek kararın temyiz edildiği, yargılama sırasında bu hususun ispat edilemediği, koşulları bulunmadığından tenkis hesabına dahil edilmeyeceği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmü davacılar vekili temyize getirmiştir.

Görüldüğü üzere; yerel mahkeme ilk kararında altı parça taşınmazla ilgili tenkis yönünden herhangi bir gerekçeye yer vermemiş; muris muvazaası yönünden gerekçe oluşturarak davanın reddine karar vermiş iken, temyize konu direnme olarak adlandırdığı kararında bozmadan esinlenerek tenkis konusuna girip bu hususu irdelemek suretiyle yeni bir hukuki olguya dayanarak hükme varmıştır.

Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Somut olayda:

Yukarıda ayrıntısıyla açıklandığı üzere, ilk kararında, altı adet taşınmaz hakkında tenkise ilişkin herhangi bir gerekçe ve hüküm oluşturmamışken, temyize konu kararının gerekçesinde, bozma ilamından esinlenerek, bu ilamda işaret olunan şekilde tenkise ilişkin değerlendirme yapmış, açıkça ilk karardan farklı bir olguya ve hukuki nedene dayalı hüküm oluşturmuştur.

Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu bu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.