"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2011
NUMARASI : 2011/123-2011/178
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.06.2010 gün ve 2010/203 E-307 K sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.10.2010 gün ve 2010/9174 E-10282 K sayılı ilamı ile;
(....Davacı, davalı idareye ait 870 ada 170 parselde kayıtlı 12.000 m2’lik taşınmazın turistik otel ve turizm tesisi yaptırılmak üzere kiralanması işine ilişkin 16.03.2010 tarihinde yapılan ihalede en yüksek teklifi vererek ihaleyi kazandığını, ihale sonrasında davalı ile 15.04.2010 tarihinde akdettikleri taşınmaz kira sözleşmesine göre; yatırım döneminde kira bedelinin 70.000 TL, işletme döneminde ise kira bedelinin yıllık brüt cironun % 8’i olmasına rağmen, işletme döneminde ödenecek kiranın alt sınırı ile ilgili sözleşmede ve şartnamede birbiri ile çelişen hükümlerin mevcut olduğunu ve bu durumun ileride taraflar arasında ihtilaf doğmasına sebep olacağını belirterek, işletme dönemine ait sözleşmenin hükümleri arasındaki çelişkinin giderilerek, kira bedelinin alt sınırının tespitini istemiştir.
Davalı idare vekili 10.05.2010 tarihli oturumda davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Görülüyor ki istek tespit hükmü kurulmasına ilişkindir.
Bu tür davalar taraflar arasında bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığını amaçlar. İlke olarak da tespit davasının dinlenebilmesi için dava konusunun bir hukuki münasebete ilişkin olması ve davacının bu hukuki münasebetin mevcut olup olmadığının hemen tespitinde hukuken korunur bir yararının bulunması lazımdır.
Somut olaya gelince; gerek dava konusu istem, gerekse kurulan hüküm dava tarihinde var olan bir uyuşmazlığa değil, ileride meydana gelebilecek bir uyuşmazlığa matuftur. Kısaca 15.04.2010 tarihli sözleşme henüz işletme aşamasına geçmediğinden ilerideki bir uyuşmazlığa yönelik olarak peşinen tespit isteminde bulunulamayacağı gibi bu konuda talepte bulunanın hukuki yararı yokluğu sebebiyle açılan dava dinlemez...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,19.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.